Taehyung'dan
"Günaydın, Bayan Jeon"
"Günaydın oğlum, buyur içeri geç masaya otur. Jungkook iner birazdan."
Bayan Jeon'a okulun oralarda işim olduğunu geçerken de jungkook'u bırakabileceğimi söylemiştim.
Dediği gibi masaya geçip oturmuştum o sırada hizmetliler çay falan dolduruyorlardı.
Sonra masaya bir kadın yaklaştı saçı dağınık, makyajı almıştı bu sanırım jungkook'un halasıydı.
"Sen kimsin?"
Tam cevap vereceğim sırada taptığım o sesi duydum.
"Taehyuuung!"
Tak
İşte doğdu güneşim."Merhaba jungkook, okulun oralarda işim vardı da geçerken seni de alayım dedim"
"Teşekkür ederim."
Gözlerinin içi parlıyordu.
Bu görüntüyü görmek için dünyaları bile verirdim işte...
"Senden büyük duruyor bu. Kaç yaşındasın sen"
"Sanane hala! Git şu elini yüzünü yıka."
"Jungkook, halana karşı saygılı ol"
"Merhaba Bay Jeon"
"Ooo taehyung oğlum hoş geldin."
"Hoş buldum efendim. Umarım rahatsız etmiyorumdur. Jungkook'u okula bırakacaktım da."
Tanrım, jungkook'u kollarımın arasına almamak için zor tutuyordum kendimi.
Neden bilmiyorum ama dün gece resmen uyuyamamıştım jungkook burnumda tütüyordu resmen.
"Elin ayağın yok mu jungkook? Ne diye uğraştırıyorsun taehyung'u"
"Sanane baba?! Seni ilgilendirmez. Bana tip tip bakmayı kesin ve yemeğinizi yiyin"
Jungkook neden böyle davranıyordu ki?
Sanırım ters bir durum vardı yoksa jungkook böyle yapmazdı.
"Jungkook! Ergen gibi tavırlarını bir kenara at ve yemeğini ye! Neden insanları meşgul ediyorsun?"
"Efendim aranıza girmek istemem ama jungkook'u ben bırakmak istedim oralarda işim vardı. Hem bir kaç yıl sonra şirketi jungkook'la beraber yöneteceğiz ve ben onu daha iyi tanımak isterim."
"Haklısın oğlum, tanıyın birbirinizi ki zorluk çekmeyin. Bak benle babana kaç yıldır tanırız birbirimizi. Hâlâ da çok iyi anlaşırız."
"Sana kaç kere diyeceğim baba? Şirketi taehyung yönetsin o işler bana göre değil."
"Ne yapacaksın? Baba parası yiyerek mi çürüteceksin ömrünü?"
"Sen bu şirketin hisselerini dedemden kalan mirasla almadın mı?"
Jungkook gerçekten ileri gidiyordu ve biraz daha zorlarsa iyi şeyler olmazdı.
"Jungk-"
"Efendim bölüyorum ama acaba peyniri nerden aldınız? Güzelmiş"
Ah jungkook ah hırçınlaşmış bugün yoksa asla böyle konuşmazdı.
Herkes bana garip bir şekilde bakıyordu e tâbi haklılardı.
"Bilmiyorum oğlum hizmetliler alıyor"
Yapıştırmıştı işte lafı.
"Ee taehyung, evlilik yaşın geldi geçiyor. Yok mu birileri?"
Bayan Jeon'un sorusuyla afallamıştım biraz.
Jungkook iri gözlerini üzerime dikmiş gözleri kısık bir şekilde bakıyordu.
"Eğer hayatında biri yoksa bak bizim ordan bı kız va-"
"Onun hayatında biri var! Hatta onunla evlenecekmiş! Değil mi taehyung?!"
Tanrım.
Şuan gülmemek için gerçekten zor tutuyordum kendimi.
"Neden bağırıyorsun jungkook? Bırak da kendisi cevap versin."
"O zama-"
"Evet efendim jungkook doğru söylüyor. Hayatımda biri var ve... Ciddi düşünüyorum."
"Vaay, kim bu şanslı kız?"
"Offf! Kız deği-"
Birden öksürmeye başladım. Tanrım amacın neydi jungkook?
Sırası mıydı yani?"Jungkook bitirdiysen çıkalım mı bebeğ- beraber!"
"Olur, çıkalım."
_________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do You Know Sex? | tk
FanfictionSex bağımlısı Taehyung ve sex'in ne demek olduğunu bilmeyen sevgilisi Jungkook. Absürtlük içerir!