"jungwon-ah," ismimi fısıldamasıyla gözlerimi beni perişan hale getiren ve bundan asla pişman olmayacak o gözlerine çıkardım.
işte şimdi o benim üzerime eğiliyor, felaketimi görünür kılıyordu.
"..bana yardım edemez misin?"
"i want a perfect body i want a perfect soul i want you to notice when i'm not around."
ertesi gün jay, öğle yemeğimizi işgal etti. oturduğumuz anda yeonjun'la benim aramda bir boşluk açmış, hızlıca yerini almıştı. benim dışımda herkesi tanıdığından, ilk arkadaşlarımda göz gezdirmiş ardından bana dönmüştü.
"jungwon." bekliyor olmama rağmen sesi irkilmeme neden oldu, çünkü şimdi oldukça yakınımdaydı ve doğrudan bana bakıyordu. "efendim park?" konuşmamla eli saçlarıma gitti, saçlarımı karıştırdı biraz. "nasılsın bugün?" iyi olduğuma dair bir şeyler zırvaladım.
uzatmadı, pek umurunda değil gibiydi. çünkü hemen yeonjun'a döndü. "tiyatro kulübündeymişsin, bir erkek oyuncuya ihtiyacın olursa hemen buradayım. istediğin gibi gelebilirsin." yeonjun jay'in konuşması bitince hemen kahkaha atmaya başladı, böyle şeyleri hiç sevmezdi. "emin ol jungwon ve ben varken başka kimseye ihtiyacımız yok. senaryo bl olsa bile beraber yaparız, sen hiç girme o toplara."
"bir bl'de ikimiz daha güzel giderdik aslında yeonjun." jay yeonjun'un sözleriyle çoktan sinirlenmişti şimdi fakat yine de yeonjun'la konuşmak için uğraşmaya devam ediyordu. yeonjun'sa hiç yanaşmıyordu ona, çünkü o yeonjun'du, herkesin konuşabileceği biri değildi. "jungwon ile daha çok ten uyumumuz olacaktır emin ol." söylediği ile jay bana kısa bir bakış atmış ardından tekrar ona dönmüştü.
bende yemeğim bitince, sunoo'ya lavaboya gideceğimi söyleyerek muhabbeti bölmeden masadan kalktım. lavaboda hızlıca işimi halledip çıkmayı koymuştum kafama, zaten jay'in umursamazlığı ayrı canımı sıkmış benim ona olan hoşlantım ise ayrı canımı sıkmıştı. jay'in başkalarına olan yakınlığını her zaman görüyordum fakat yaklaşmaya çalıştığı kişi yanında ben oturuyor olmama rağmen beni görmeyip en yakın arkadaşım olunca, bu ister istemez üzücü oluyordu benim için.
bodrumdaki lavaboya inince hızlıca içeriye doğru adımladım, fakat tam kapıyı kapatacaktım ki birisi kapıyı ittirdi. karşımda jay'i görmemle kalakalmıştım, arkamdan birisinin geldiğini dahi duymamıştım. dalgınlık bu demek olsa gerek. benim kapıdan çekilmeme izin vermeden o kapıyı ittirmiş ve bir köşeye doğru ilerlemişti.
oldukça sinirli gözüküyordu, hızlıca cebinden sigarasını çıkarttı. "çakmağın var mı?" sigara içtiğim yoktu fakat yeonjun'dan arakladığım bir çakmak illâ cebimde dolanırdı.
ona yaklaştım ve cebimdeki çakmağı çıkartıp ona uzattım, gözleri ellerimde ki çakmakta gezindi. ardından tapmaktan asla çekinmeyeceğim elleri ellerime uzandı ve çakmağı usulca aldı. hiçbir şey söylemedim onda kalabilirdi, tuvalete doğru ilerledim. "niye buraya geliyorsun? en berbat lavabo burası, ot çekmediğine göre ne yapıyor olabilirsin?"
söylediği ile sırıttım ona dönmeden ardından parmak uçlarımı çevirerek ona döndüm, "ot içiyorum jay-sshi, katılmak ister misin?" dalga geçer misali kurduğum cümleyle gülmeye başlamıştı.
gözümü alamadım ondan yine, gitmek istemiyordun şimdi yanından. o da izin vermedi gitmeme zaten. adımlarını bana doğru ilerletti, ayakkabıları benimkilere değene kadar da durmak bilmedi şimdi onun yanında küçücük gözüküyordum işte. fakat onun yanında vücudumun küçücük kalıyor oluşu, bir şekilde hoşuma gidiyordu. ve de çene hattı yakından çok daha enfes görünüyordu, fazla rahatsız ediciydi benim için.
"jungwon-ah," ismimi fısıldamasıyla gözlerimi beni perişan hale getiren ve bundan asla pişman olmayacak o gözlerine çıkardım. işte şimdi o benim üzerime eğiliyor, felaketimi görünür kılıyordu. "yeonjun'la olmak istiyorum, bana yardım edemez misin?"
o gerçekten benim kıyametimdi diye düşündüm.
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
b
eğeni, 5438 @yangwon: what the hell am i doin' here? i don't belong here. (yorumlar kapatılmıştır)
"mükemmel bir vücut istiyorum mükemmel bir ruh istiyorum ben etrafta olmadığımda fark etmeni istiyorum."
-
hazır yunki'ye atmışken buna da bi' bölüm atayım dedim, uzun değil ama umarım beğenirsiniz. ilk bölümler biraz kısa oluyor bende sanırım? bi' you need to escape, lawyer'ı uzun yazabiliyoruz kusurumuza bakmayınız.
