sokak lambasının parlak ışığının altında, donmuş parmakları ve kızarmış yanakları ile kesik kesik aldığı nefeslerle hızlıca adımlamaya devam etti. hızlı adımlarını attığı karda koşması zordu. peşinden koşan beden ile arasındaki mesafenin kısa olması gerilmesine sebep olmuştu.
"choi beomgyu, buraya gel!" diyerek elinde kar topuyla peşinden koşturan çocuktan kaçıyordu beomgyu. attığı kahkahalarının arasında zar zor konuşaraktan yanıtladı. "seni mahvedeceğim-" sözünü bile bitiremeden bir anda yerle bir olan, gözlerinin önünde kayıp giden çocuğu gördüğü anda kahkahalara boğulmuştu taehyun. beomgyu buzun üzerinde kayıp yere kapaklanmıştı. sarışın onun bu halinden yararlanarak elindeki kar topunu sırtına fırlattı. aralarındaki birkaç metrelik mesafeyi kapatarak yanına yaklaşacaktı ki attığı adıma lanetler etti.
beomgyu arkasından gelen sesi duyduğunda arkasına bile bakmadan gülmeye başlamıştı. "salak!" deyip kahkaha atmaya devam etti. taehyun usulca ayaklanıp üzerindeki karları çırptı ve az önce eline aldığı kar topunu bu sefer beomgyu'nun kafasına geçirdi. beomgyu birden bağırarak kafasını korumaya çalıştı ve "çok kötüsün, aptal." diyerek homurdandı.
taehyun kalkması için ona ellerini uzattı, beomgyu kendisine uzatılan elleri kavradığı gibi kendisine doğru çekti. sarışın aniden bozulan dengesiyle panik olup beomgyu'nun uzattığı bacaklarının üstüne düştü. beomgyu canı acımış gibi yaparak, "gerçekten kedi falan yiyorsan söyle, anında hayatımdan çıkaracağım seni. bacaklarım kırıldı resmen." diyerek sırıttı ve kafasına yediği ikinci bir kar topuyla gülüşü daha da büyüdü.
büyük bir kar kütlesinin içindeydiler. beomgyu bulunduğu yere uzanarak kolları ve bacaklarını hareket ettirmeye başladı. taehyun meraklı bakışlarla ne yaptığını gülümseyerek izleyip sonrasında kamerasını açtığı telefonu ile yerde uzanan çocuğun fotoğrafını çekti.
"melek yaptım!" diyerek heyecanla konuştu beomgyu. ona gülümsemeyle karşılık veren taehyun bir süre sokak lambasının altında parlak gözleriyle kendisine bakan çocuğu izledi, sonrasında yanına uzanıp onu taklit etti. tüylerini diken diken eden soğuğa rağmen bir süre öylece uzandılar karın üzerinde. beyaz renkli bulutların ardını görmek istercesine baktılar yukarıya.
bulutların usulca üzerilerine bıraktığı beyaz taneleri izlerken uzaktan gelen kahkaha seslerini duyunca ikisi birden kafalarını kaldırıp sesin geldiği yöne baktılar. soobin ve yeonjun önde, arkalarından ise hyuka kocaman bir kar topuyla yanlarına doğru ilerliyorlardı. gördükleri görüntüyle ikisinin de dudakları yukarı doğru kıvrıldı. sonunda gelebilmiş olan üçlüye baktılar usulca. sonrasında ayaklanıp yanlarına doğru adımladılar. beomgyu önden ilerlerken, taehyun yaptıkları meleklerin fotoğrafını çekip, hızlıca beomgyu'ya yetişti. yaklaştıklarında "sonunda gelebildiniz, buz kütlesine dönüşecektik!" dedi beomgyu.
yeonjun gözlerini devirip, tek eline takılı olan açık pembe rengindeki eldiveni ile ileriyi işaret edip, "şurada, karın içinde yüzerken hiç de öyle demiyordunuz canım." diye sataştı beomgyu'ya. görüş açısına giren eldiven ciddiyetini bozmuş olacak ki kocaman bir kahkaha attı ve ardından kafasına yediği kaçıncı olduğunu bilmediği kar topu ile susmak zorunda kaldı beomgyu.
asıl bomba arkalarındaydı ki, soobin ve hyuka'nın kendilerine fırlattığı kar toplarından taehyun kaçabilse de beomgyu hyuka'nın sırtına attığı dev kar topu ile oracıkta yıkılıp kalmıştı. "öleceğim sanırım!" diye acıyla inledi beomgyu, ardından iyi mi diye kontrole gelen hyuka'nın bacağını yakaladığı gibi onu yerle bir etti. hyuka'nın yardım çağırılarını kimse umursamazken beomgyu, hyuka'nın yüzünü kara gömdü.
beomgyu ayaklanır ayaklanmaz cebinden çıkardığı havucu diğerlerine göstererek, "hadi, kardan adam yapalım!" dedi ve sırıttı. gözlerinin önüne gelen bir kısmı kemirilmiş yarım havuç ile hepsi birden kahkaha attı. soobin kesik soluklarının arasında zar zor, "yedin mi cidden? aptal!" dedikten sonra kafasına yediği yarım havuç ile sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
birer aptal var, taegyu.
Ficción Generalbeomgyu: arkadaslar otobuste bi cocukla bakıstık olay - taegyu texting, düzyazı. tw! sh, argo. published150723 completed151023