1- way out there

546 40 38
                                    

-
"I'm a long way from the land that i left."
-

"Buyrun Bay Yang, evinizin anahtarı. Eviniz istediğiniz üzere sakin bir mahallede. İçi de sizin tarzınızla dizayn edildi. Komşularınızla birebir tanışmadık fakat apartman yöneticisi hepsinin kendi halinde insanlar olduğunu söyledi. Rahat edeceğinizden eminim."

Sanki benim isteklerimi sıralarmışçasına konuşan Hanbin'den anahtarı alıp cebime koydum. Benim isteklerimi yerine getirmiş gibi konuşuyordu fakat babamın isteklerini yerine getirmişti. Her zaman olduğu gibi.

Yerleşeceğim evimi kendim seçmek istememe rağmen babam buna izin vermemiş ve sağ kolu Hanbin'i 'bana uygun' bir ev bulup dizayn etmesi için görevlendirmişti. Bu, babamın yaptığı canımı sıkan tek şey değildi ve muhtemelen son da olmayacaktı.

Cevap vermeden düz ifademle suratına baktığım Hanbin garip sessizliği bozmak adına öksürdü ve arabanın arka kapısını binmem için açtı. Binmek istemememe rağmen adresi öğrenmeyi kolaylaştırmak adına benim için aralanan kapıdan içeri bindim. Kapı ben yerime yerleşince kapandı ve Hanbin şoför koltuğundaki yerini aldı.

Camımı açıp dışarıda gözlerimi gezdirdim. Araba şehrin merkezindeki büyük parkın kenarından geçerken ailesi ile eğlenen çocuklara takıldı gözlerim. Babamla aramın hiçbir zaman böyle olmamasının eksikliğini hala hissediyordum.
Annem babamın eksikliğini hissettirmemeye çalışsa da kimse bir babanın yerini tutamazdı.

Babam ailemdeki diktatör kişilikti. Her bir adımımıza o karar verirdi. Abim ve ben de aynı durumdan şikayetçiydik ama abim daha çabuk kabullenmişti benim aksime. Babamın şirketinde üst mevkide çalışmaya başlayıp beni yalnız bıraktı. Hala babama karşı direnen tek ve son kişi olarak fazlasıyla yorulmuş olsam da şu an neredeyse kurtulmuş sayılırım. Yeni ev, her ne kadar babamın seçip beğendiği bir ev olsa da, yeni hayatıma bir adım olacak. İçimdeki ses böyle olduğunu söylüyor.

"Bay Yang."

Bakışlarımı dışarıdan çekince dikiz aynasından bana bakan Hanbin ile göz göze geldim. "Efendim?"

"Babanızın bunları sizin iyiliğiniz ve güvenliğiniz için yaptığını unutmayın, lütfen. Ona sinirli veya kırgın olmayın."

İstemsizce göz devirdim. Babamın bu lafları söylemesi için onu tembihlediği çok belliydi. Normal şartlarda ağzından tek bir kelime çıkmayan adamın birden bana nasihat edesi tuttu, ne tesadüf.

"Ben neyin ne olduğunu anlayacak yaştayım, Hanbin. Babamın karışmadığı bir hislerim kaldı, ondan da uzak dursun lütfen. Babama iletirseniz çok memnun olurum."

Ne demek istediğimi anlamış bir şekilde boğazını temizledi ve cevap vermeden yoluna devam etti. Onun için klasikleşmişti bu hareket. Genelde konuşmazdı fakat bu sessizlikten rahatsız olduğunu belli etmek için boğazını temizlerdi, ya da temizlermiş gibi yapardı.

"Götürmek istediğim tüm eşyalar götürüldü, değil mi?" diye sordum kafamı tekrar dışarı döndürürken.

"Evet, Bay Yang. Eğer bir eksik varsa söylediğinizde hemen birini göndeririz."

Cebimdeki telefonu çıkartırken kafamı salladım. Eksik olacağını düşünmüyorum aslında, babam bir işi asla eksik yapmaz ya da yarım bırakmaz. Tüm adamları da bu şartlara uygun çalışanlardı. Sadece bir daha babam ve adamlarıyla uğraşmayacağımdan emin olmak istiyorum.

Elimdeki telefona baktığım yirmi dakikanın ardından araba durdu. Kafamı etrafa bakmak için kaldırdığımda ön kapı açıldı ve Hanbin araçtan indi. Benim kapımı açtığında dışarı çıktım ve önünde durduğumuz apartmanı incelemeye başladım. Göründüğü üzere 6 katlı ve biraz büyük bir apartmandı. Önemsediğim kısım bu değildi, içerisinin sessiz ve sakin olmasıydı. Onu da yaşayarak göreceğim.

camellia [hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin