Demoniac [ soukoku ]

Bölüm 2 - Sınavlar.

Glamour Sihir Okulu'nda sınavlar fazlasıyla ciddiye alınırdı. Her dönem 1 kere ve dönem ortasında yapılırdı. Bu sınavlarda öğrenciler kendilerine özgü kostümlerini giyer ve öğretmenlerin dediklerini yaparlardı. Kostüm inanışı güç sahibi atalarından kalma bir gelenekti. Kişiye yardımcı olacağı, onu daha güçlü kılacağına inanılırdı.

Bu hafta okul için en gergin, en stresli ve yoğun haftaydı. Sınav vakti gelmişti. Okul, her dönem sınav için başka bir alanı kiralıyordu.

Ranpo odaya girdiğinde kendi başına içinden bir şeyleri çalışan Chuuya'yı görünce ona seslendi.

" Hey Chu, bu dönemki sınav alanımızı duydun mu? "

" Nereymiş? "

Chuuya heyecan ve stresle sorduğunda Ranpo aynı duygularla ona cevap verdi.

" Eski bir araba hurdalığı. Korkarım ki senden arabaları kaldırmanı isteyecekler. "

" Ne?! Tanrım... Bittim. "

Chuuya stresle ellerinin arasına kafasını alarak masaya eğildi ve saçlarını sıktı. Her ne kadar iyi olsa da, hâlâ daha özgüven sahibi değildi ve yapamamaktan korkuyordu. Özellikle son yaşananlardan sonra, müdürün en ufak hatasında onu okuldan göndereceğini bizzat duymadı Chuuya'yı tamamen bir stres yumağına çevirmişti.

" Bu kadar stres yapma dostum. Daha önce hiçbir sınavdan kalmadın. "

Ranpo her ne kadar teselli etmeye çalışsa da Chuuya'nın stres seviyesi düşmüyordu.

---------

Chuuya'nın sınavı haftanın ikinci gününe denk gelmişti. Salı günü saat 10:30'u gösterdiğinde sınav alanında, kostümleri ile birlikte hazırdı. Heyecandan ve korkudan dizleri titriyordu. Sırasının gelmesini beklerken hurda arabaların birinin üzerinde oturuyor ve düşünüyordu. O esnada tanıdık ses kulaklarına dolunca arkasını döndü, Black oradaydı.

Nasılsın, Chuuya? Bedenindeki stres dalgalarını rahatlıkla görebiliyorum. Yoksa yapamamaktan mı korkuyorsun?

Black bir kaç gündür Chuuya'ya görünmemişti. Bu süreç boyunca onu hiç merak etmemiş, bir daha gelmemesi için dua etmişti ama onu yine karşısında görünce derin bir nefes verdi.

" Neden burdasın? Git lütfen. Şu an gerçekten sırası değil. Sınavı geçmem gerekiyor. "

Yapabileceğini biliyorum.

Chuuya daha fazla konuşmaması için susmaya karar vermişti. Genelde bunu yaptığında biraz daha konuşur ve giderdi. Fakat buna gerek kalmadan, öğretmeni Chuuya'yı çağırdığında alana doğru hızlıca ilerledi.

Sınav başlamıştı. Başta, küçük bir nesneyi hareketli ve hareketsiz hedefe fırlatmak gibi küçük sorular sorulmuştu. Hepsinde başarılı olmuş, sıra son soruya gelmişti. Kendini artık daha özgüvenli hissetse de, son sorunun zorluğu azımsanamayacak seviyedeydi.

" Şimdi son sorudasın. Senden şu arabayı kaldırıp 5 metre ilerisine bırakmanı istiyorum. Henüz fırlatamayacak seviyede olduğunu biliyorum, bu dönem sadece bu. Yapabilirsin. Fakat yapamadığın takdirde seni başarısız sayacağım. "

Öğretmenin söylediği her kelime Chuuya'nın alnından bir ter daha dökülmesine sebep olurken protokol kısmına gözü kaydığında müdür ile göz göze gelmişti. Adamın bakışlarındaki kin ve nefret öylesine belirgindi ki, adeta başarısız olması için yalvarıyor gibiydi.

