Uyandım...
Fakat herşey farklıydı sanki.
Nefes alış verişim, görüşüm, hislerim, duygularım, bedenim...
Daha dinç hissediyordum.
Yorgunluk yok, korku yok, huzursuzluk yok, endişe yok..
Yatağımdan kalkıp banyoya gittim.Günlük rutin için, bilirsiniz.
Öncelikle kısa bir duş aldım. Duştan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçtim.
Aynanın buğusunu havlumun bir köşesi ile temizledim.Aman tanrım...
Bu ben miydim?
Cildim daha önce hiç görmediğim kadar pürüzsüz ve parlak.
Çocukluğumdan kalma yara izlerim yok.
Tek bir kusur yok.
Vücuduma bazı morluklar ekledim.
Hızlıca üzerimi giydim ve kahvaltı için mutfağa doğru ilerledim.Annem bir eli ile Chiara'yı kucağında tutuyor diğer eli ile de tabakları sofraya yerleştiriyordu.
Babam ise masanın bir ucunda oturmuş herkesi gelmesini bekliyordu.Onlara ''Günaydın'' dedim.
Annem: Vay canına hanımefendi, erkenc....
derken bana baktı ve öylece donakaldı. Babam da gözlerini bana çevirdiğinde beni aynı tepki ile karşıladı.
Onlara bakıp '' Ne? '' dedim
Annem: Sen.. Farklı görünüyorsun Rania.
Babam kafasını bir sağa bir sola sallayarak: Annenin demek istediği, bugün çok güzel görünüyorsun. Melek gibi dedikleri bu olsa gerek.
diyerek durumu toparladığını düşünerek kendi ile övünüyordu.
Birbirlerine bakıp durumu anlamaya çalıştılar.Birşeylerin ters gittiği her halinden belliydi.
Rania'nın iç sesi: Evet ailem, artık herşey farklı.
Masaya oturdum ve birşeyler yemeye başladım.
Burnuma et kokusu geldi ve buna şaşırdım.Rania: Anne kahvaltıda ne zamandan beri et pişiriyorsun?
Annem: Ne eti Rania?
Rania: Et işte anne, hatta pişirmekle kalmamış birde masaya getirmeyi unutmuşsun.
Annem: Rania bugün et falan pişirmedim. Bence başka bir şeyin kokusunu benzetiyorsun.
Rania: Hayır hayır, ne koktuğunu gayet iyi biliyorum.
diyerek masadan kalktım. Kokuyu takip etmeye başladım.
Koku dış kapının ardından geliyordu.
İlerledim ve kapıyı açtım.
Yolun karşısından bir çift yürüyordu.
Ancak öylece yürümüyorlardı, bana doğru yürüyorlardı.
Ben onları izliyordum ve onlar da bana garip garip bakarak aralarında fısıldaşıyorlardı.
Aramızda 15 metre falan vardı ve kadın el kaldırıp gülümsemeye başladı.Kadın: Hey merhaba! Biz de tam size geliyorduk, bu ne tesadüf.
Elbette biraz afalladım..
Annem: Rania ne yapıyorsun? Artık buraya gel.
Rania: Anne bence siz buraya gelmelisiniz.
diyerek cevap verdim.Kadın: Hey tatlım ailen evde mi acaba?
Rania: Ah elbette, onları şimdi çağırdım.
Annem kapıya geldiğinde konuşmaya başladılar.
Kadın: Ah merhaba hanımefendi.. Şey biz karşınızdaki eve dün taşındık. Bugün de güzel bir kutlama ziyafeti çekelim dedik. ''Elindeki tabağı uzatarak'': Aynı zamanda komşularımızla da tanışmak istedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN KOKUSU
Mystery / ThrillerBedeninin içinde ne taşıdığını bilmeyen bir genç kızın hikâyesi... İtalya'nın Manarola Kasabasında yaşayan Rania daha bir bebekken kumsalda terkedilmiş masum bir bebekti. Onu bulan bir çift, onun ailesi oldu ve ona güzel bir hayat verdi. Her insanda...