2-İstifa

184 15 13
                                    

İkinci korku filmini de ağlayarak bitirdim. Pislik Çınar bey, sizden nefret ediyorum... Yılaaan Jülide, seni öldürmek istiyorum...

Sinirle üzerimde ki yorganı kafama kadar çektim.

Tamam beni üzmelerine  izin vermeyeceğim dediysem de bugün için üzülmeyeceğim demedim.. O yüzden şimdi son kez üzülüyorum..

Hatırladıkça avucumun için de ki yorganı biraz daha sıktım.

Yarın istifa mektubumu yazıp, gizlice masasına koyacağım. Yüzünü görmek istemiyordum artık. Onlar birlikte olduğu günden beri, kendimi bir şekilde üzülen taraf olarak buluyordum.

Kavga ettiklerinde Çınar bey sinirini benden çıkarıyordu. Hatta iblis(?) diye kayıtlıyım telefonun da! Ne bekliyorsam.

Hayır anlamadığım nokta istemiyorsan kovsana kardeşim(!) ama yok sustuğum için hepsi!

No more silence, baby!

Telefonu elime alıp ilk önce Diclenin mesajlarına yanıt verdim. Sonrasında da Güline mesaj attım.

🍂

Ben:
Gülin Çınar bey'in ajanstan ayrıldığı bir ara var mı?

🍂

Bir süre elimde telefonla bekledim. Mesaj gelmeyince yatağın kenarına fırlatıp tekrar elime nutellamı aldım. Şu an regl dönemin de ki kızlar gibi hissediyordum. Üstelik karnım da ağrıyordu ama bu adet sancısı değil çok fazla aburcuburdan oluşan bir ağrıydı. Su içmek için sızlanarak ayağa kalkacaktım ki müzik sesi odayı doldurdu. Hemen çalan telefonuma dönüp elime aldım.

Gülin arıyordu? Bekletmeden açtım.

🍂

"Ya sen ne yaptığını sanıyorsun!"

"Ay ne yapmışım yine?"

"Yarım gün boyunca iki insanın birden asistanlığını yapmak çok zor anladın mı! Hayır yani maaşımın 2 katı yatıracaklarsa sorun etmem ama öyle bir şey de olmayacağı içi-"

"Ya Gülin Allah aşkına sus biraz ara ver. Bu da kafa ya!"

"Gülin sussun tabii. Gülin kahve getirsin! Gülin Ali ve Mesutla konuşsun! Gü-"

"Ben yarın istifa edeceğim. Bana Çınar Bey'in ajansta olmadığı bir saat ver. Ver ki rahatca istifa mektubumu masasına bırakıp, eşyalarımı toplayayım. Ee tabi bir de bir kaç kişiyle veda etmem lazı-"

"Ne saçmalıyorsun be. Ben yine mi ikisinin de asistanlığını yapacağım!?"

"Ben istifa ettikten sonra Çınara... Çınar Bey'e söyle Kıraç bey'in asistanlığını yapıyorum, ikiniz birden idare edemem de. Ben mi söyleyeyim bunları sana."

"Ya sabır. Hı söyleyeyim de beni kovsunlar dimi"

"Bak Gülin vazgeçtim ne yaparsan yap. Bana bir saat vermeni istedim alt tarafı onu da amma uzattın!"

"Off tamam bee bekle bakayım programına. Aklımda tutamıyorum artık malum iki kişinin asistanlığını yapıyorum."

Derin bir iç çekip sessiz kaldım. Gülin hep... Gülindi.

"12.45 te İrem Dericiyle buluşmak için çıkar. O ara gel... Beni de bıraksın artık bu Çınar Bey aaa!"

"Hı hı teşekkürler gülinciim. Baay!"
🍂

Bunu da zorda olsa hallettiğime göre şimdi su içebilirim.

Dolaptan bardak alıp sebilden su doldurdum.

Bir müddet işsiz kalacaktım anlaşılan. Neyse ki banka da birikmişim var o beni üç dört ay idare ederdi ama o kadar beklemeden iş başvurusu yapmaya başlamalıyım.

Suyu bitirdikten sonra derince bir iç çektim. Yine sinirlenmeye başlıyordum. Yatağımın yanına gidip üzerin de ki aburcuburları komodine koyup tekrar yorganın altına girdim. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Erken uyumam lazımdı sabah kalkıp yazmam gereken bir istifa mektubu vardı çünkü.

🍂🍂🍂

Uyanınca kısaca atıştırıp istifa dilekçesi için masaya geçtim. Bilgisayarda örnek bir dilekçeyi word e yapıştırıp kendime uygun şekilde düzenledim.

Ayrılma nedeni kalmıştı sadece. Ne yazabilirdim ki? "Son zamanlarda bana olan sert tutumunuzdan dolayı görevimi yerine getirmek konusunda zorlanmış bulunmaktayım" ?? Yaaanii fena değil sanırım. Bunun için de uğraşamayacaktım artık.

Dilekçeyi yazdırıp zarfa koydum. Saate baktığım da 10.47 yi gösteriyordu. Daha zamanım vardı anlaşılan. O zamana kadar ne yapabilirim diye düşünürken, mutfaktan telefonumun zil sesi duyuldu. Uyuşuk adımlarla mutfağa adımlarken zil sesi kesildi. Telefonu elime aldığım da "Çınar Bey" yazısını görünce dondum. Tekrar ismini görünce telefon elimden kaydı. Yere düşen telefonumu hemen geri aldım. Ekranı çizilmişti.

Adam dünyaya bana zarar vermek için gelmiş resmen.

Sinirle ikinci aramayı da cevapsız bıraktım. Üçüncü kez aramaz herhal de diye düşünürken zil çaldı.

O gelmiş olamaz herhalde canım değil mi?!

Kapıya koşar adım gidip kapı deliğinden baktım. Dicleyi görmemle tuttuğum nefesi bıraktım.

Gülümseyerek kapıyı açmamla geriye doğru sertçe itilmem bir oldu.

Neyse burda bitirelim bakalım 😌

Bayadır bölüm atmadım çünkü diğer kitabıma olumsuz bir yorum aldım ve bundan etkilendim sanırım. Napiyim çabuk etkileniyorum. Neyse umarım seviyorsunuzdur kitabı👍🏻❤

Menajerin AsistanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin