Tek bir mesaj vardı grupta. Neler olduğunu anlamaya çalışırken konumun canlı konum olduğunu görmüştüm. Nerede diye bakmaya başladığım anda bir şeyin ya da birinin üstüme uzanıp kendini bana siper etmesi bir olmuştu.
Sikeyim.
Neler oluyor?
Üstümdeki kişi ile birlikte yuvarlanarak bir duvara çarpmıştık. Gözlerimi açtığımda korkudan ellerim titremeye başlamıştı.
"K-kiri..?" Kirishimanin alnından kanlar akıyordu. Ellerim titrerken telefonumu aramıştım ama onu bile bulamamıştım.
Derin bir nefes alıp kirishimayi ağ ile vücudunu dümdüz sardım. Vücudunu da kendime bağlayıp aynı anda da tek elimle sarılarak binaları geçiyordum havada. Örümcek sezgilerim sonuna kadar açıktı. 3-4 sokak öteden endeavorun ateslerini görebiliyordum.
Hızla en yakın hastanenin acil kısmına girdim.
"Oİ KİMSE VAR MI?!"
?"KAGETSUNE BU!"
?"SÜPER KAHRAMAN!"
"Lütfen onu iyileştirin." Kirishimayi sedyeye bıraktığımda hepsi onaylayıp koşarak sedyeyle beraber gitmişlerdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Gibi gibi)
Ağlarla ateşlerin yükseldiği yere gittiğimde çatıdan onları izliyordum.
Napıyor bu manyaklar?
"Neler oluyor..?" Kendi kendime konuşurken aşağısını izlemeye devam ediyordum.
Yanımda aniden hissettiğim varlık ile oradan kaçtığımda portaldan uzanan bir el görmüştüm.
?"ah... Örümcek sezgileri değil mi?" Shigaraki portaldan çıkıp önüme gelmişti.
"Uzak dur." Olduğu yerde ayaklarına ağ atıp oraya sabitlemiştim onu. Geri takla atarak çatıdan atladigimda yere hızla inmiştim. Etraftaki sivilleri olabildiğince bu alandan çıkarmam gerekiyordu. Ne olduğunu bile anlamamıştım. Kirishimaya ne olmuştu?
Gerçekten kirishima neden birden üstüme siper olmuştu.
Bir ara sokağa çöküp telefonumdan haberlere bakmaya başlamıştım.
Tanrım...
Kötüler ligi ile overhaul ve işçileri birlik oluşturmuşlardı. Ve şuan etrafta o kadar çok kötü suçlu vardı ki... Öğrendiğim kadarıyla hapishanelerin kilitleri de bir şekilde açılmıştı.
Sikik...
Derin bir nefes alıp ne yapacağımı düşünürken midoriyanin attığı konum aklıma gelmişti. Baktığımda canlı konum olduğunu fark etmiştim. Bir kaç sokak ötemdeydi.
Hızla ara sokaktan koşarak çıkacakken köşeyi döner dönmez kendimi dizlerimin üstüne bırakmıştım.
Burnumun ucundan hızla bir sopa geçmişti.
Suçlulardan biriydi muhtemelen.
"Ciddi misiniz?" Elindeki sopayı ağ ile çekip 5 katlı binanın 4. Katına yapıştırmıştım.
İkisi kaçmaya çalışırken kafalarını aynı anda çekip birbirine tokuşturmuştum. Muhtemelen bayılmışlardı. Onları da önce ayrı ayrı bağlayıp sonra da birbirine bağlamış, 2-3 kat ağ ile tellerden sarkıtmıştım.
Koşmaya devam ederken her yerde kahramanlar ve suçlular birbirleri ile savaşıyordu. Arkamdan gelen bir şeye dönüp tekme atacakken denki olduğunu fark etmiştim. Ayağımı geri çekip parandeyi tamamlayarak ayaklarımın üstüne gelmiştim.
"Denki!!!"
Denki"ai!!" Birbirimize sarıldığımızda neler olduğunu sormuştum.
Denki"midoriyanin attığı konuma geldim hiç bir fikrim yok! Midoriya da ortalarda yok!"
Kolumdaki saate basıp seslenmiştim.
"Midoriya" saatten midoriyanin koştuğunu görmüştüm. Sürekli hareket ediyordu.
Hepimizin kostümünde olan bir şeydi bu. Eğer kostüm çalışıyorsa kişinin ne yaptığını görebiliyorduk. Ama sadece 4-5 kişi onaylamıştı bu olayı.
Midoriya'nin yanında uraraka vardı, karşılarında ise toga. Sürekli konuşuyordu.
"Siktir... Gel benimle denki!"
Hızla yanlarına ilerlerken kendimi zar zor durdurmuştum. Hızla hemen dibimden endeavour'un ateşi geçmişti, anlık sinirle oraya döndüğümde dabi ile göz göze gelmiştim.
'bir seyin var mi' der gibi bakıyordu. Yutkunup ucu yanan saçıma baktım ve endeavor uyurken alninin ortasina yapistirmayi kendime görev edindim (yaktığı yeri). Neyse.
Denki"ai!"
"Gidelim." Denkiyi durdurup sarılmıştım.
Denki" ai?"
"Sıkı tutun." Ağ ile götürecektim daha hızlı olurdu. Çatıya çıkıp çatıdan çatıya atliyorduk.
Midoriyayi sonunda görmüştüm. 2 tane uraraka vardı ve muhtemelen o da hangisinin gerçek olduğunu bilmiyordu.
