Şu an o kadar mutluyum ki anlatacak kelime yok bu mutluluğumu. Camdan dışarıya görünmediğimi umarak biraz daha kaydım. Tam altımda Çınar ve Jülide kavga ediyordu. Dediklerinin 10 da 3 ünü ancak anlıyordum ondan da zaten kavga konusunu asssla anlamamıştım. Jülide taramalı tüfek gibi hızlı hızlı konuşurken Çınar ona nazaran daha sakindi. Tam biraz daha kaymıştım ki çınar bey kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Yüzümde oluşan sahte sırıtmayla hemen içeri girdim. Sıçmıştım sıçmış. Allahtan Jülide cadısı görmemişti.
Ne kadar merak etsemde paşa paşa asistanlarla ortak odamiza gittim. Herkes öğle arasında olduğu için oda boştu.
Onlar ayrılırsa Jülide cadısı benimle uğraşmazdı belki artık. İçimden söylene söylene iş yaparken bi anda kapı açıldı. Kafamı kaldırmamla Boranla göz göze geldim. Yüzümde ki sırıtmayla kalktım.Bora:Kusura bakma. Camdan görünce kapıyı çalmadan direkt daldım ama...
Emrah: Sorun değil. Ne için gelmiştin?
Boran: Öğle aran boşsa birlikte yemek yemeye çıkalım diyicektim.
Öğle arasına çıkacakken Çınarı ve Jükideyi görünce tamamen aklımdan çıkmıştı yemek yemek.
Emrah: Olur aslında
Boran: Tamamdır çıkalım o zaman.
Telefonumu ve cüzdanımı kontrol edip odadan çıktım. Boranla sohbet ederek ajanstan çıkarken Çınar beyle gözgöze geldim. Çok... çok sinirli duruyordu. Yanımda konuşan Boranla tekrar odağımı ona verdim. Açıkçası Çınar bey üzülsün istemezdim. Ama Jülide konusu hariç. İyi bir ders almalıydı ki kendi yaptığı yanlışları düzeltmeliydi. Jülide yüzünden bir sürü azar yemiştim.
Boranla eğlenceli geçen sohbetin ve yemeğin ardından şirkete geri dönmüştüm. Odama doğru geçecektim ki kolumdan tuttu biri.
Çınar: Iki dakika odamda konuşalım.
Kafa sallayıp arkasından gittim. Daha doğrusu sürüklendim. İçeriye girdiğimiz de Çınar bey perdeyi kapattı.
Çıkar: Emrah... yine ne işin vardı senin o adamla?
Suratına bir müddet baktım. Ne alakaydı şimdi?
Emrah: Size ne Çınar bey. Arkadaşım benim Allah Allah. Niye bu durumu bu kadar kafanıza takıyorsunuz?
Sesini deminkine nazaran sakinleştirip konuştu.
Çınar: Ne takıcam kafama çocuk. Sonuçta ünlü biriye gezip tozuyorsu laf söz olur diye diyorum.
Yüzüne sinirden samimiyetsiz bir gülünseme yerleştirip konuştum.
Emrah: Benim için endişelenmeyin siz. Kendi ilişkinizle ilgilenin Çınar bey. Bittiyse çıkıyorum.
Çınar: Dur!.. Yani ben ve Jülide ayrıldık. Yani ben ayrıldım... Onunlayken at gözlüğü takmış gibiydim. Yani yanlış ve doğru ayırt edemediğini fark ettim. İyice toksik bir hâl aldık. Başlamamız bile hataydı sanırım.
İçten içe sevinsende suratım "ee bundan banane?" diyordu.
Çınar: Yani sana bunları söylüyorum çünkü ben at gözlüğü takarken çok fazla incittim seni. Biliyorum, eskisi gibi değilsin hâlâ kırgınsın bana şimdi bile ama ben çok pişmanım Emrah.
Elleri yanaklarımı bulunca tepki veremedim heyecandan. Yanaklarımın ısındığını hissediyordum sadece.
Çınar: Emrah ben çok ama çok özür dilerim. Tekrar eskisi gibi olman için de elimden geleni yapmaya hazırım. Sen- Sen benim için çok değerlisin. Umarım anlatabilmişimdir pişmanlığımı.
Hâlâ adamın suratına şaşkın şaşkın baktığımı fark edince toparlandım. Hâlâ yanaklarımda olan ellerini tuttum ve indirdim ama bırakmadım.
Emrah: Şey açıkçası biraz şaşırdım sizden böyle samimi bir özür beklemiyordum. Çınar bey emin olun yerinizde başka biri olsa şu an burda olmazdım ama size cidden değer veriyorum bende. O yüzden burdayım. Elimden geldiğince geçmişi görmezden gelmeye çalışıyorum zaten ama bir anda olacak bir şey değil bu.
Elimi sımsıkı tutup karşılık verdi.
Çınar: Biliyorum. Elimden geleni de yapacağım sana geçmişi unutturmak için.
Allahım neler oluyor. Bu adamın kafasına bir şey mi düştü.
Sakin olmaya çalışıp elimi ilk ben çektim.
Emrah: Merakla bekliyorum nasıl unutturacağınızı.
İmalı bir şekilde söylediğim şeye içten bir şekilde güldü.
Çınar: Hafta sonu boş musun? Çok güzel bir film var vizyonda.
Evet, evet boşum ama bu fırsat her zaman geçmez elime.
Emrah: Maalesef gelmeyi çok isterdim ama başkasına sözüm var.
Çınar: Kime?
Emrah: Pardon?
Çınar: Yani şey başka bir zaman da olur tabii. Hafta içi işten sonra da olur. Sen ne zaman müsait olursan.
Emrah: Aslında pazartesi iş çıkışı olabilir sanırım.
Heyecanlı bir cevap verdi.
Çınar: Süper. İlk önce yemek yeriz ardından sinemaya geçeriz.
Emrah: Evet öyle yaparız. Benim şimdi gitmem lazım. Malum daha yeni kurtulduk batmaktan. İşler beni bekler. Görüşürüz Çınar bey.
Çınar: Görüşürüz Emrah.
Arkamı döner dönmez mutluluktan sırıtmamak için tuttuğum kendimi bıraktım. Ağzım kulaklarımdaydı. Ben Çınar beyle date e çıkıyordum resmen. Pazartesine kadar kendimi hazırlamam lazım...
:')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerin Asistanı
Teen FictionBir menajer ve asistanı arasın da geçen boy×boy hikayedir. Menajerimi ara dizisinden Emrah ve Çınar'ı shipliyordum ve bu hikayeyi yazdımm. Emrah ne taş çocuk beee...