Part III

256 15 2
                                    

-------------------------
"İndir beni Stefan. İyiyim, gitmek istiyorum" diye yarı uykulu bir sesle mırıldandı Marietta ama ne vücudu  ne de Stefan onu dinlemiyordu.
-------------------------

    Stefan kucağındaki kadını çok sarsmamaya çalışarak ön kapıya ulaştı ama aceleyle çıkarken kapıyı  kapattığını fark etmemişti. Tam kendine söylenecekken kapı açıldı.

"İyi mi? "diye sordu P kısık ama endişeli bir sesle. Stefan'ın onu görmeyi beklemediğini anlayınca da ekledi, "Ben belki bir ihtiyacınız olur diye... "

Başıyla onayladı Stefan "Teşekkür ederim kızım, artık uyuuabilirsin. M iyi olacak. Biraz dinlenmesi lazım." dedi ve merdivenlere yöneldi.

Çamurlu terlikleri kayıyordu. Yavaş adımlarla çıktı merdivenleri. Dirseğiyle oda kapısını açmaya çalışırken Marietta mırıldandı. "Stefan... gitme..."

"Şşşt... burdayım."dedi adam kulağına fısıltıyla.
Mariettanın titremesi biraz da olsa azalmıştı ama vücudu buz gibiydi.

"Marietta, bana biraz yardımcı olman lazım. Marietta?"  Kadın başını salladı ve Stefan'ın da yardımıyla yatağın karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Yarı aralık gözleriyle etrafı taradı. Stefan   yan taraftaki dolaptan bir şeyler arıyordu.

"Bunlar iş görür."dedi adam ve hızlıca Marietta'nın yanına döndü. "Çok üşüdüdün. Sıcak bir duş almak iyi gelecektir. Ben küveti hazırlarken sen de ıslak kıyafetlerini çıkart olur mu?"

"Sadece uyumak istiyorum."dedi Marietta. Bir yandan da ceketini çıkarmaya çalışıyordu.

"Önce sıcak bir banyo... Sonra istediğin kadar uyursun. "  Havluyu uzattı ve "Islak giysilerin yerde kalabilir. Ben suyu ayarlayana kadar bu havluya sarın, üşüme." dedi.

Geçen beş dakika içinde Marietta'nın uykulu hali biraz da olsa  dağışmıştı. Hala sarhoştu ama en azından gözlerini açık tutabiliyordu. Odaya göz gezdirdi. Abartısız mobilyalarla döşenmiş genişçe bir odaydı.

Ve kitaplar... Yatağın kenarına yerleştirilmiş küçük komodinin üstünde  duran 4-5 yarım kitap. Demek ki hala aynı anda birkaç kitap okuyor diye geçirdi içinden.

Kitapların yanına gitti. En üsttekini aldı. Yazarını tanımıyordu. Hızlıca sayfalarını karışrtırken adamın ayraç olarak kullandığı fotoğraf çıktı karşısına. Kulübedeki çerceveden gülümseyen o genç kız... Stefan'nın elindeki tek fotoğrafının bir kopyası daha....

Kitabı yerine koydu. Yanda duran, Stefan'ın içmek için fırsat bulamadığı  kadehi tek nefeste içti. Daha boğazındaki yanma geçmeden banyo kapısına varmıştı.

Aynı anda Stef de ona seslenmek için kapıyı açmıştı ki irkilerek bir adım geri gitti. Marietta'yı koltulta otururken hatta belki de sızmış olarak görmeyi bekliyordu.

"Korkutmak iste..."

"Eee, şey... Geçebilirsin, hazır.  Başın dönüyor mu hala?  Miden? Miden nasıl? Yedek havlu koydum. Şimdi giyecek bir şeyler de ayarlayacağım. Bir de  kapıyı biraz aralık bırak tamam mı?  Kendini kötü hissedersen seslenirsin. Eee... Ben çıkayım o zaman."  Cümleleri nefes almadan arka arkaya sıralamıştı. Göz temasından kaçınıyordu. Kenara çekilip yol verdi.

Marietta ise tam aksine gözlerini adamın yüzüne kilitlemişti.

"Midem de başım da iyi. Ama hala çok sarhoşum. Zaten sarhoş olmasam  yüzüme bile bakmak istemeyen bir adamın karşısında   yarı çıplak duracak kadar gurursuz davranamazdım değil mi? Bir de... viski güzeldi, benim için bir kadrh daha doldurursan sevinirim. Ama geceleri su içmen kalp sağlığın açısından daha iyi olur. Her heyecanda kalp krizi geçirmen istemeyiz." dedi ve bedenini saran gevşek havluyu serbest bıraktı.

Havlu bakışlarını yere sabitlemiş Stefan'ın tam önüne düşerken de "Çıkabilirsiniz Bay Stefan."  diye ekledi, en cüretkar ses tonuyla!


She Is Not A Devil & He Is Not  A SaintHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin