Bugün güne güzel duygularla başlamıştım. Resmen çınar bey gelmişti özür dilemek için evime. Bi de üç kere sarılmıştı tabii ki onu unutmayalım.
Enerjik bir şekilde kalkıp hazırlandım. Parfümümü de sıkıp evden ayrıldım. İş yerine geldiğim de tam Kıraç beyin odasına yönelecektim ki biri kolumdan tutup durdurdu. Gördüğüm kişiyle günüm biraz daha güzelleşti. Boran Kuzum bana gülümseyip sarıldı. Bende fazla beklemeden karşılık verdim.
"Kardeşim ya seni buralarda da mı görecektim."
"Boraan. Ne kadar uzun zaman oldu seni görmeyeli?"
Ayrılıp omuzumdan tuttu.
"Yani mahalleden taşınan ben değildim sonuçta dimi canım. Bari gidiyorsun beni de götürseyin belki bende ünlü olurdum."
"Haklısın benim hatam. Her zaman ki gibi senin hiçbir suçun yok.
Biz gülerek sohbet ederken öksürük sesiyle ayrıldık. Ardından kapıda ki Kıraç bey konuştu.
"Emrah beycim Boran beyle sohbetinizi bölüyorum ama bana lazım kendisi."
"Oldu o zaman. Çıkışta buralarda ol numaranı aliyim."
"Tamamdır hadi sen gir içeri sonra Kıraç bey laf atıyor."
O odaya girdikten sonra tam arkamı dönmüştüm ki tekrar bi öksürük sesi geldi. Bu sefer baktığım da Çınar beyi gördüm.
"Bi gelsene Emrah"
O önde ben arkasında odasına girdik.
"Efendim Çınar bey bir şey mi isteyeceksiniz?"
"Evet evet bir şey isteyeceğim. Şu kitaplıktaki dosyaları alfabetik sıraya göre diz. Çok karışmış."
"Ama Çınar bey ben Kıraç beyin asistanı değil miydim bir aylığına?"
"Emrah dediğimi yap. O konu dün kapandı sende biliyorsun. Bundan sonra asistan değiştirmek falan yok unut. Çok meraklısın herhalde Kıraç beyi görmeye? Yoksa Boran bey mi demeliyim?"
Sona doğru sesini kıssada duymuştum. Ağzım açık ne alaka şimdi Boran diye düşünürken kıskanmış olma ihtimali geldi aklıma. Gelmesiyle de kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.
Yok artık canım ne alaka Çınar bey beni kıskanacak. Yok artık haahahaa olabilir mi öyle bir şey? Olamaz.
"Niye sustun kaldın Emrah. Hadi çalış gözümün önünde. Hadi başla aaaa gün bitti gün."
"Tamam Çınar bey"
Arkamda kalan kitaplığa dönüp ünlülerin isimlerine göre sıralamaya başladım. On onbeş dakika geçmişti ki kapı çaldı. Çınar beyin gir komutuyla içeri Jülide girdi.
"Çınar- Çınar bey şey Boran bey Emrah beyi soruyor da."
"Çınar be-"
"Müsait değil şu an Emrah gelemez hiçbir yere. Siz bunu güzel bir dille Boran beye iletin Jülide hanım. Çıkabilirsin."
"Jülide üzgün olduğumu söyleyip numaramı verebilir misin?"
"Emrah! Jülide çık artık sende"
Jülide asık suratıyla kapıyı kapatıp çıkarken bende Çınar beyle bakışıyordum.
"Çınar bey niye böyle bir şey yaptınız ki şimdi?"
"Ben hiçbir şey yapmadım. Akine senin işini yapmana yardımcı oluyorum. Çalışmaya devam et şimdi Emrah."
Oflayarak arkamı dönüp işimi(!) yapmaya devam ettim. Uzun süre çalıştıktan sonra düzenleme işinin bitmesine çok az kalmıştı ama dinlenmeden devam ettim. Bu süre boyunca arkamda ki bir çift gözü hissediyordum ama asla dönmedim.
"Emrah öğle yemeği için bir şeyler sipariş et ikimiz için. Burada yiyelim."
Arkamı dönüp şaşkınca cevapladım.
"İkimiz mi?"
"Evet beğenemedin mi? Başka biriyle bir planın mı vardı yoksa?"
"Hayır o yüzden değilde siz genelde... Yani şey benimle pek-"
"Emrah... İyi ki geldin. Sen benim için cidden önemlisin. Bunu şimdi şimdi anlıyorum."
Gözlerimin parladığına yemin edebilirim.
"Sizde benim için Çınar Bey. Zaten öyle olmasa şu an burada olmazdım ama bu size üçüncü bir şans vermeyeceğimi değiştirmiyor. Bana saygı duymanız yeterli sevmeseniz de olur.
"Tekrarlanmayacak bundan emin olabilirsin."
Gülümsediğinde bende ciddiyetimi bozmadan gülümsedim. Başkası olsa asla dönmezdim ama Çınar bey... Bilmiyorum üzerimde hem etkisi hem emeği var. Hemde ben işimi çoook seviyorum.
Ardından sipariş verip kalan dosyaları hallettim.
Dizi yayından kalktı ben hâlâ kitabı yazmıyorum.
Neyse artık istesem de dizide ki olaylarla alakası olmayacak.
Çünkü açıp bir de onu izleyemem tekrar.
Artık romantik komedi aşk ihtiras yazıcaz bir şeyler.
Öptüm 😗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerin Asistanı
Teen FictionBir menajer ve asistanı arasın da geçen boy×boy hikayedir. Menajerimi ara dizisinden Emrah ve Çınar'ı shipliyordum ve bu hikayeyi yazdımm. Emrah ne taş çocuk beee...