KF-1

55 6 2
                                        

Sabah güneş ışıkları yatağımı aydınlatır-aydınlatmaz Sueda başımın üstünde mırıldanmaya başladı. Uyku gözlüklerimi çıkartıp saçlarına yapıştım. Uyku esnasında uyandırılmaktan nefret ederdim ki, bunu her kes bilirdi Sueda'da dahil olmakla fakat yine de beni uyandırmayı göze ala biliyordu. Sueda'nın çığlıkları eşliğinde odaya dalan Müge öyle bir bağırdı ki, ikimiz de afallamış şekilde ona baka kaldık. Neyseki alışkın olduğumuz bir durumdu. Sueda'nın saçların boşlarken gözleri parladı ve birşeyler anlatmaya başladı.

''Kızlar sıkı durun size bişey söyleyeceğim''

Muge ile Sueda'ya meraklı melahat bakışları attık ki, anlatmaya devam etti.

''Bizim yan tarafa taşınan komşu var ya" dedi.''eee hadi çabuk anlat yoksa seni o yan tarafa taşınan komşu ile birlikte gömüceğim" dedim sinirli şekilde.

''KIZIM KOMŞU FALCIYMIŞ" dedi Sueda. Müge hemen dalgaya vurdu. Böyle şeylere inanmazdı. Aslında inandığı çok az şey vardı Küçükken ailesini bir trafik kazasında kaybetmişti ve daha sonra yetiştirme yurduna yerleştirilmişti. Oradaysa her türlü fitne-fesat görmüştü kızcağız. Ben olsaydım kafayı yerdim herhalde. Neyse tabi bende "Fala inanma falsızda kalkma'' tiplerindendim. Kim geleceğini öğrenmek istemez ki ?

Müge

Müge sinirlenip odayı terk ettiğinde Sueda ile yalnız kaldık. ''Kız bu falcı ya dolandırıcıysa,?'' dedim.

''yok kız, geçenlerde bizim sümüklü , gıcık, domuz, orangutan tipli, sürtük....'' diye sinirlerimi bozdukda''Ayyy duur kız yeterr tamam anladık Selin'den bahs ediyorsun'' dedim.

''evet işte o sürtük gitmiş bizim falcı'nın yanına sonra Selda'yla dedikodu yaparken duydum. Her şeyi şıp diye biliyormuş '' dedi.Bende şaşırarak  ''Aaaa" dedim. '' yaaa'' dedi. ''Peki randevu falan mı almamız lazım? '' dedim.

''Yani randevu değilde gitmemişden önce bir aramak lazım ve senin kardeşin onu da yaptı''dedi neşeyle.  Bende gülerken şişen yanağından bi makas aldım. Yüzünü buruşturup devam etti ''Saat 2 de uygun olacağını söyledi''.

''ya iyi de bu karı ya çok para isterse?  valla harçlığımın 5/1 ni ancak veririm o da tabi doğruyu söylerse. '' dedim yatağımı toplarkene. Sueda'da başıyla onayladıktan sonra mutfağa geçtik. Müge yine anneme taş çıkartılacak şekilde yaptığı kahvaltı masasının başında durup gururla gülümsüyordu.  E haklıydı kız yani masa muhteşemdi. Hemen Suedayla masaya oturduk ve kahvaltılıkları mideye indirmeye başladık. Ilk önce tabağıma salatalik ve zeytini dizdim. Daha sonra menemen'den bi parca koydum.

Kahvaltıyı bitirdikten sonra telefonum'un zil sesi odayı bürüdü. Hemen ekrana bakmadan açtım.

''Alo"

"Alo kızım nasılsın''

''Annecim canım benim iyiyim sen nasılsın aslında bende seni arayacaktım''

''Ya öyle mi?  Yine bitirdin değil mi harçlığını? ''

''Ya Anne yaa ama napayim ki bura Ankara değil. Her şey Çook paha. Yetmiyo işte"

"Bana bak sen yine bütün harçlığını kıyafete vermedin değil mi?"

"Aa hayır anneciğim aa olur mu öyle şey nc a Kızını hiç tanımamışsın sen"

*YALANDAN GEBERDI*

Ama ne yapa bilirim ki o siyah dekolteli elbise bana vitrinden gel-gel dediyse benim suçum değil ki, elbisenin suçu aa. Böyle mal-mal düşünürken annemin sesi beni bu düşüncelerden ayırdı.

'' Tamam kızım babanla konuşurum. E okullar başlıyacak haftaya bi eksiğin falan var mı? '' dedi annem her zaman ki yumuşacık tanısıyla.

''Ayy anne seviyorum seni hayır ne eksigi canım olursa ben sana söylerim'' dedim. Bu sırada telefonum cırlamaya başladı. Berk arıyordu. ''Anne benim kapatmam lazım kendine iyi bak çok öpüyorum bye" bişey demesine izin vermeden kapattım böyle de hayırlı evlatım işte.

''Alo Berk"

''Alo aşkım nasılsın"

"Valla sormadığın bir haftada gayet süperim"dedim alaylı tes tonuyla. ''

''Ya aşkım biliyorsun işte bizimkiler bu ara çok sıkıyorlar beni"

'' Ya biliyoruum (!)."

''Ben şey için aramıştım"

''Ney için?"

''Bugün şirketimizin düzenlediği maskeli balo partisi var akşam benimle gelir misin?''

''Bilmemki şimdi" dedim kendimi naza çekerken.

''Ya hadii Hira yalnız Bırakma beni hem sen kaçırmasın böyle eğlenceyi   "

''Peki tamam" dedim içimden sevinç çığlıkları atarken bu eylence kaçınılmazdı ve şimdiden heyecanlanmıştım.

Ayakkabılarımın bağlarını bir türlü bağlıyamıyordum. Sueda'da bağırıp duruyordu. Ama ben ne yapa bilirdimki dolaşmıştı işte ipler. En sonunda ayakkabı işini hall edip dışarı çıkmayı başarmistik. Apartmandan çıkıp karşıdaki apartmanın bizimle aynı olan katına çıkıp kapıyı tıklattık. 3 çü çalışta kapıyı ucube kılıklı bir genç kız açtı. Tepeden-tırnağa siyahlar'a da bürünmüş korkuluk gibi. Korkuluk siyah mı giyer ki? Aman canım. ''Buyurun" dedi ucube kılıklı kız. Ayy sen ne çirkin şeysin öyle dediğimde Sueda kolumu cimcikledi. Ne olduğunu anlamazKen Sueda kulağıma "Şu iç sesini kontrol etmezsen burdan gebererek çıkacağız''dediğinde dudağımı ısırarak şirince sırıttım. Kız suratıma anlamamış ifadeyle baktı. Bende köfte'yi çakmadığını anladığım için içime serin sular aktı. Bizi bir odanın kapısının yanına getirdi. Kapıyı tıklayıp bekledik. ''Giiiir" sesi duyuldu odadan. Bakalım neler biliyor falcı kadın...
Multide Hira'mız var...

Ya rica etsem okuyan her kes oy verip, yorum yapar mı? Karar veremiyorum devam etmeli miyim sizce???

Kahve Falı ☕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin