21

190 7 26
                                    

F

"Önümü göremiyorum. Bu yağmur aniden neden başladı ki? Çiçeklerim mahvoldu. Of yaa..."
Jungkook söylenerek yağmurun altında koşarken Taehyung'u da kaybetmemeye çalışıyordu.

"Seni seviyorum Tae bunu sana kanıtlamak için illa ölmem mi gerek ya? Seni haftanın yedi günü seveceğim diyorum, sen benim yüzüme bile bakmıyorsun. Biliyor musun sana bu çiçekleri aldım. Aldığım amca o kadar tatlıydı ki görmen lazım. O da eşcinselmiş inanabiliyor musun? Benim ona şans getirdiğimi söyledi ve sevdiği adamı bulmak için benim ona şans tılsımı olduğumu imâ etti! Ben daha sevdiğimle kavuşamadım amcam be dur diyemedim. Ya kaçmasına sarı çiyan!"

Rüzgar ve yağmur eğer bu mümkünse bir anda daha da şiddetlenmişti.
"Jungkook ruh hastası mısın? Ağzında ne geveliyorsun hiçbir halt anlamıyorum. Sus lütfen ağlayacağım şimdi ya! Bu yağmur neden böyle yağıyor her yerim su oldu."

Rüzgarın şiddeti artık dayanılamayacak durumdaydı. Taehyung hemen apartmanların birine koşup içeriye girdi. Jungkook arkasından yetişmeye çalışırken ayağı takıldığı için yere kapaklandı.
"Şu siktiğimin hayatında bir şey de yolunda gitsin be."
Gözünü zar zor açan Jungkook yerde sürünerek trafik lambasına yapıştı.
"AMAN TANRIM UÇUYORUM!! TAEHYUNG BENİ GÖRÜYOR MUSUN? HAVADAYIM! VUAA!"

Jungkook kendi kendine bağırırken Taehyung gözlerini kapatmış yerde yaratarak bağıran Jungkook'a acır gibi bakıp apartmandan üst kata hızla çıktı.

S
(Yazar notu: yazarken en eğlendiğim bölüm olabilir galiba AFLCŞACĞN)

"Siz benle taşşak ml geçiyorsunuz orospu çocukları?"

Taehyung sinirle önünde gayet ciddi bir şekilde duran takma sakal ve oyuncak gözlük takıp elindeki dosyaya bir şeyler karalayan sınıftan arkadaşlarına bakıyordu.
"Changbin ve Seungmin siz kendinizi mi beni mi mal sanıyorsunuz? İKİNİZİ DE ÜST ÜSTE KOYAR ÇİFTE SİKERİM NE DEMEK JUNGKOOK'UN CENAZE SALONU BURASI?!"

Vücudu biraz daha iri yapılı olan eleman kaşlarını çattı ve ciddi bir ses tonuyla cevap verdi.
"Lütfen saygılı olun Bay Kim. Bir cenaze töreninde bağırarak küfredilmez. Eğer ben ve meslektaşım Kim Seungmin'i sikmek gibi ayıplı istekleriniz varsa bunu akşam yatak odamızda konuşabiliriz."

"

Changbin seni gerçekten öldürürüm. JUNGKOOK NEREDE? NEDEN İKİNİZ DE TAKMA SAKAL TAKTINIZ? TANRI AŞKINA O GÖZÜNÜZDEKİLER NE? KIZ KARDEŞLERİNİZDEN Mİ ÇALDINIZ?"
Seungmin gülmemek için kendini zor tuttuğunu aşırı belli eden bir ses tonuyla konuştu.
"Taehyung-shi birkaç dakika sonra cenazd töreni başlayacak. Lütfen içeri geç ve daha çok soru sorma."

Taehyung birkaç saat önce Jungkook'un cenazesine davetli olduğu ile ilgili bir mektup alıp kafayı yemişti. Ama apar topar Jungkook'un evine gelince karşılaştığı şey Wednesday'den fırlamış gibi gözüken bir ev, kapıda duran otistik sınıf arkadaşları Seungminle Changbin ve mutfaktan gelen yanmış kek kokusundan başka bir şey değildi. Sinirle ne olacağınl görmek için "cenaze" olacak odaya daldı.

Tamam, artık her şey daha komikti.

Odanın köşesinde mezarın yanındaki kürsüde Jungkook'un en yakın arkadaşı Yoongi palyaço kostümü ile duruyordu. Önünde oyuncak mikrofon, elinde spiderman'li kalem vardı.
En köşede edebiyatcıları Hwang hoca kıs kıs gülerek oturmuştu. Başında disney filminden fırlamış gibi prenses tacı vardı.
Sınıftan diğer öğrencilerden olan Lee Felix civciv kostümü, Roseanne Park kelebek kostümü, Im Nayeon tavşan kostümü giyiyordu.
Ve Tanrım, Jimin bile burdaydı ve üstünde kocaman bir ayı kostümü vardı!

Sick Of You || TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin