tuhaf düşler

915 96 89
                                    

mental cokmus lan

soobin
*tek gönderimlik fotoğraf
burda dursun
para karsılıgında ozelden atilir (10bin wona)

beomgyu
BUNWWW
cok korktum baska bir sey sandım
buna hazir degildim
dedim be ahlaksiz!
cuk gormekten cok korktum
bi de kuzenim yani amk
korkunc

soobin
mal misn
sik beyinli
sen miyim ben

beomgyu
ben ne atmisim?

soobin
ayagının fotosunu

beomgyu
ay no ayak
igrenc
iyi yapmısım iyi olmus

hyuka
OUUAUAUAUAHAHAHAKA BEKLIYODUM BOYLE BI FOTO
koala gibi yapısmıssın taehyuna
IMDAT
yeonjun
yeonjun kalp krizi gecirdi
odada bocek var
kucucuk
oldu sanırım
bocek degil
yeonjun oldu

-

kocaman bir su birikintisi. üzerinden bisikletiyle geçen kişi etrafa su sıçrattı. damlaların yere düşme sesi, birer birer duydum hepsini. hava sıcak, aydınlık ve yol sesli. dolduruyor kulaklarımı yoldan geçen insanların adım sesleri.

attığım adımları zar zor takip ederken vardığım denizin soluk sularına baktım. gözlerim teker teker sayarken koyu bulutları, düşünüyorum sessizce. kafamın içindeki sesleri duyarken şimdiyse ufuk çizgisine bakıyorum. iç karartan havanın koyu mavi tonları. o taş zeminde oturdum saatlerce, zaman geçivermemişçesine durdu.

şimdiyse etraf karanlık, sokak lambaları bile yok. görüntüm bulanık, karanlığa alışan gözlerimle ancak önümde hareketlenen derin su kütlesini görebiliyorum. altmış yedi kez düşündüm, çıkmadı aklımdan bir an olsun. parlak noktalar da yok, sayamadım hiçbirini. göremedim uçan kuşları.

adım sesleri, yanaştı usulca. dokundu saçlarıma. çevirdim kafamı, yanıma oturdu.

"geçen gün yanıma uğra demiştin, şimdi karşılaşacağımızı kim bilebilirdi?"

kırpıştırdım gözlerimi, "ne düşünüyorsun?"
kesik nefesleri arasında sordu. kafamı salladım olumsuz manada. "hiçbir şey."

denizin gelgitleri birkaç şeyi sürükledi önümüze. aidiyet ve hissiyat. biz kabul etmeyince dalgalar geri çekti onları. anlık pişmanlıkla tutabilecekmişçesine uzandım, başaramadım.

"hadi, yetiş." diyerek sırtımdan ittirdi. derin su ile birleşti bedenim, hareket etmedim. istediğim tam olarak buydu zaten. çekeceğim acı umurumda değildi, umursamadıkça derine battım. suyun yüzeyinde kalan elimi tuttu. akıntıda sürüklenip gitmemem için bırakmadı.

ardından kafama yediğim darbe, arkamdan fırlatılan büyük taş. koca bir çığlık. ağlarken aldığı solukları kahkahaya dönüşüyor.

kırmızıya bulanan tuzlu su, başım acıyor.

elimi bıraktı, ben de iyice derine battım.

o da peşimden geldi, bıraktı kendisini soğuk suya.

sonra bir şey oldu, alamadığım nefesim kesildi.

kendiminkilerde hissettim buz gibi dudakları.

dahası yok.

-

birer aptal var, taegyu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin