8. bölüm- dejavu

7 0 1
                                    

Eve doğru ilerlemeye başladık. Arabadan indiğimde evin önündeki bankta oturan Açelya dikkatimi çekti. "Bu niye burda" onlarda aynı şeyi düşünüyor olmalılar ki Açelya'yı inceliyorlardı.

"Ağlıyor mu o?" Beren'in sorusu üzerine gözlerimi tekrardan Açelya'ya çevirdim. "İyi bir insansam şu an onu görmemiş gibi yaparak eve gitmem ve ona bulaşmamam lazım değil mi?" Beren malesef der gibi başını salladı.

"Ama ben iyi bir insan değilim" Diyerek ayaklandım. Baran ise arkamdan gülüyordu.

Açelya'nın yanına gittiğimde gözleri beni buldu ve hemen ayaklandı. "Ekin" gözlerindeki yaşları sildi. "Ekin bak ben özür dilerim sana yaptıklarım yanlıştı" alaycı bir şekilde kaşlarımı çattım "5 yıl sonra mı?" Dediğimi umursamadan devam etti.

"Biliyorum, o zamanlar küçüktüm ve bunun yanlış olduğunu anlamadım. Sonra bunu düşünmedim. O zaman sana yanlış yaptığımı da anlamamıştım. Ve şimdi düşündüm de" ellerimi tuttu "belki tekrar arkadaş olabiliriz, senden çok özür diliyorum Ekin beni affet"

"Bitti mi yalvarman"

Bana baktı. 5 yıl önceyi hatırladığını anlamak zor değildi. "Bitti" dedi ve arkasını dönüp uzaklaştı. Kendi kendime konuştum.

"Tarih tekrarlanıyor Açelya Tüten. Ne şans bu sefer giden taraf sensin" yola doğru tekrar baktığımda bizi izlediklerini görünce göz devirip yanlarına gittim. "Pekala film bitti artık gidebilirsiniz"

"O nasıl laftı kızım ağzım açık kaldı"

"Neden benden özür dilediğini anlamış değilim" Baran ve Beren birbirine bakıp güldü. Bunu onlar mı yapmıştı. "BARAN!" Diye bağırdığımda kendi sesimden rahatsız olmuştum.

"Hop sakin ol şampiyon, sadece sana yaptığının aynısını ona yaptım sadece 15 gün dayanabildi. Ama bunu beklemiyordum" Beril konuşmaya dahil oldu "Pekala şu an ne yapıyoruz"

"Bana gelin" teklifime karşı arabadan indiler.

"Selam müdür" Kafamı odamın olduğu tarafa çevirdim. "Boyoz!" Diyerek kapıma koştum Düşes'i kovalıyordu. Farklı odalara koyduktan sonra salona döndüm.

"Evde hiç bitmeyen bir kovalamaca var"

Beren bana döndü "Baksana annenin gönüllü olduğu barınak oraya gitmeye ne dersin?" Başımı salladım "gideriz, ama kesinlikle bugün değil. Müdür pazar günleri orda oluyor rahat takılmayız" hepsi kaşlarını çatıp yerde yatan Müdür'e baktılar. Elimi salladım. "Hayır o değil, barınağın sahibi olan" dediğimde hep beraber güldük.

"Baksanıza, evin buralarda bir park var Müdür'ü de alıp çıksak ya" dediğimde hepsi onayladı ve beraber dışarı çıktık.

Parka gittiğimizde çocuklar orada oyun oynuyordu benim ise dikkatimi çeken ilerideki 4 tane çocuktu bir tanesi kan kırmızısı uzun saçlı bir çocuktu benim aksine çilleri o kadar yoğun değillerdi  ve saçları hiç görmediğim kadar kızdı. Yanında oturan kız ise güneş gibi sapsarı saçlı minik tütü benzeri eteğiyle oturuyor ve konuşuyorlardı. Onların konuşmasına dahil olan 1 kız bir erkek çocuk daha vardı ama onların aksine ayakta top oynuyorlardı.  Bizin küçüklüğümüz gibiydiler ama biz asla öyle olamazdık çünkü ben onları küçükken tanımıyordum. Aynı şey aklına gelmiş gibi Beren sordu "acaba küçükken tanışsak nasıl olurdu" gülümsedim "Bilmem bence çillerimle dalga geçerdiniz" Baran ise bana dönüp "abartma" dedi

"Cidden bak şimdiki halime bakma cillerim güneşte artıyor küçükken de hiç güneş kremi sürmezdim yüzüm çillerden  görünmezdi."Baran tekrar konuştu " kesin geçerdik" dediğinde güldüm. Ve biraz daha oturup eve gittik.

Bu son sahne ile ile ilgili bir edit Melsss2305 instagram hesabımda yayında bakmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu son sahne ile ile ilgili bir edit Melsss2305 instagram hesabımda yayında bakmayı unutmayın.

Ay bana ne oluyor bu art arda bölüm atmalar falan!

Bunun sonu hiç iyi değil haberiniz ola.

Uzatmadan ben kaçtımmm!

AnormalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin