13

316 32 28
                                    

Yusuf's POV

Nereden başlamam gerekiyordu? Ne anlatmam gerekiyordu? Daha önce Uğur dışında kimseye anlatmamıştım. Uğur şahit olduğu için ben çok şey de anlatmamıştım kendi anlamıştı.

Titreyen ellerimi bacaklarıma sarıp başımı önüme eğdiğimde kararsızdım. İnsanlar insanların dertleriyle uğraşmak zorunda değildi. Kimse kendinden başkasını düşünmezdi.

Bazıları kendini bile düşünmezdi.

Ben anlattığımda bir şey değişecek miydi? Sanmıyorum. Rahatlayacağımı da düşünmüyordum. Anlatıp dışarı vurduğum için daha fazla büyüyecekti ve ben boğulacaktım.

En sonunda gerçekten boğulacaktım ve bu çok korkunçtu.

Düşüncelerde boğulmak çok korkutucu.

"Yusuf," elini çenemde hissediyordum. Gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya başladım. Başımı kaldırıp çenemde parmaklarını gezdirdi.

Her şeyi sessizce yapıyordu. Çenemden yanağıma çıkardı elini ve avucunu yanağıma yasladı. Sanki bunu yapmam gerekiyormuş gibi başımı avucuna yasladım.

Sıcacık hissettiriyordu.

Uzun zamandır hissetmediğim bir sıcaklık.

İçimde patlayan duygular boğazımı düğümlerken peşpeşe yutkundum. Gitmesi için sağ elimle hafif boğazıma vurdum, Serkan bileğimden tutup engelledi. Yavaşça gözlerimi araladığımda endişeli bakışlar yüzümde geziyordu ama çok bulanıktı.

En sonunda taştığında gözümden düşen yaş onun eline düştü. Ben ağlamak istemiyordum bile, şu an neden ağladığımı da bilmiyordum. Oysaki gözlerimi açmadan önce her şeyin iyiye gittiğini düşünüyordum.

Serkan ise beni yine ağlarken görmüştü. Onu sürekli dertlerime boğuyordum. Ama o kadar iyi bir insandı ki asla beni geri çevirmiyordu. Sürekli yanımda oluyordu. Ve ben bencil bir insandım. Her zaman yanımda olsun istiyordum.

Hiçbir şey demeden beni izliyordu. Soru sormaması iyi hissettiriyordu. Bileğimi tuttuğu elimi kurtararak kahve bardağıma sardım. Köpük bardağın etrafındaki çıkartmaları soymaya çalışırken titrek bir nefes alıp bakışlarımı ondan çektim ve bardağa çevirdim.

Sanki çok önemli bir şey yapıyormuş gibi.

"Bir kardeşim ve bize düşman olan bir annem var." Bir çırpıda söyledim.

Yanağımdaki eli hareketini durdurup teması kestiğinde yerinde dikleşti. Ellerini masaya bırakıp tüm dikkatini bana verdiğini fark ettiğimde istifimi bozmadan bardakla uğraşmaya devam ettim.

"Babam biz küçükken terk etmiş bizi. Annem de o günden beri asla düzelmedi. Ben 13 kardeşim 11 yaşındaydı. Babamın gittiğini anlamamıştık ama akşam oldu gelmedi. Sonra ertesi gün oldu yine gelmedi. Annem de kendini odaya kapatmıştı, kardeşim ve ben koca evde yalnızdık. Annemden gördüklerimi yapmaya çalışıp ikimizin karnını doyuruyordum. Kaan geceleri korktuğu için onunla birlikte uyuyordum." Boğazım düğümlendiğinde susup birkaç saniye sonra devam ettim.

"Ama ben de çok korkuyordum."

Çıkartmaların birini yırtmadan kopardığımda onu Serkan'ın elini kendime çekerek elinin üstüne yapıştırdım. Ardından tekrar bardağa yöneldim ve diğer çıkartmayı soymaya çalıştım.

"Kaç gün geçtiğini hatırlamıyorum ama annem bir gün o odadan çıktı. Çıktı ama asla eski annemiz değildi. Hem fiziken hem ruhen farklıydı. Bizi istemiyordu, sürekli bağırıyordu. Evin her yerinde Kaan'ın ağlama sesleri olurdu. Eğer cesaretimi toplarsam aralarına girip onu da alarak odamıza çekiliyordum. Onunla oyunlar oynayıp kafasının dağılmasını sağladıktan sonra uyutuyordum. Sabah yine ağlar diye korkup ben de yanında uyurdum. Ama kavgalar asla bitmezdi."

k. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin