Sibel

8 4 3
                                    

- Melek Hanım. Melek Hanım...

Biri omuzumu dürtüp ismimi söylüyordu. Yavaşça gözlerimi araladım, kafamı kaldırıp sesin sahibine dikkat kesildim. Konuşan kişi korumamdı.
Kafamı tekrar yattığım yere bıraktım, uyumak istiyordum ve rahatsız edilmek hiç hoşuma gitmedi.

- Git buradan, uyumak istiyorum! Ayrıca Poyraz sizi uyardı. Beni rahatsız etmemenizi söyledi! Görevlerinizi yapın ve eve gidene kadar beni rahatsız etmeyin.

-Anlıyorum Melek Hanım ama zaten eve geldik.

-Ne!? Ne zaman?

- Siz uyuyordunuz Melek Hanım.

Şuan yattığım yerden hiç vazgeçmek istemiyordum ve bence burda yatmamda hiçbir sorun yoktu.

- Kapıyı kapat lütfen, burada uyumak istiyorum.

- Ama Melek Hanım...

-Lütfen!

- Nasıl isterseniz Melek Hanım.

Kapı kapandı, tekrar gözlerimi kapattım ve kendimi yarım kalan uykuma geri döndürmeye çalıştım. Vicudum artık uykuya doymuş olmalı ki bir türlü tekrar uyuyamıyordum.
Kalkıp araçtan çıktım ve artık evim olan yere baktım, artık içim o kadar sıkışmıyordu. Poyraz' a içimi dökmek rahatlatmıştı.
Yavaş adımlarla eve yürüdüm, kapı gene ben çalmadan açıldı. İçeri girdim ama bu evde ne yapacaktım hiç bilmiyordum. Ders yok, TV yok, arkadaş yok... Hiçbir şey yok ama, ama belki annemin fotoğrafları vardır.
Hemen hizmetli Hatice Ablaya seslendim:

- Hatice Abla...

İsmini ikiletmeden hızla bana yaklaşan ayak seslerini duydum. Çok geçmeden karşımda durmuş yüzüme bakıyordu. Bende bir süre onun yüzüne baktım ve ona görevini söylemem gerektiği aklıma gelince konuşmaya girdim:

- Bana aile albümünü getirir misin?

- Hemen küçük Hanım.

Vay be, bu evde dedemden izin alınmadan yapılabilecek bir şey varmış demek.
O bana albümü getirirken bende üst katta bulunan oturma odasına çıkıp pencerenin önündeki koltuğa kuruldum, çok geçmeden Hatice abla bana albümü getirmişti. Derin bir nefes alıp kapağı çevirdim ve karşıma ilk çıkan dedemdi.

" Ne kadar da yakışıklı."

- Efendim Melek Hanım?

Sanırım sesli düşünmüştüm.

-Size söylemedim, lütfen beni yanlız bırakın.

Başıyla onayladı ve gitti, albümle ben tek basıma kaldım. Dedemin fotoğrafını biraz daha inceledim.

" Keşke renkli olsaydı. Acaba burası neresi?"

Ardından tekrar bir sayfa çevirdim. Karşıma çıkan bu sefer damatlık giymiş dedem ve gelinlikli anneannemdi. Bu fotoğraf beni gülümsetmişti.

" Anneannem, anneme benziyor. Aslında tam tersi sonuçta annemi o doğurdu. Ne kadar da güzel..."

Ardı ardına bir sürü sayfa çevirdim, saatlerce inceledim. Beni güldüren, hoşuma giden bir sürü fotoğraf vardı ama aradığım yoktu. Annem ve babamla ilgili hiçbir şey yoktu. Sanki annem bu aileye doğmamış gibiydi. Yemekte ya da çalışma odasında bu soruyu dedeme sormalı mıyım? Bilmek hakkım bence, bir cevabı hakediyordum.

Albümü incelemeye devam ettim, çok kalın ve bazı yerlerde yapıştırlımamış fotoğraflar vardı. Tüm fotoğraflara bakınca tekrar baştan başladım ve tekrar ve tekrar. Tamamen kendimi albüme kaptırmıştım ki Hatice abla beni albümün dünyasından çıkardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şah MatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin