"Tamam, burası olmalı." Jungkook Taehyung'un çalıştığı çamaşırhanenin önüne gelmişti.
Geçen günkü fiyaskodan sonra eve gidip Taehyung'un tüm sosyal medyasını arayıp hacker bir arkadaşını da işe katarak çalıştığı yeri bulmuştu. Taehyung geçimini sağlayabilmek için ve ailesine destek olabilmek için çalışıyordu. Tabii muhtemelen babasının zorlaması gibi durumlar da vardı ama bu kadarını öğrenememişti. (Yazar notu: babası problematik, sorunlu, bipolar, ruh hastası, şizofren, otistik, sinir hastası olmayan varsa bana ulaşsın o şanslı kişiyle tanışmak istiyorum)
Jungkook derin bir nefes alarak içeriye daldı. Doğal olarak etraftaki herkes ona bakmıştı. "Kim Taehyung burda mı çalışıyor?"
Birkaç çalışan birbirine bakmıştı. Biri ise Jungkook'tan etkilenmiş olacak ki hızla yanına koşup konuşmaya çalışmıştı. "Buyrun ne lazımdı bana söyleyin." Jungkook kıza göz devirerek ilk sorusunu biraz değiştirerek sordu. "Kim Taehyung nerde?" Kızın anında yüzü asıldı ve parmağıyla arka odayı gösterdi. "Orda."
Jungkook hızla odaya doğru koştu. İçeri girer girmez Taehyung ile gözgöze geldi. "Tanrım! Çalıştığım yeri nerden buldun? Sapık mısın sen?" Jungkook sırıtarak ona yaklaştı. "Taetae özlemedin mi beni? Dün seni yakalayacağım diye tüm şehre rezil oldum. Sarılsak bunun karşılığında sadece?" "Uzak dur benden!"
Taehyung sinirle arkasını dönerek temizleri katlamaya başladı. Jungkook onun yüzüne bakmayacağını anlayıp ortamı yumuşatmak için çamaşır makinelerine yaslanarak havadan sudan konuşuyordu. "Dün eve giderken bir kız üsrümün halini görüp beni evsiz sandı ve para vermeye çalıştı inanabiliyor musun? Hemem geri çevirip hanımefendi ben evsiz değilim dedim şaşırdı baya. Üstümü değişip sana hediye almak için aşağıya indiğimde beni yeniden gördü! Hediyeni merak ediyorsun değil mi? Hehehe hayır söylemeyeceğim daha çok merak et. Kız beni tanıyamayıp çok yakışıklı olduğumu söyledi. Ben dedim ki sadece Taehyung'un yakışıklısıyım. Güzel demiş miyim? Hafif cringe gelebilir ama bak sen hariç kimseye bakmıyorum. Ama sen de yüzüme bakmıyorsun Taetae!"
Taehyung katladığı çamaşırları sepete doldurarak kenara bıraktı ve yeni yıkanmışları makineden çıkardı. Jungkook'un anlattığı hiçbir şeye tepki vermiyordu. Yeni yıkanmış çamaşırları başka bir sepete doldurarak odanın öbür ucuna giderken Jungkook onun arkasından koşuyordu.
"Sana seni sevdiğimi söylüyorum ve sen yüzüme bile bakmıyorsun. Bu haksızlık. Seni yemeğe çıkarmamı ister misin? En sevdiğin içecek ne? Bana kendinden bahset Taetae her şeyini dinlemek istiyorum! Ben de anlatayım mı? Sana sarılabilir miyim? Hiç sana sarılmadım ama çok fazla istiyorum."
Taehyung ağzını açıp bir şey diyecekken yan odadan biri bağırdı. "Tanrım! Yüce İsa ey Muhammet biriniz yardım edin! Su borusu patlamış. Çıkın dışarıya koşun hadi hızlı olun. İçeriye su çok hızlı doluyor!"
Jungkook ve Taehyung bunu duymamış gibiydiler. Jungkook hızla bir şeyler söylerken Taehyung sessiz kalmaya devam ediyordu. Su onların olduğu odaya hızla akın ediyordu.
