taiyo beni görev yerine getirmişti. arabadan inip doğal davranmaya başladım. içeri girdim. etrafa bakınırken yanıma bir adam geldi.
bana değişik bir şekilde bakıp;
"nasıl yardımcı olabiliriz?"
bu doosik in gösterdiği fotoğraf da ki ki adamdı.
:burayla siz mi ilgileniyosunuz?
"evet, nasıl yardımcı-"
:oda tutmak istiyorum.
"anladım, şu taraftan tutabilirsiniz."
girişde ki kadınları gösterdi. kadınların yanına gittim. bir oda tuttum.
"size en iyi hizmeti sağlayacağız efendim. odanız 202 numara."
verdiği kartı alıp asansöre bindim. şimdi etrafı gezemezdim.odaya girip eğlence adamlarını tutmam gerekiyordu. odaya girdiğimde birbirinden iğrenç 5 adam bana bakıyordu. sonra kulağımda ki cihaz çalıştı.
"içeri gir ve onlara lavaboya çıkacağını söyleyip göreve devam et, endişe etme."
doosik kameradan izleyip beni yönlendirdi.
:çocuklar ben lavaboya gideceğim burada bekleyin beni.
"çeketini çıkartsana rahatsız değil misin?" dedi içlerinden biri.
:hayır.
çaktırmadan kapıda ki anahtarı aldım ve odadan çıkar çıkmaz kapıyı üstlerine kilitledim.
uzun bir koridordaydım. koridorun en sonunda ki asansöre bindim asansörde 23 kat ve plas kat vardı plas kata bastım çalışmadı bunun için bir kart gerekliydi vip kartı. 23. kata basıp çıktım. koridorlar değişmişti alt katlara göre daha lükstü. odaları açmaya çalıştım. biri açıktı. ilk önce aradan içeriye baktım. kimse yoktu ama girmeden önce kulağımda ki cihaza dokunup,
:burada kamera var mı?
taiyo cevapladı.
"hayır, gizliliği korudukları için yok. rahatça gir ve kapıyı kilitle."
taiyonun dediğini yaptım. içeriye girdiğimde şok olmuştum. koltuk bile altın desenliydi. çok vakit kaybetmeden masada ki bilgisayara bir flash disk taktım. jong bunu halledecekti bu flash disk tüm bilgileri kopyalayıp bize gönderiyordu. ben de o sırada çekmeceleri karıştırıyordum çekmecede bir senet buldum. japoncaydı hepsi. fotoğrafını çekip jong a gönderdim. jong hemen çevirip;
"bu, burada ki eskortların anlaşma senedi."
:alayım mı?
doosik;
"al."
kapı tıkladı.
japonca konuşan biri gelmişti. ne yapacağımı bilmiyordum.
"garson, "kekkōdesu" demen yeterdi hasta bir ses ile söyle ona."
sesimi kısıp taraklı bir sesle taiyonun söylediği şeyi söyledim ve gittiğini ayak sesleri ile anladım. senedi ve flash diski aldım masanın üstünde doosik in resmini gösterdiği kadın vardı. sessizce çıktım. plas kata bir çıkış olup olmadığına bakmak için koridordun sonuna gittim ve önüme kırmızı bir kapı çıktı acil çıkış kapısı gibiydi açmayı denediğimde hemen açıldı, adım atmadan dışarıdan sesler geldiğini duydum;
"ölmek ister misin? domuz kılıklı seni pişirip yiyelim mi?"
ve gülme sesleri. yerde bir adam yatıyordu dövülmekten baygın bir haldeydi. dayanamayıp içeri girdim.
iki siyah takım elbiseli adam bana odaklandı.
"sen kimsin?"
:siz kimsiniz ve bunu neden yapıyosunuz?
biri birine başıyla işaret etti. üstüme koşmaya başladılar ilk hamlem birini ayağımşa ittirmekti. daha sonra diğeri arkamdan boğazımı sıkmaya başladı diğeri ayapa kalktı ve bana doğru yürüdü. o sırada;
"algın! algın beni duyabiliyor musun? neler oluyor!? aglın!"
taiyo kulaklıkla bana ulaşmıştı.
bağazım daha sıkılıyorken karşımda ki adam;
"canına mı susadın? sadece aşağıya inip müşterilerinkini ağzına alacaksın.keşke senin yerinde olsaydım bunu yapıp milyoblar kazanabilirdim" dedi ve pişkin pişkin gülümsedi.
boğazımda ki eli ısırıp kurtuldum ve karşımda ki orospu çocuğunun yüzüne yapıştım. yanağını ısırıp kendime hakim olamayıp kopardım. ayağa kalktıp
:benimkini ağızına almak ister misin? çok istekliydin.
arkamda ki adama doğru yürüdüm.
:seninkinide koparayım mı?
"kimsin sen!"
.
"çabuk oradan uzaklaş! odada ki eğlence adamları yardım çağırmış seni arıyorlar!"
jong'un sesiyle hemen yangın merdivenlerinden indim 15. katta asansöre bindim.
4 kişi endişeyle bir yere yetişiyor gibiydi. biri doosik in gösterdiği kadındı diğer üçü ise çatıda ki adamlardandı. adamlardan biri;
"acaba kaban ve maske kullanan bir kadın gördünüz mü?"
içeriye kaban ve maskeyle girmiştim. beni arıyorlardı.
:oh! evet değişik gri kaban ve maskeli bir kadın 15. katta ona rastladım!
