16

340 25 20
                                    

Maria odasından çıkıp aşağıya indiğinde gördüğü manzara güldü, Bucky ve Sam'nin buraya mecburiyetten alışmaları hoşuna gitmişti. Mutfağa doğru ilerledi, dolabı açtığında bir kaç gün öncesinden kalma meyveli pastayı gördü. Dolaptan çıkarıp tezgaha koyunca pastayı kokladı, küflenmediğine emin olunca pastayı kesip üç tabağa koydu. Ellerini kaldırınca pastalar havalandı ve salona doğru ilerlediler. Maria'da peşlerinden ilerlemeye başlayınca pastalar masaya konmuştu. Sam masadaki tabağı eline alıp pastanın tadına bakarken Maria bakışlarını duvardaki saate çevirdi, Daisy'nin bu zamana kadar gelmiş olması gerekiyordu. Kapı kırılırcasına çalınınca Maria arkadaşının geldiğini anlamıştı, kapıya doğru ilerlerken Bucky bakışlarını gelen kişiye çevirdi. Daisy içeriye girdiğinde attığı her adımda zemin kan olmuştu, Maria ofladıktan sonra konuşmaya başladı. 

"Bunları sen temizleyeceksin Daisy."

Kız ona cevap vermeden üst kata çıktı, Maria arkadaşının peşinden gidecekken Bucky ondan önce davranıp yukarıya çıkmıştı bile. Bucky hızla koridorun sonundaki kapısı aralık olan odaya girdi, arkası dönük olan kız üzerindeki demirden yeleği çıkarıp yatağının üzerine attı. Kız kapının orada hissettiği hareketlilikle hızla cebinden çıkardığı bıçağı fırlattı. Bucky yana doğru eğilip yanından geçen bıçağı tuttu. Kız gelen kişinin Bucky olduğunu görünce tekrar arkasını döndü, dolaba doğru ilerlerken Bucky onun sırtındaki yaraları gördü, saçlarının arasından süzülen kanıda fark edince yavaşça ona doğru ilerledi. 

"Yaralarını temizleyelim."

"İstemiyorum."

Kız dolabın kapağını açacakken Bucky elini koyup ona engel oldu, kız derin nefes alıp bayık bakışlarla ona doğru döndü. 

"Ne istiyorsun?" 

"Neden bu haldesin?"

Kız dolabı açmak için direttiğinde Bucky yine izin vermemişti. 

"Halimde bir şey yok."

"Bırak yaralarını temizlemene yardım edeyim."

"Arkadaşlarının yaptığı yaraları mı temizlemek istiyorsun?"

Daisy konuşunca Bucky bir an durdu, antrenmana diyerek göreve gitmiş olmalıydı. 

"Daisy... Üzerindeki kimin kanıydı?"

Daisy kafasını kaldırıp Bucky'nin gözlerinin içine baktı, gülerek konuşmaya başladı. 

"Onları savunacağını söyleme bana."

"Kimin kanıydı?"

"Beni öldürmeye gelmişti."

Daisy konuşunca Bucky gözlerini sıkıca kapattı, sakin kalmaya çalışırken tekrar konuşmaya başladı. 

"Sende bizi öldürmeye çalıştın."

"Ama ben senin hayatını kurtardım." 

"Arkadaşlarımı öldürüyorsun."

Daisy yüzünü Bucky'nin yüzüne doğru yaklaştırdı. 

"Onlar senin arkadaşın değil Bucky..."

Bucky cevap vermezken Daisy sessizce konuşmaya devam etti. 

"Eğer gerçek arkadaşların olsaydı senin tutsak olduğunu bile bile hayatlarına devam etmezlerdi." 

"Ne?"

Bucky ağzından çıkana hakim olamazken kız yavaşça kafasını salladı. 

"Steve'in her şeyden haberi vardı. Seni biliyordu... Beni biliyordu..."

Sessizce konuştuktan sonra titrek bir şekilde derin nefes aldı. 

"Her şeyi biliyordu ama Avenger olmak ona tatlı geldi. Seni almak için uğraşmadı bile. "

"Yalan söylüyorsun."

"Ah, keşke söylesem."

Daisy yavaşça karnının sağ tarafını tutarak Bucky'den uzaklaştı, yatağının köşesine otururken Bucky bakışlarıyla onu takip etti. 

"Avengers dünyayı yönetiyor Bucky, kurtarmıyor. Her şey onların isteğine göre oluyor, bunun olmaması gerekiyor."

"Onu mu öldürdün?"

Kız yavaşça kafasını hayır anlamında salladı. 

"Onu ben öldürmeyeceğim, o yaşayacak ve tüm arkadaşlarının ölümünü görecek. Sonrada ona en güzel hücrelerden bir tane vereceğim."

"Kimi öldürdün?"

Kız karşısındaki adamın inadına güldü. 

"Clint Barton... Natasha için oldukça sinirliydi."

"Hydra bu sefer kazanacak mı?"

"Avengers düştüğünde mi? Evet, kazanacak."

Bucky dolaptan uzaklaşıp kızın karşısında durdu, kız kafasını kaldırıp onun gözlerinin içine baktı. 

"Kim durduracak? Amerika ordusu mu? Rusya bizim arkamızda, başka kim kalıyor? Askerler iki gün içinde Çin, Güney Kore ve Almanya'ya saldırı gerçekleştirecek. Karşımızda kim durabilir?" 

Bucky cevap vermeyince kız bakışlarını cama çevirip ormanlık alanı izlemeye başladı. 

"Hepsi ölecek Bucky, hepsine seçenek sunduk ama kendileri istemediler, yine kahraman olmak istediler. Pek şansları yok ama denesinler."

"Sana yardım edemem."

Bucky yatağa oturunca Daisy iki elinide yatağa koyup arkaya doğru yaslandı, kafasını sağa doğru eğip Bucky'e bakıp gülümsedi, sessizce konuşmaya başladı. 

"Önemli değil James."

Derin nefes alıp tekrar konuşmaya başladı. 

"Güvende olsan yeter."

Mrs. Winter SoldierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin