"LAN OĞLUM ÇABUK SOFRAYA."
Canım anamın mükemmel feryatlarıyla ders çalışmayı bırakıp- şaka yaptım yatıyordum odamda. Her neyse binbir güçlükle sevgilimden -yatağım- ayrılıp odadan çıktım. Adeta yılan gibi sürünerek aşağı inerken bir yandan söyleniyordum.
"Anne bir şey diyeyim mi? Götüm hâlâ acıyor, nasıl terliktir o? Alt tarafı- ANNE SOOBIN VE AİLESİ NEDEN ŞUAN BİZİM EVDE?"
"SUS GERİZEKALI. MİSAFİR ONLAR."
Anan yani. Lan neden bizim evde Soobin? Öleyim diye mi? Gerçekten öleyim de siz de kurtulun ben de kurtulayım yeto. Bayılacağım şimdi. Aha bayıldım. Bak bak bayıldım.
"Hyuka kalk bir gören olacak."
"Aa Soobin oğlum, sen nereden biliyorsun Türk dizi repliklerini?"
"Annem izliyor da efendim..."
"Sen de kalk artık yerden gerizekalı. Hadi sofraya yürü bakayım. Siz de geçin canım."
Diğerleri daha kalkmadan hemen mutfağa geçtim ve annemi de yanıma çekiştirdim.
"Anne niye geldiler? Hem sen nereden tanıyorsun onları?"
"Oğlum Soobin'in annesi benim gün arkadaşım ya. Anlatmıştım, sen nerenle dinliyorsun beni? Hem sen Soobin'i nereden tanıyorsun?"
"Şey okuldan ya. Ama şey. Ee şey... Ben yemesem?"
"Yarım saat önce tepinip duruyordun ya 'açım!' diye. Ayıp olur hem. Geç çabuk masaya."
Umarım bugün ölmem.
*****
Ben böyle hayatın amk. Anneme Soobin'i okuldan tanıyorum demiştim ya hani. Siz kankasınız diyerek yan yana oturtmuştu bizi masada. Sorun da tam olarak burada başlıyordu. Masamız göt kadar olduğu için, haliyle kalabalığız da, sıkışık oturmuştuk. Dizlerimiz birbiriyle yakın ilişkiye girmeye başlamıştı. Ve ben onunla bu kadar yakın olmaktan çok heyecanlanmıştım. Umarım kalp atışlarımı duymaz.
"Kai, yesene hadi. Sabahtan beri mum gibi oturuyorsun yanımda."
Mavişim şüphelenmesin diye arada bir yiyordum ama demek ki inandırıcı gelmemişti. Arada bir yiyordum çünkü ne zaman elimi kaldırsam kollarımız değiyordu.
"Yiyesim yok ama annem tehdit etti sofraya otur diye. Ondan yani."
Canım maviş şirinim ikna olmuş olacak ki yemeğine döndü. Ben biraz daha burada durursam gerçekten öleceğim.
"Hyuka'cım, sen nasılsın? Nasıl gidiyor dersler falan?"
Kayınvalidemin yönelttiği soruyla masadaki tüm gözler beni bulmuştu. Zorlukla yutkunup cevap verdim.
"İyiyim teyzecim, dersler de gayet iyi merak etmeyin."
"Ne güzel, ne güzel. Soobin'le aynı okuldasınız bu arada değil mi? Görüşüyor musunuz hiç?"
Harika, demek annesinin arkadaşımsı olduğumuzdan bile haberi yoktu. Moralim düşmüştü ama bozuntuya veremezdim.
"E-evet teyzecim. Şey hatta bu ara baya yakınız konuşuyoruz falan. Öyle."
Neyse ki o an moralimin bozulduğunu anlayan olmamıştı. Belki Hiyyih anlamıştır, cin gibidir o. Ama sorun değil, ona anlatırdım.
"Yaa ne güzel. Demek yakınsınız. Soobin de hiç bahsetmemişti ama sevindim seninle arkadaş olmasına. Beomgyu'dan iyidir."
İşte ilgimi çeken bir konu. Ne oldu acaba?
"Neden Beomgyu'dan iyidir ki teyzecim? Kendisini tanırım, öyle kötü biri değil."
"Kötü değil tabii Hyuka'cım da benim bu mal oğlanı kandırır diye korkuyorum biraz."
Vah teyzem vah. Atı alan Üsküdar'ı geçti bile.
Yine de aptalca bir gülümseme sunup önüme döndüm. Sonrasında doyduğumu söylerek masadan kalktım. Sinirlerim bozulmuştu.
*****
"Hyukaa~ Annen tek kalmanı istememiş. O yüzden beni yolladı yanına. Lan, iyi misin sen?"
Ağlarken girilir mi odaya gerizekalı? Yakalandık işte.
"Noldu lan? Oha ağlıyorsun."
"AĞLAYAMAZ MIYIM BEN? İNSAN DEĞİL MİYİM BEN? BEN ROBOT MUYUM SOOBIN? O YÜZDEN Mİ BENİ SEVMİYOR-"
"Dur tamam, sakin ol. Buradayım ben. Kim sevmiyor seni? O yüzden mi ağladın?"
Kısmen o yüzdendi aslında. Ağlama sebebim Soobin'in beni annesine anlatmaması gibi görünse de değildi. Biraz dolmuşum sanırım. Of çok saçma her şey.
"Bak, bi tane gerizekalı var tamam mı? Ben bunu 1 yıldır seviyorum. Çok yakın değildik ama... Şimdi biraz daha yakınız. Ama onun sevgilisi var. Ama ben umutlanıyorum. Ama o gerizekalı beni görmüyor. Yanındayım. YANINDAYIM."
Dayanamadığım için tekrar göz yaşlarım süzülmeye başlamıştı. Neden ağlıyorum amk çok saçma şuan.
Gözlerimi kapattım ve dizlerimi karnıma çekip sarıldım kendime. Oysa bir sarılan daha vardı o an bana. Senin kollarında senin için ağlamak çok tuhaf be Soobin.
"Bir şey diyeyim mi Hyuka? Ben Beomgyu'yu onun uğruna ağlayacak kadar sevemedim hiç. Ancak seni görüyorum şuan. Ve anlıyorum ki benim hislerim aşk değil. Seven senin gibi olmalı Hyuka... Seven biz gibi olmamalı. Birisi beni böylesine sevse dünyalar benim olurdu inan. Seni görmeyenin ise aptallığıydı bu."
"Sensin o aptal." Keşke bu cümleyi şaka olarak anlamasa.
Söylediğime karşın hafifçe güldü. "Tamam, bir şey demedik sevdiğine." Evet, şaka olarak anladı. Benim hayatım şaka olarak anlaşıldı zaten.
Her neyse. Yine de şuan sarılıp konuşuyoruz. Bu bile mucize idi benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like Crazy~Sookai
FanficOkulun ispitleme kralı, zorbalara bile kök söktüren Huening Kamal Kai ve ona yakalanan Choi Soobin. "Hayırlı işler kanka. Görmedim say derdim ama gördüm maalesef." "Ulan sen miydin? Şansıma sıçayım ben ya okulun ispitçisine mi yakalandım gerçekten?"