"gerçekten mi!? çabuk 15 e geri dönüyoruz!"
bu o aradığımız kadındı.
:efendim, tüm güvenlik görevlilerini çağırırsanız daha iyi olacak çünkü o kadın çok hızlıydı.
kadın, yanında ki siyah takım elbiseliye;
"jin i ara hemen polis jhwan i buraya çağırsın."
"efendim,"
arkasında ki adam, kadını sanki yanlış bir şey söylediği için uyarıyordu. polis jhwan mı?
polis mi çağırıyorlardı buraya?
onlar asansörden indikten sonra jong un yönlendirmesiyle arka kapıdan çıktım ve hemen taiyo beni dışsrıda bekliyordu. ben biner binmez;
"sen iyi misin? bir yerin yaralandı mı? neden o çatıya çıktın!?"
:taiyo sakin ol, neden biden bu kada-
"nasıl sakin olabilirim algın!? sen o adamlar tarafından nereseyse!"
yüksek sesten nefret ediyorum çünkü en son babam bana böyle bağırmıştı. gözüm doldu. arabadan indim.
"algın! nereye gidiyorsun?"
arkamdan bağıran taiyo yu dinlemeden yürümeye başladım. deniz çok yakındı aklıma o gün geldi, burada olmamın sebebi olan gün. daha ne kadar çabalayacaktım zaten o ailem olan insanlar artık beni ailesi olarak görmüyordu onları çok özlemiştim ama onlar tarafından itilmek yaşamanın bir anlamı kalmadığını hissettiriyordu. kayalıklara doğru yürüdüm her adımımda babamın ve annemin sözleri zihnimde yankılanıyordu hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. atlamaya bile cesaretim yoktu. olduğum yerde yüksek sesle ağlamaya başlamıştım. göz yaşlarımdan önümü göremeyecek haldeydim. nereye bastığımı bilmiyordum ayağım bir an boşluğa geldi,
kolumdan tutup karaya doğru çekildim. gözlerimi sildiğimde karşımda taiyo vardı. peşimden gelmişti. hiçbir şey söylemeden bana sarıldı, bu daha çok ağlamama sebep oldu. taiyo ya sarılırken güvendeymişim gibi hissettim. yaklaşık bir saat sonra kendime geldim. bir bankta oturuyorduk.
"özür dilerim, tramvanı tetikledim. böyle olacağını tahmin etmemiştim."
:benim için endişelenmiştin.
"oh..doğru."
:bugün ayın kaçı?
"bir saniye, 6 sı."
:bugün doğum günüm.
annem bir sonra ki doğum günüme zaman ayıracağına söz vermişti.
kendimi tutamayıp nefessizce ağlamaya başladım.
taiyo bana tekrardan sarılmıştı bu sefer annemin hissettirdiği gibi güvende hissetmiyordum o kadar canım yanıyordu.
kısa bir süre sonra tekrar kendime geldim.
"yemek yedin mi?"
:hayır.
"seni neşelendirecek ve güzel bir yemek yiyeceğimiz bir yere götüreceğim."
elimden tutup ayağa kalktı.
"hadi gidelim."
arabaya binip kısa süre sonra pavyon gibi ışıkları olan bir yerde durdu.
:pavyona mı getirdin beni?
"hayır tabi ki de."
onu güldürmüştüm, o gülünce ben de güldüm.
"burası kareoke bar, hadi içeri gidelim."
içerisi bir sürü ışıklandırmayla doluydu her odadan muzik sesi geliyordu. ben etrafa bakarken taiyo bir oda alıp geldi.
"anahtarı aldım hadi içeri gidelim!"
çok neşeliydi. onu daha önce böyle görmemiştim. takım elbiseli bir gangster ile kareoke bara şarkı söylemek için giriyordum şuan.
onun neşesi bana da vurdu. içeri girdiğimizde japonca bir şarkı açıp dans etmeye başladı. kolumdan tutup beni de oynatmaya başladı.
"bu şarkıyı japonyalı bir şarkıcı
öldüğünü sanduğı eşi için yazmış!"
:ha öldüğünü sandığı mı!?
müziğin sesinden taiyo yu zor duyuyordum. taiyo duyabilmem için kulağıma yaklaştı. o an kalbim hızlanmıştı. ilk defa bu kadar kalbimin hızlı attığını hissediyordum.
"evet, bu şarkı doosik in vefat eden arkadaşı nın yazdığı bir şarkı, eşiyle beraber görevdeyken eşini kaybetti, öldüğünü sanarak yıkıldı.2 sene sonra eşiyle karşılaştı sonra başka bir görevde ikiside vefat etti."
:oh.. anladım adam eşini bulunca çok sevinmiştir, peki bu şarkıyla dans etmemiz doğru mu?
"doosik onları bu şarkıyla anar, eğer andığımızı görseydi sevinirdi."
konuşurken daha da yaklaşıyordu.
bu kalbimin daha da hızlı atmasına neden oluyordu.
"iyi misin"
:oh, evet
"böyle dans etmek sıkıcı"
elini belime getirdi.
"dans edebilir misin?"
kulağına yaklaşıp.
:kimle dans ettiğinin farkında değilsin.
elimi onun omzuna attım. boş ellerimiz birbirini tuttu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevenstar
Actionintiharın eşiğindeyken tanımadığı takım elbiseli bir adam ona bir kart uzatır; ya o an arabanın önüne atla ya da kartta ki numarayı arayıp hayatını değiştir.