0.17

65 9 10
                                    

Yarım saat kadar orada oturduktan sonra ağlamaktan güçsüz düşmüştüm. Sadece Dabi'nin kokusunu ve kucağına aldığını hissetmiştim. Sonrası bende yoktu.

Bölüm sonu.

Tanımadığım bir yatakta uyandığımda başta şaşırsam da sonrasında kavramaya çalışmıştım.

Kabus gördüm değil mi?

Kahramanlar beni bırakmıştı, benden vazgeçmişti.

Ve...

Touya...

Ölmemişti.

Çocukluk aşkım ölmemişti!

Yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum. Her şey bir rüya veya kabus gibi geliyordu. O masmavi gözler gözümün önünden bir an olsun gitmiyordu.

Ayağa kalkıp odadaki iki kapıdan beyaz olana ilerleyip açtığımda bir tuvalet olduğunu fark ettim. Yüzüme su vurduğumda arkamda gördüğüm silüet ile çığlık atmıştım.

Dabi'ydi bu.

D"korkuttum mu?"

"Ah... Yeni uyandim beklemiyordum. Üzgünüm..."

D"sorun değil. Uykunu güzel aldın mı?"

"Evet... Ama hala gerçek miydi rüya mıydı diye şüphelerim var."

D"hazırlan aşağı gel orada konuşalım."

"Ha?"

D"yani... Pijamalar falan. Kahvaltı edeceğiz ondan çağırmaya geldim. Dolabimdan al istediğini ondan sonra da alışverişe gidebiliriz istersen." Dabi'yi kafamla onaylayıp gönderdiğimde derin bir nefes almıştım.

Sanırım gördüklerim gerçekti.

Ve bu bir kabus değil rüyaydı.

Kahramanların benden o kadar kolay vazgeçtiğine hala inanamıyorum.

Yüzüme bir kez daha su vurup aynaya baktığımda boynumdaki bandajları yeni fark etmiştim.

"Ha?"

Hızla çözdüğümde derin bir iğne morarıklığı görmüştüm. Doğru ya. Kabus veya rüya değildi. Her şey gerçekti. Az kalsın deney faresi olacaktım ve eminim ki o zaman bunlardan bir sürü olacaktı.

Yutkunup sıkıca geri boynuma sardım ve odaya geçip Dabi'nin kıyafetlerinden bir tane tişört ile eşofman çıkartıp giydim ve kapıyı açtım.

Aşağı doğru inen ahşap kaba merdivenler vardı kapının hemen önünde.

Etrafa bakındığımda koskocaman bir koridor ve bir sürü kapılar vardı. Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken aynı zamanda da etrafı inceliyordum. Bir bardı burası. 

"Dabi?"

D"buradayız. Gel." Dabinin sesini takip edip gittiğimde bir masa ve bar sandalyeleri olan bir yerde oturuyorlardı. Dabi yanındaki sandalyeye pat pat yaptığında usulca gidip oturmuştum.

Masada kısa bir sessizlik olduktan sonra konuyu Shigaraki açmıştı.

S"şimdi... Üç seçeneğin var, biliyorsun değil mi?"

Shigaraki dikkatle onu dinlediğimi fark edince devam etmişti.

S"istersen... super kahramanlarin yanına donmeye çalışabilirsin."

D"ama muhtemelen sana hain gözüyle bakıp hapse attırmaya çalışırlar. O garip uçağı nasıl düşürdüklerini gördün.  Sen de içindeydin üstelik."

S"kahraman olmaktan vazgeçip normal bir yaşam sürmeye çalışabilirsin."

T"sana bir ev alırız. Tek başına orada yaşarsın.  Zaten yeterince paran var, değil mi?"

"A-ah... evet... başka bir seçeneğim yok mu?"

S"ya da... bize katılabilirsin." Bu oldukça şaşırtıcıydı.

"Size..?"

D"benim hoşuma gitmemiş olsa da... villain olabilirsin. Ama çok dikkatli olacaksın!"

"Böylece seninle kalabilir miyim?" Dabinin yüzünde etkileyici bir gülümseme belirmişti.

D"kalabilirsin."

Toga"YEHHUUEEEE!!!" Toga'ya kıkırdayıp dabi'ye baktım. O da bana bakıyordu.

S"bugun gidip bir şeyler alın kendinize." Dabi kafa sallayıp kahvalti etmeye devam etti.

Timeskip

Dabi'nin elindeki yaklaşık 15 poşet ile bir mağazadan daha çıkmıştık. Onlara çok yük olmak istemiyorum ama Dabi gördüğü her şeyi alıyor.

D"bu son aldığımız var ya gri bluz sana çok yakışacak."

"her aldığın seyin arkasından bunu söylüyorsun Dabi..."

D"güzelsin, her şey yakışıyor." Dabi'nin yüzüne bakıp kendi önüme döndüm.

yanaklarım... ısınıyor mu benim?

aaahhgh... kızariyorum.

kendi kendime kıkırdayip Dabi'yi incelemeye başladım.

tekrar birilerine gülerek bakabilmek, gulumseyebilmek... çok güzel hissettiriyormuş.

ben... hislerimi kaybetmekten çok korktum. Midoriya'dan sonra başkasını sevememekten...

Midoriya o gün, o seçimi yaparken kendi kendini bitirdi. ona dair en ufak bir üzüntü bile hissetmiyorum ama Dabi...

o gün o gagalıyı alt edebilecek tek kişi Midoriya'ydi ve bunu biliyordu. ama o yine de beni feda edecekti, ve bundan hiçbir haberi olmayan Dabi ne olursa olsun beni kurtardı.

fazlasıyla garip bir birleşim.

Dabi'nin de bana bakmaya başlaması ile bakışmaya başlamıştık.

D"ne oldu?"

"hiç. düşündüm sadece."

D"neyi düşünüyorsun?" Dabi'nin sorusuna yanit verebilmek için kelimelerimi seçmeye çalışırken bir yandan da etrafımıza göz gezdiriyordum.

Bir sahil kenarında gelmiştik. kayalıklar, tuz tanesi inceliğinde kumlar ve şezlonglar vardı.

denize yakın ama suyun gelmeyeceği kadar uzak bir yerde kumlara oturmuştuk.

D"sorumun cevabı?"

"şeyi fark ettim... gülümsemek, nefes almak gibi sürekli yaptığımız şeyler aslında çok güzel. ağlamak bile. ağlarken yaşadığını hissediyorsun. veya gülümserken de. duygular yaşamı hissettiriyor."

D"aşık olmak da bir duygudur..."

"evet, dabi... Birine aşıksan acı da çeksen sevinsen de... yaşadığını hissedebilirsin."

D"hiç bu yönden bakmamıştım... teşekkür ederim."

"ha-? ne için?"

Dabi birden yaklaşıp yanağıma bir öpücük bırakıp kulağıma fısıldamıştı.

D"yaşadığımı hissettirdiğin için."

bayadir bölüm atmıyordum, inişli çıkışlı duygu durumları beni fazlasıyla zorluyor açıkçası.

kusura bakmayin.

şu sınav haftası geçince biraz daha aktif olmaya çalışacağım gibi.

iyi geceler 💗

03.06.24
00.48

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dabi X Reader/OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin