taehyung'un önünde duran beyaz arabanın arka kapısı açıldığında en az onun kadar heyecanlı olan jimin arabadan inmişti. karanlık sokağı aydınlatan sokak lambalarının altında taehyung'un büyük gülümsemesini gören jimin, gülümsemesi bulaşıcıymış gibi gülümsemişti.
yanına gider gitmez taehyung'un kollarının arasına girip ona sarılmıştı.
arabanın ön kapısının da açılması ile jimin'in annesi arabadan inmişti. onları görünce gülümsemesine hakim olamamıştı.
"bilmesem birkaç gün değil de yıllardır ayrısınız diye düşünürdüm."
jimin geri çekilip annesine döndüğünde taehyung onun omzundan elini çekmemişti.
"birkaç gün değil bir haftadır ayrıyız anne."
"ne kadar da fark etti. gelip çantanı arabanın arkasından almama yardım et." jimin annesinin yanına gidip elinden çantasını almıştı. annesi ona sarıldıktan sonra saçlarını okşamıştı. "cuma günü seni almaya geleceğim iyi eğlenin ama dikkatli de olun."
"on üç yaşındaymışım da kampa bırakılıyormuşum gibi hissediyorum."
jimin gülerek taehyung'a baktığında taehyung'da yanlarına gelmişti.
taehyung jimin'in çantasını onun elinden alıp "gözünüz arkada kalmasın bayan park, jimin güvenli ellerde."demişti.
"sana güveniyorum taehyung oğluma iyi bak."
jimin annesi ve taehyung arasından çıkarak gözlerini devirmişti. "yaşımın yirmiden büyük olduğunu hatırlamanızı bekliyorum."
"bir çocuk her zaman annesinin bebeğidir." annesi ona sarılırken jimin'de ona karşılık vermiş annesiyle vedalaştıktan sonra onun arabaya binip gitmesini izlemişti.
bayan park yanlarından ayrılınca taehyung jimin'e bakıp "benim de bebeğim olduğunu biliyorsundur umarım." demişti.
jimin dudaklarını büzdüğünde taehyung aralarındaki mesafeyi kapatıp dudaklarını birleştirmişti. "özlemişim seni."
"bir hafta uzun bir süre."
"saat geç biliyorum ama jungkook ve birkaç arkadaşım ilerde bir mekanda oturuyor gidip selam verebiliriz ya da yorgunsan direkt eve geçelim."
"arabayı annem kullandığı için ben yorulmadım, hem jungkook'u görmek güzel olur."
taehyung kendi arabasının kilidini açtıktan sonra elini tuttuğu jimin'i arabasını yönlendirmişti. "tamam öyle yapalım o zaman, annenle araba yolculuğu nasıldı?"
taehyung jimin'in çantasını arkaya koyup sürücü koltuğuna geçmişti. jimin de ön koltuğa oturup kemerini bağlamıştı. "iyiydi, bu aralar annemle daha çok iletişim kuruyoruz. bir şeyler değişmiş gibi."
taehyung bir yandan jimin'i dinlerken bir yandan arabayı çalıştırmıştı. "nasıl bir değişiklik?"
"duygusal yönden sanırım. annem genelde kendi iş hayatına odaklı bir insandır, benim yaptıklarıma da hiç karışmaz. benimle ilgilenmek babamın görevi gibi bir şey. tabi her zaman babamın sevmeyeceği türden davranışlarımı babamdan saklar ama onun dışında gerçek bir bağımız varmış gibi hissetmiyordum. ama bu aralar konuşmaya başladık; bana senin hakkında, duygularım ve arkadaşlarım hakkında sorular sormaya başladı."
"bu nasıl hissettirdi?"
"ilk defa bağ kuruyormuşuz gibiydi. babamın söylediklerinin aksine kendime bir hayat kuruyor olmam belki de ona bir şeyler hissettirdi. belki o da çabalaması gerektiğini hissetti. bilmiyorum ama bu değişim güzel bir değişim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my weird roommate || vmin ★
Fanfictiontaehyung: neden kendini banyoya kilitledin jimin: kaslarına bakıp baygınlık geçirmemi mi isterdin? ||oda arkadaşları vmin|| texting + düzyazı||