Bayılmadan önce Artum'un sesini duydum. "Çabuk su elementine sahip birini bulun acele edin! Lanet olsun Maya sende mi iki yönlü sün?!" Dedi bunlar bayılmadan önce duyduğun son sesler olunca gözlerim tamamen kapandı.
Yazarın anlatımı ile;
Maya bayılınca Artum endişe ve korku ile daha çok bağırdı etrafındakilere ama sınıftakiler Artum kadar güçlü olan birisini gördükleri için halen onun etkisindeydi. Artum öyle güçlüydü ki usta San'ın eğitimine bile katılabilmişti.
Artum sınıfın kapısının hızla açılması ile kapıya döndü ve su elementi kullanıcısı olan arkadaşını gördü. Semel'in geldiğini görünce sevinmişti çünkü güvendiği birisinin olması daha iyiydi, ama hala Maya için endişeleniyordu. Semel sınıfa girdiği gibi yerde ateşler içinde yanan Maya'yı gördü şokla gözleri açılırken kendini Maya'nın yanında buldu.
Semel endişe içinde olan Artum'a baktı ve o da korkmaya başladı. Semel daha fazla vakit kaybetmeden ellerini kaldırdı ve kendi sakinleştirmeye çalışarak suyuna ulaştı. Ellerini Maya'nın vücudunun üstüne dolaştırdı ve suyunu daha fazla arttırdı. Ellerinde su olmasına rağmen elleri yanınca bu ateşin normal olmadığını anladı.
Sonunda Maya'nın üstündeki alevler sönünce tamamen yanmış olan vücutta gözlerini gezdirdi. Forması üstünde tek parça halinde duruyordu çünkü bu okulun formaları her türlü şeye dayanıklıydı. Ama vücudu çok kötü bir şekilde yanmıştı. Semel kafasını kaldırıp karşısında duran profesöre baktı. Maya'ya yardım ederken elleri feci bir şekilde yanmıştı ama Artum'un elleri kadar kötü değildi.
Semel Artum'a dönüp o kalın olan dudaklarını araladı. "Artum, sen Maya'yı kucağına al ama dikkat et! Yaraları çok taze." Dedi. Semel'in Artum'a dikkat etmesini söylemesine gerek yoktu çünkü Artum zaten onun canının daha fazla yanmasını istemiyordu bu yüzdende ona o kadar nazik davranacaktı ki.
Artum Maya'yı resmen kırılabilecek bir elmasmış gibi davranarak kucağına alıp ayağa kalktı. Semel de onunla birlikte kalkıp kapıya doğru ilerlediler. Birlikte sınıftan çıktılar ve koridorda yürümeye başladılar. O sırada ise Artum Maya düşmesin diye onu çok nazik bir şekilde tutarken aklını iki şeyin kurcalamasına izin veriyordu.
Birincisi Maya nasıl bu kadar güçlü? İkincisi ise Maya da mı iki yönlüydü? O sırada ise Semel neler olduğunu kavramaya çalışıyordu. Merdivenlere geldiklerinde Semel önde Artum arkada merdivenlerden iniyorlardı. Sebebi tabii ki de merdivenin boyutu değil di. Sebebi Önden birisi gelirse Maya'ya çarpma olasılığıydı ve evet bunu konuşmadan yapmışlardı.
Merdivenlerin sonuna ulaştıkların da yine Semel önden Artum arkadan ilerleyerek bir kapıya ulaştıklarını görünce Semel arkadaşları yüzünden tanıdık olan o yazıyla karşılaştı Revir. Semel kapıyı tıklattı ve içeriden bir yanıt beklemeden kapıyı açtı.
Masasında oturan hemşire Artum'un kucağında ki Maya'yı görünce gözlükleri arkasındaki lacivert gözleri endişe ile büyüdü ve hemen ayaklanıp Artum'a muayene yatağını gösterdi. "Yatır ve odadan çıkın." Artum Maya'yı kırılmadan-ay aman incitmeden yatırdı ve Semel'in onu kulundan çekmesi ile istemese de odadan çıkmak zorunda kaldı.
Hemşire hızlıca sihrini kullanarak Maya'nın yanıklarını iyileştirmeye başladı. Resmen 25 dakika kadar sihrini kullanan hemşire maalesef Reylin'e haber göndertip Reylin'in yardım etmesi için çağırmıştı, çünkü Reylin'in sihrinin daha güçlü olduğunu biliyordu. Reylin 10 dakika boyunca Maya'nın yaralarını iyileştirmek için uğraştıktan sonra o da hemşire ile birlikte dışarıya çıktı.
"Yanıkları ve yaraları iyileştirdik ama şimdilik dinlenmesi lazım." Dedi hemşire ve "Benim müdüre bunu rapor etmem gerek siz Maya'nın yanında kadın Pont." Onların yanından ayrılıp gözden kayboldu. Tabi Artum hemşirenin gitmesini beklemeden hızlıca odaya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PONTARİYA DİYARI
FantasíaMaya parga ailesini kaybettikten sonra ona halası ve amcası kol kanat gerdiler ama bir sorun vardı Maya dünya ya ait değildi o Pontariya'ya aitti.