10⋆

187 25 6
                                    

Hao'dan

bugün okul hiç olmadığı kadar sıkıcı geçmişti. çünkü yujin ve gunwook yoktu ve o ikisi olmazsa eğlence olmuyordu genelde. neyseki okul çıkışında içmeye gideceğimiz için eğlenecektik.

sonunda çıkış zilide çaldığında hemen ayaklanıp okuldan çıkmıştık. sadece 3 kişi gidiyorduk bara. matthew ben ve ricky.

okulun bahçesinden çıkarken matthew konuştu.

"ya ilk önce eve gidip birşeyler yiyip gelelim acıktım ben"

sonrasında bende ona katılmıştım.

"evet öyle yapalım. eve gidiyimde gunukun yaptığı mis gibi çorbadan içiyim"

onlarla dalga geçmiştim. çünkü ben eve gittiğimde yemeğim önümde olucakken matthew ve ricky'nin olmicakti. aynı evde kaldıkları için tabikide.

"oh paşama bak" demişti matthew.

sonrasında ricky konuştu.

"tamam hadi akşam mesaj atarım konumu"

onayladıktan sonra eve gittim. yujin hasta olduğu için gunwook çorba yapmıştı.

yemeğimi yedikten sonra odama geçip akşama ne giyeceğime karar verme zamanı gelmişti. dolabımla yarım saat bakışmanın sonunda kombinime karar verebilmiştim. elimi cebime atıp ricky'yi aradım.

"yemek yediniz mi? hazırlandınız mı?"

"yedik haocum hazırız çıkcaz şimdi. konumu atarım birazdan"

diyip hızlıca yüzüme kapatmıştı. kesin hazırlanmayı unutmuşlardı. sapsallar.





hazırlandıktan sonra kuçuk çekmecemde duran parfümü alıp sıkmıştım. işte şimdi hazırdım. odamdan çıktım gunwook televızyon izliyordu. arkasından yavaşca gidip onu öptüm ve korktu salak.

"çıkıyom ben yujinimize iyi bak televizyona dalma gunuk"

"tamam hyung görüşürüz iyi eğlenceler"

salondan ayrılıp yujinin odasına girdim. yatakta uzanıp telefona bakıyordu.

"napıyomus benim bebe yujinim"

"hiç boş boş yatıyom hyung"

"tamam bebişim yat dinlen çıkıyom ben"

kafasını hafifce sallamıştı. bende yavaşsa başını okşadıktan sonra evden çıkmıştım.

ricky'nin attığı konuma gelmiştim onlarda kapıda beni bekliyorladı. sonra yanlarına gittim ve beraber içeri girdik.

 sonra yanlarına gittim ve beraber içeri girdik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hao'nun giydiği










ricky bize o kadar içirmişti ki artık başım dönmeye başlamıştı. galiba çoktan sarhos olmuştum bile. kafam hiç yerinde değil gibiydi. karşıma baktığımda matthew çoktan uyumuştu. ricky de çok farklı degildi.

aklıma birden yujin gelince acaba iyileşti mi diye düşünmüştüm o kafayla. masadan kalkarak konuştum.

"dışarı çıkıyorum 2 saniye gunuku aricam"

dedikten sonra kendimi barın dışına atmıştım.

telefonumu arka cebimden aldıktan sonra gunwook'u aramıştım. 

"efendim hao hyung"

"yujin için aramıştım siz kimsiniz"

"hyung çok mu içtin gunwook ben"

"aaa gunuk sen misin. bir dakika gunuk kim ben öyle birini tanımıyorum"

"hyung taksiye atla gel eve"

"ev nerde ki"

"ah hyung ah neden bu kadar çok içtin. matt ve rickyde kendinde değildir şimdi"

"hımhım"

"benim yujine bakmam lazım hyung hep birseyler istiyor. sen orda kal ben birazdan hanbin hyungu arayıp seni almasını isterim tamam mı?"

"hanbin kim? hee şu uzun boylu yakışıklı olan hanbin"

"evet o hyung hadi kapat"

telefon kapantıktan sonra telefonu tekrar arka cebime atmıştım. o sırada kafamı kaldırıp karşımda bir kızla gülüşen oğlana bakmıştım.

hanbine çok benziyordu karşımdaki kişi. yoksa hanbin miydi? gözlerimi ovup tekrardan karşima bakmıştım. evet o gerçekten uzun boylu, yakışıklı olan ve arkadasım olan hanbindi. 

ama içimde neden anlam veremediğim kötü bir his beliri vermişti ki?

onların gülüşmesine bakmaya devam ederken daha da kötüye gidiyordu bu his. artık acı vermeye başlamıştı. ağlamak istedim ama tuttum kendimi.

hala karşimdakileri izlerken birden yere oturdum ve kafamı eğdim onlara bakmayacaktım çünkü canım dahada cok acıyordu sanki.

o sırada birinin telefonu çaldı. gülüşme sesleri durulmuştu. tam o sırada bana yaklaşan adım seslerini duydum. biri benim kollarımdan tutup kaldırdı ve konuştu.

"hao iyi misin"

kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda hanbin olduğunu anlamam zor olmamıştı. başımı sallayarak cevap vermiştim.

"tamam hadi eve gidelim"

hayır diyecek halim kalmamıştı. 2 dakika önce kızla gülüşürken şimdi yanıma gelmiş beni sürükleyerek eve götürmeye çalışıyordu.

bu beni üzüyordu. peki neden? bunu sorguladıkça emin olmuştum. ondan hoşlanıyordum.

hanbin birden beni sürüklemeyi bırakıp bana dönmüştü.

"seni sırtıma almamı ister misin?"

"peki"

cevap verdikten sonra beni sırtına almıştı ve böyle gitmeye devam ediyorduk. ağlamamaya çalışıyordum hala. bu yüzden konuşmak ve sakinleşmek istedim.

"hanbin"

"efendim hao"

"benim bir sırrım var sana söylememi ister misin"

"hm söylemek ister misin"

"ben birinden hoşlanıyorum ama o beni sevmiyor ne yapmalıyım"

"kim o?"

"sana söyleyemem"

bunu dedikten sonra kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

"onun yüzünden mi ağlıyorsun hao"

"hmhm"

"peki madem söylemiyorsun nasıl biri olduğunu anlat olur mu"

sakinleşmeye çalışmıştım bir kaç saniye. saniyeler sonra ağlamam dinmişti.

"hm. o gerçekten hoş biri ve tarzı çok iyi galıba ona biraz özeniyorum. bide bana karşi çok iyi. gerçi o herkese karşı çok iyi"

bunları söyledikten sonra kendimi daha nasıl tutabilirdim ki. yeniden gözlerim dolmus ağlamaya kaldığım yerden devam etmiştim.

"bu yüzden seni çok üzdü anladım. artık ağlama hao. madem seni bu kadar üzdü onu sevmeyi bırak"











evet bunu 3 saatte yazdım.

bu arada son haobin diyalog kısmı hidden love 12. bölümden

hidden love izlerken dedim neden böyle birşey yazmıyorum.







scary house ⩩ haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin