İkinci kitabıma hoşgeldiniz efendim. Buyurun buyurun geçin içeri.
"HUENING KAI KAMAL NERDESİN LAN?"
Evet, yine klasik bir okul günü. Göz devirerek kapıya çevirdiğim bakışlarım okulun zibidisi ile buluştuğunda gülümsedim. Yaptığım şeyi gayet iyi biliyordum ve özür de dilemezdim banane canım.
"He buyur kanka."
"Ulan senin yüzünden yakalandım var ya. Şimdi si-"
"Hop, orada bi' dur kardeş. Nereden biliyorsun benim yaptığımı?"
"Lan senden başka ispitçi mi var okulda? Ne ara gördün de söyledin yine?"
"Tuvaleti duman altına çevirmeseniz söylemezdim. İçmeseydin banane?"
"Oo naber gençler? Sıkıntı mı var Kai?" Böylelikle Taehyun yanımıza gelmiş bulunuyordu. Tabii yanımızdaki zibidi Taehyun'u görünce toz olmuştu. En yakın arkadaşımızdan bütün okulun korkmasının faydasını da kullanalım değil mi bir zahmet?
"Naptın lan yine?"
"Aman aynı mevzular kanka. Geçen tuvalete bi' girdim, var ya böyle ruhlar alemine geçtim sandım. Her yer bembeyaz, ışığa vardım sanki. Meğer duman basmış ortalığı. Tabii durur muyum uçtum müdüre."
Taehyun gülümseyerek dinlemiş, en son kahkahayı basmıştı.
"Oğlum bir gününü sakin geçir lan. Bıktım senden yürü git."
Sözlerinin üzerine sinir olduğunu bilerek ona sırnaşmaya başladım.
"Ama Taehyun-ahh sen bana kıyamazsınn~."
"Yo. Bal gibi de kıyarım. Bir gün şu kapıdan biri HUENING KAI KAMAL diye girmesin istiyorum çok mu?"
Omzumu silkip karşı çıkmaya hazırlandım. Ben zevk alıyordum bundan. Bu arada sanırım söylemedim, ben okulun baş belası Huening Kai Kamal. Bu okulda ters bişey yapılırsa neredeyse yapan kişiden önce haberim olur ve anında müdür beyimizi de haberdar ederim. Örneğin tuvalette sigara mı içilmiş? Hop müdüre. Birileri kavga mı etmiş? Hop müdüre. Birileri kopya mı çekecek? Hop müdüre. Yalnız tabii sadece müdür değildi olayı ulaştırdıklarım. İki sevgiliden biri diğerini aldatıyor mu? Hop sevgilisine. Biri arkadaşının arkasından mı konuştu? Hop arkadaşına. Neden yapıyorum bilmiyorum ama eğlenceliydi benim için.
"Ama banane ya. Ben yanlış olan şeyleri düzeltmeye çalışan masum bir çocuğum. Bir de müdür beyimizin ajanı sayılırım."
"Her gördüğünü şikayet ederek mi düzelteceksin? Bak şikayet et ona bir şey demiyorum. Ama başını belaya sokacaksın."
Elimi sallayarak geçiştirmiştim onu. Bana bir şey olmazdı. Bir kere Taehyun vardı. Sonra neredeyse okuldaki herkesin ifşası vardı elimde.
"Olmaz olmaz. Sen varsın ya arkamda bebeğim."
"Ulan yürü git sensin bebek."
O mükemmel yüksek sesli kahkahalarımdan birini attığımda hocanın geldiğini fark edip yerime geçtim. Taehyun'u da çekiştirerek yanıma oturttuğumda uyku vaktim geldiği için sıraya uzandım. Nasıl olsa geçerdim dersten. Dinlememe gerek yoktu.
*****
"Oğlum kalk hadi. Bırakırım bak burada kalırsın yine sabaha kadar."
Taehyun'un sesini duymamla yerimden fırlayıp ondan önce kapıya ulaşmıştım. Daha önce iki kez canım kankam Taehyun beni unuttuğu için kalmıştım sabaha kadar ve üçüncüye hiç niyetim yoktu. Gerçekten bırakıp gideceğini de biliyordum.
"Oo sen de ne yavaşsın be Tae. Hadi kalacaksın bak okulda."
Taehyun'un küfrederek yanıma geldiğini duyduğumda gülümsedim. Onu sinir etmekten zevk alıyordum.
"Yürü hadi yürü. Baş belası. Geç kaldık zaten."
"Neye geç kaldık lan? Ev kaçmıyor ya."
"Of öyle değil işte."
"Ne diyon a-"
"Şştt sus sus nolur sus."
Biraz salak olmanın getirisiyle anlamayıp mal mal etrafa bakındığımda Taehyun'un uzatmalı crushı Choi Yeonjun'u gördüm.
"HaaaAAAA PARDON KANKA GÖRMEMİŞİMM."
"Allah belanı versin senin duydu gerizekalı." Ve elleriyle yüzünü kapatıp yürümeye başladı.
"Duysun işte amk çocuk görsün seni gözü gönlü açılsın." Salak salak yürüyen Taehyun'u durdurdum. İnsanlık görevi.
"Senin beynini si-..."
"Aa naber çocuklar? Nasılsınız?"
İşte Yeonjun yanımıza gelmişti. Tabii o gelir gelmez Taehyun sessizleşip hafif arkama geçmişti. Bütün okula kaplan olup bu çocuğun yanında kedi gibi olması öldürüyordu beni.
"İyi kanka senden naber?"
"İyi Hyukacım da, Taehyun sen niye konuşmuyorsun?"
"Ha aa şey...hiç öyle"
"Yabancı değiliz ya sonuçta."
"Doğru..."
"Evet... şey aynen."
Sıkıntıyla ikilinin konuşmasını daha doğrusu konuşamamasını izlerken oflamaya başladım. Ben el atmazsam bunların olacağı yoktu. Taehyun 2 yıldır bu gerizekalıyı seviyor, bu gerizekalı da muhtemelen son zamanlarda Taehyun'dan hoşlanıyor ama adım atmıyordu. Olaya karışmaya karar verdim.
"Of bir şey diyeceğim. Yeonjun işin yoksa siz beraber gitsenize eve. Sen de bizim yoldan gidiyorsun zaten. Benim işim vardı bugün başka taraftan gitmem lazım. Taehyun da işte tek kalmaktan korkar biraz. Taehyun vurmasana oğlum. Neyse olur dimi Yeon?"
"OLUR. Şey yani tabii olur. Ee hadi gidelim Taehyun."
Zaferle gülümseyip ikiliyi kendi yoluna gönderip ters tarafa yürümeye başladım. Taehyun'un son dakika attığı öldürücü bakışları saymazsak iyi bir iş başarmıştım. Neydim ben mükemmellik abidesi mi?
Tabii sırf o salağı crushıyla yürütmek için ters yoldan gidiyordum o ayrı. Biraz dışarıda dolanıp giderdim hiç olmadı. Umarım iyi geçirirdi bu iki salak yolu. Boşuna yapmış olmayalım değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like Crazy~Sookai
FanfictionOkulun ispitleme kralı, zorbalara bile kök söktüren Huening Kamal Kai ve ona yakalanan Choi Soobin. "Hayırlı işler kanka. Görmedim say derdim ama gördüm maalesef." "Ulan sen miydin? Şansıma sıçayım ben ya okulun ispitçisine mi yakalandım gerçekten?"