"Seni seviyorum diyorum, en azından yüzüme b-" Jungkook lafını bitiremeden Taehyung bir anda bağırınca Jungkook ürkek kedi yavrusu gibi gözlerini hızla kapattı. "JUNGKOOK HAYATIMI ZEHİR ETTİN BANA ŞİMDİ DE GELİP SENİ SEVİYORUM MU DİYORSUN?!"
Jungkook gözlerini açıp cevap vermeye çalıştı. "Tae özür dilerim kendimi affettirmeye çalışıyorum, bana yardımcı olmuyorsun." "Zamanında yaptığın hataların telafisi yok. Sapık gibi beni gittiğim her yerde izlemeyi bırak. Salmıyorsun bir türlü yeter artık ama!" "Tae sana aşık olduğumu kanıtlayacağım." "Senin gözünde ibne değil miydim?" "Tae kendine öyle demesene. Zamanında yaptım bir hata kendimi affettirmeye çalışıyorum işte."
Su artık dizlerinin üst hizasındayken içeriden birisi bağırdı. "Taehyung yanındaki arkadaşını da al çıkın dışarıya su yükseliyor öleceksiniz! Kapıyı açmaya çalışıyoruz basınç izin vermiyor biraz hızlı gelin!" "Ben onun arkadaşı değilim sevgilisiyim!!" Jungkook'un söylediği şeyle Taehyung bildiğin onun üstüne atlayarak elleriyle Jungkook'un ağzını kapattı. "Ne saçmalıyorsun sen?"
Jungkook kendini kurtararak dibinde olan sevdiği çocuğa çıkıştı. "Sevgilim değilsin ama olacaksın, hmm? Hadi ama Taehyung çok kırıcısın. Aşık değil misin bana?" "Öyle demiyordun ama zamanında bana iğrenç şeyler derken! Okula gay olduğumu da babamla sorunlarım olduğunu da yayan sensin." "Taehyung yemin ederim babanla sorunlarını ben yapmadım gerçekten! Neden bana insanmıyorsun? Minho ve arkadaşları sürekli sana bakıp fısıldaşıyorlardı belki de bu konuda konuşuyorlardı? Gay olma konusuma gelince, ben de gayim aishh! Peşinden koşuyorum görmüyor musun? Sen de benim yönelimi yayarsın ödeşiriz ha? Ya da çıkıp kürsüye ben gayim diye bağırayım mı?" "SEN NE DİYORSUN AMINA KOYİM?"
Su ikisinin de göğüsüne geliyordu ama hiçbirinin umrunda değildi bu. "JUNGKOOK HER ŞEYİ BİRKAÇ ÖZÜRLE GEÇİŞTİREMEZSİN!" "BİRKAÇ ÖZÜR DEĞİL İŞTE TÜM ÇABALARIMI GÖRMEZDEN GELİYORSUN!!" "ÇABAN BANA YEMEK ISMARLAMAK MI?" "HEY HEY YEMEK ÖNEMLİ BİR KERE! ÖYLE DEME ÜZÜLÜYORUM!" "SİKERİM SENİ JUNGKOOK!"
Jungkook birkaç saniye duraksadı ve gülümsedi. "Olur." "Sen gerçekten delisin!"
Jungkook Taehyung'a biraz daha yaklaşmak için hareket edecekken sanki içinde oldukları durumu farketti. "TAEHYUNG, TAEHYUNG SU YÜKSELİYOR! TAEHYUNG SU BOĞAZIMIZA KADAR GELDİ! TAEHYUNG!"
Taehyung da sanki aniden ne olduğunu anlamış gibi etrafına bakındı. Su çok hızlı yükseliyordu. "Hepsi senin suçun." "Ne? Bunu da mı ben yaptım? Oldu olası dinozorları da ben yok ettim de!"
İkisi de parmak uçlarındaydılar. "Ahh! Dayanamıyorum. Suya girip çıkmaya çalışacağım." Taehyung derin bir nefes alıp suya daldı. "Ya burda ölürsek? Bensiz ölmene izin vermeyeceğim Taehyungshi!" Jungkook Taehyung'un arkasından hızla suya girdi.
*** Benim oğullarım sakattır
Okumaya usendim direkt yayinliyorum siz mukemmel yazmisim gibi yapin tamam mi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
