9. bölüm

509 59 62
                                    

"Dollhouse'a hoş geldin! Biricik kardeşin senin için yaptı!"

- 🧸 -

Kafamda bir kaç ses birlikte yankılandı. Onun kim olabileceğine dair olasılıkları düşünürken delirmek üzereydim. Sonra çaresizce sayıklamaya başladım. "Chris sanırım biri canımı yakmaya çalışıyor. Kardeşim ölmüştü ki..."

Bir kahkaha patladı. Cüretkar bir gülümseme. Yüzünü görmüyorum ama hissediyorum, korkunç bir şekilde sırıtıyor bana. Ufak bir sessizliğin ardından duydum tekrar konuşmasını. "Hyung, benim diyorum. Yujin, ben senin biricik kardeşin. Ellerinizle bir oyuncak bebek evine hapsettiğiniz çelimsiz çocuk."

"Hayır, o öldü."

"Ölmesini isterdin değil mi? Sana ıstırap olacak o küçük çocuk orada yanarak ölsün isterdin." Dedi. Ardından bana yaklaşan yürüme seslerini duydum. Bana yaklaşıyordu ama hiç kimse de yoktu buralarda. Sonra anladım, o bir üst kattaydı ve tahtadan tıkırtılarını duyuyordum sadece.

Hemen korkuyla kendimi savunmaya geçtim. "Hayır- yani ben hep yaşamasını istedim. Onu düne kadar çok iyi bilirdim. Tanrıya inanmam ama sırf onun için dizlerimin üzerine çöküp dua ettim. Umarım cennete gider dedim. Hayatta olabileceği ihtimalini duyunca 'tanrı onu korusun' dedim. Ben neden küçük kardeşimin ölmesini dileyeyim?"

"Çünkü annem senin eşcinsel olduğunu öğrenecekti. Beni öyle sert ittirdin ki kafam kanadı, düzeltmeye çalıştın ama hakkın var. Ellerinle kanla oradan çıkınca ağabeyim beni kurtaracak sandım. Sonra sen küçük sırrını açık edeceğim diye beni şikayet edip annemden beni öldürmesini istedin. Sırf annem öğrenip beni senden çok sever diye!" Konuşurken aşağı indiğini duyabiliyordum, ama hemen arkamdan.  Tam kim olduğunu görebileyim diye dönecektim , ancak kafama bir şey dayadı bu yüzden korkak bir velet gibi kitlendim önümdeki parkelere.

Yanlış anlamayı düzeltmek istedim. "Yanlış biliyorsun. Oradan çıkıp anneme seni kurtarması için gidiyordum. Sonra yetişemeyeceğimi düşünerek geri döndüm, ama gözün dönmüştü. Beni öldürmeye çalıştın. Bu yüzden miydi Yujin? Anneni senden çalarım diye miydi? Annem ne zaman sevdi ki beni? Hiç bir zaman memnun olmadı benden."

"Hatırlıyorsun demek artık? Annen tüm bu olanları sana suçlu olmadığını hissettirmek için anlattı."

"Anne-miz tüm bu olanları vicdan azabından anlattı Yujin. Seni öldürüp, yerine beni kurtarmanın pişmanlığını yaşadığından anlattı. Asla senin gibi sevecen bir evlat olamamamı yüzüme vurmak için anlattı." Konuşurken gözlerim doldu. Annemin asla istediği evlat ben değildim, biliyordum çünkü. O Yujin'i istedi, ve istemediği bir evlat için onu öldürdü.

Bu arada onun kardeşim olduğunu konuşma sırasında kabul ettim sanırım. Ona "Yujin" diyordum.

Sonunda gerginliğe dayanamayıp yalvarmaya başladım. "Bak, hayatımın her günü çevremde olmanı istedim. Sorun neyse çözelim lütfen, artık çocuk değilsindir. Benim bir mesleğim ve sevdiğim bir adam var. İşler ciddileşmeden bırak beni lütfen. Canım yanıyor."

"Hayatının her anında çevrendeydim zaten hyung. 'Ne yaptığını biliyorum,' sana varlığımı hatırlatmak için oyuncak bebekler yerleştirdim her yere. Sırf dedektif olup beni araştırman için insanları öldürdüm, belki bir ipucu bulursun diye bebekler bile bıraktım. Gözünün önünde, nezaretteki adamı öldürdüm sırf işe heyecan katmak için. Kendi evinde tedirgin olmanı sağladım, ensendeki soğuk nefes olmak istedim. Bu kocaman oyuncak bebek evini sizler için yarattım! Sen ve senin sorumluluğunda olanlar."

Dollhouse/ ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin