Emrah'tan
Kıraç: Emrah 2 sade türk kahvesi getir.
Emrah: Tabii Kıraç bey.
Kapıdan çıkıp arkamdan kapattım ve mutfağa doğru ilerledim. Bunun için de odana kadar çağırmazsın be adam! Uzun koridorun geçerken Çınar beyi Jülide'nin yanında görmüştüm. Yine! Her neyse Jülideyi severim iyi kızdır. Umarım.... umarım... Off ne diyorum ben. Beni ilgilendiren bir durum yok sonuçta.
Düşüncelerimi dağıtıp mutfağa girdim. İçerde kimse olmadığı için kahve makinesini elime aldım. Kıraç beyle dört gündür çalışıyorduk. Ufak tefek şeyler hariç bir sorunumuz yok gibiydi. Bu sefer yanına pek çağırmıyordu. Ona da hak veriyorum. Ajans olarak zor zamanlar geçiriyorduk. Kafasını toparlamak için tek kalmak isteyebilirdi. Aslın da Çınar bey konusunda da bu yüzden kızgın değil, kırgındım. Batıp batmayacağımız belli değildi. Herkes gergindi. Korkmuyor değildim... Çınar bey beni bırakır mıydı ki? Yok canım niye bıraksın. Sonuçt-
Emrah: Aaahhh... hay-
Çınar: Ne bu gürültü!
Emrah: Yok bir şey Çınar bey! Bağırmazsanız sevinirim stres oluyorum da..
Sinirle ona baktıktan sonra elime üflemeye başladım.
Çınar: Ne yapıyorsun sen? Suya tutacaksın elini, üfleyerek geçmez.
Elimi kavrayıp suyun altına tutunca gözlerimi büyültüm. Şahsen Çınar beyin böyle bir şey yapacağını tahmin etmemiştim. Kendisi genelde... bana karşı çok... nasıl desem... soğuktur.
Suya tuttuktan sonra çeşmeyi kapatıp beni mutfak kapısını biraz ilerisinde ki ecza dolabının önüne götürdü. İçinden yanık kremi olduğunu düşündüğüm kremi aldı. Eline biraz sürdükten sonra yanan 2 parmağıma yavaşça, üfleyerek sürdü. Ben alt dudağımı büzüp acıdan yanan parlaklarım için ağlamamaya çalışıyordum.
Jülide: Çınar...bey.
Çınar bey elimi ittirince acıyla inledim, gözlerim istemsizce doldu. Çok acıyordu. Elimi tekrar suyun altına tuttuktan sonra hafifçe peçeteyle kuruladım.
Çınar: Jülide ne yapıyorsun öyle sessizce yaklaşılır mı hiç?
Jülide: Pardon ben gelmeyince sizi merak ettim de..
Çınar: Haa ben Emrah elini yakınca yardım etmek istedim. Herneyse. Hadi gidelim canım biz.
Elini Jülide'nin beline koyup dışarıya doğru yönlendirdi. Yere düşen kremi alıp tekrar üfleyerek sürdüm. Gözlerimi sağlam elime peçete alıp silim. Şu yaşananları düşünmek bile istemiyordum artık.
Kahveleri fincanlara yerleştirip Kıraç beyin odasına gittim. Kapıyı çalıp fincanları önlerine koydum.
Kıraç: Emrahcım(!) niye bu kadar geç geldi kahveler...
Deyip sahte ve yapmacık bir şekilde güldü.
Emrah: Kıraç bey ben mutfakta kimse olmayınca ken-
Kıraç: Neyse canım önemli değil hatalarından ders çıkar yeter. Çıkabilirsin.
Emrah: Peki Kıraç bey...
![](https://img.wattpad.com/cover/241113834-288-k179142.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerin Asistanı
Teen FictionBir menajer ve asistanı arasın da geçen boy×boy hikayedir. Menajerimi ara dizisinden Emrah ve Çınar'ı shipliyordum ve bu hikayeyi yazdımm. Emrah ne taş çocuk beee...