Chuuya yumruklarını sıktı ve zihnini boşaltmaya çalıştı. Gözlerini kapattı. 5 saniye sonra tekrar açıp, hedefindeki arabanın etrafını kırmızı ışıklarla çevreleyebildiğini gördüğünde saçları uçuşurken elini araba doğrulttu.

" Yüce gökyüzünün damlaları, tersine hareket etmek için bana güç verin. "

Büyüyü sessizce söylediği anda araba havaya kalkmaya başladı. Zorlanıyordu, hem de fazlasıyla. Arabayı tam olması gereken mesafe kadar kaldırdığı esnada, müdürün sesini işitti.

" Yapamayacak! Boşverin gitsin Bay Chan! "

Öylesine sinirlenmiş ve öylesine kötü hissetmişti ki kendini, nasıl olduğunu bilmiyordu, en son hatırladığı şey havadaki arabanın yüksek bir hızla müdürün bedeninin üzerine çakılmasıydı.

Ve Black'in sınavın başından beri onu izleyen bedeni.

----------------

" Geçtiğimiz hafta Glamour Sihir Okulu'nda korkunç bir olay yaşandı. Yeteneği yerçekimi hükmü olan bir öğrenci, sınav esnasında arabayı okul müdürünün üzerine fırlattı. Diğer öğrencilerin ve bazı öğretmenlerin iddiası şu şekilde; müdür kötü sözler söyleyerek öğrenciyi tahrik etti ve öğrenci buna dayanamayarak müdürden öç almak istedi. Okulun ve çoğu öğretmenlerin görüşü ise sınavlarda böyle kazaların olabileceği yönünde. Müdür Bay Tanaki 2 gün boyunca durumu ağır bir şekilde hastanede yatsa da şu aralar daha iyiye gidiyor. Okul müdürünü fazlasıyla seven öğrenciler, bahsi geçen öğrencinin okuldan atılması için protesto düzenlese de kimi öğrenciler buna karşı çıkıyor. Müdür yardımcısının yaptığı açıklamaya göre bu akşam öğrencinin akıbeti belli olacak. Okulda kalacak mı, okuldan atılacak mı belli değil. Fakat emin olduğumuz tek bir şey var o da öğrenci okulda kalsa bile çeşitli yaptırımlar mutlaka uygulanacak. Öğrencinin durumu belirsiz olduğu için ona 1 hafta izin verildi. Şu anda ailesinin yanında dinleniyor olmalı. Umarım bu durum en kısa sürede netliğe ulaşır ve herkes rahat bir nefes alır. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz. "

Haber spikerinin konuşmasını dinledikten sonra televizyonu kapatan Chuuya koltukta uzandı. Evinde dinlenebileceği bir ailesi yoktu, bu yüzden Ranpo ona haftasonları kaldığı evinin anahtarını vermişti ve Chuuya da günlerdir burda kalıyordu.

Tavana bakarken derin nefes aldı.

Yeteneği, hayalleri, okulu.. hepsini çok seviyordu.

" Bilerek yapmadım... "

Usulca mırıldandıktan sonra bir ses işitti.

Evet, bilerek yapmadın. Sinirlendiğinde gücün kontrolden çıkıyor ve bilincin kayboluyor.

Yerinden sıçradı, Black o gün ağaçta olduğu kadar ' gerçek ' bir şekilde ayak ucunda oturuyordu.

Bu defa ondan gitmesini istemek yerine hızlıca oturur pozisyona geldi.

" Gördün değil mi!? Sen de oradaydın. Ben yapmadım! Aklımda öyle bir şey yoktu. Sadece sinirlendim.... Ama ona zarar vermeyi düşünmedim. "

Chuuya neredeyse ağlayacaktı.

Black, onu sessizce dinledikten sonra hafifçe gülümsedi. Hiçbir şey söylemedi.

O esnada Chuuya'nın telefonu çaldı.

Arayan okul müdür yardımcısıydı.

Chuuya elleri titreyerek telefonu açtı.

" Merhaba, Chuuya. Yarın sabah gelip eşyalarını toplayabilirsin. Okuldan atıldın. "