"Çok bilgili bir insa- hortlaksın ve okuma yazma biliyorsun, tüm anılarını kaybettiğine emin misin?" dedi Liuna, Bambi: "Bilmiyorum, sadece hiç yaşadığım şeyleri hatırlamıyorum, bazı küçük şeyleri hatırlıyorum bazılarını ise değil." Liuna: "Açıkçası şaşırdığımı söyleyebilirim, senin gibi birisiyle karşılaşacağımı da düşünmed-" sözünü kesmişti çünkü yağmur yağmaya başlamıştı, Liuna hemen Bambinin pelerininin altına girdi. "Ne oluyor Liuna? Sadece bir yağmur." Liuna: "Yağmura çıkmamam gerek, beni kapalı bir yere yavaşça götürür müsün?" dedi ve Bambi sormadan önce etrafına baktı ve yatay bir çıkıntı görüp onun altına girdi, Liuna pelerinin altından çıktı: "Sağ ol gerçekten, yağmurdan nefret ediyorum." Bambi: "Bir damla bile değmesini istemeyecek kadar nefret etmenin sebebi nedir?" dedi. Liuna: "Kendi gözünle gör..." Liuna ayağa kalktı ve kolunu yağmura soktu, bir süre sonra yanındaki her şey donmaya başladı. Liuna elini zamanında çektiği içinde sadece bir yer dondu. "Tüm dağı dondurabilirdim, yağmur gücümü tetikliyor. Kontrol edemiyorum, acıttığı için." Bambi: "Herhangi bir sıvı maddenin çokluğu canının acımasına mı sebebiyet veriyor?" Liuna: "Evet, kısaca öyle. Bunu engelleyebilirim, ama benim için zor." Bambi: "Ya suyla ilgili bir gücü olan birisi sana saldırırsa? Kendinle beraber onu, ya da yanındaki insanları ve mekanı dondurabilirsin. Neden denemiyorsun? Sana elimden geldiğince yardım ederim, elinden geldiğini yapacağına eminsen." Liuna gözlerini devirdi, aslında Bambi Liunanın göz bandının takılı olmadığını fark etmişti, kırmızı ışıldayan gözleri vardı, neden çıkardığını sormak istemedi. Liuna konuşmaya utanmış görünüyordu, başını sallamakla yetindi. "Denemekten zarar gelmez..." diye alçak sesle konuştu. Yağmurun altına girdi, girdikten sonra Bambi yanına gelip kafasının ortasına elini koydu: "Berbat bir günde, yürürken birden yağmurun yağdını düşün. Günün, hayatın berbattı zaten, daha ne olabilirdi ki? Bir an önce eve gitmeyi planlıyorsun, kendini yatağa atıp sadece uyumak istiyorsun, fakat yağmurun sesini ve nasıl berbat hayatın gibi akıp gittiğini görmek hoşuna gidiyor. Sanki hayatının her bir kötü anısı havadan akıp yere düşüyor, ve yok olarak seni o ruhunu rahatlatan sesle bırakıyor. Bunları düşünerek evine doğru yürümek, seni üzüyor, güzel anlamda." Bambi sözlerini bitirdiğinde, yağmurun bittiğini gördü ve etrafına baktığında kendisi ya da Liuna donmamıştı, durdukları yerde durmamıştı. Liunanın göz bandı geri gelmişti, dudakları ruhsuz gibiydi, göz bandını taksa da, Bambi gözün olduğu kısımların ıslaklığını ve gözlerinden akmaya devam eden gözyaşlarını gördü, diyecek bir şeyi yoktu. Elini Liunanın kafasından ayırdı, Liuna: "Hiç kaplıcaya gitmek ister miydin?" Bambi: "O da ne?" dedi, Liuna: "Gerçekten de bazı şeyleri hatırlamıyormuşsun, sanırım güneşte yanıyordun, fakat şuan gece. Ayın ışığı vücudunu yakacak kadar güçlü olmayacak, yani soyunup girebilirsin. Beni takip et." Bambi ne olduğunu anlamamış bir şekilde, Liunayı takip etti.
Bir süre sonra sıcak su olan bir yere geldiler, Liuna: "Anlayamayacağını biliyorum ama, bana bakma lütfen." dedi, Bambi başını sallayarak arkasını döndü, bir süre sonra Liuna suya girdi: "Hep bunu denemek istemiştim, gerçekten teşekkürler..., sende gir." Bambi girecekken Liuna durdurdu: "Zırhla değil-" Bambi: "Tamam." diyerek zırhı çıkarıyordu, eskiden olduğu gibi bir hissin onun zırhı çıkarmasını engellemesini sağlayacağını düşünüyordu, fakat öyle olmadı. Neden olmadığını merak etti, belki o zaman sabah olduğu içindi. Bambi hepsini çıkardıktan sonra suya girdi, Liuna onun suya girme sesini duyunca Bambiye geri dönüp bir kayaya yaslandı: "Sıcak hissediyor musun?" Bambi: "Evet, su sıcakmış." Liuna: "Gerçekten odunun vücut bulmuş halisin, ama seni suçlamıyorum." Bambi: "Ne demek istediğini anlamadım, oduna mı benziyorum? Hangi ağacın odunu?" Liuna: "Boşver ve keyfine bak..." Uzun bir süre sessizlik oluştu, sonra Bambi sordu: "Nasıl görünüyorum?" Liuna: "Neye mi benziyorsun, bilmiyor musun?" dedi, Bambi: "Bakma fırsatım olmadı." Liuna: "Yani, 2,20 cm boyutlarında gibi, yeşil gözlü, gözünde beyazlıklar yerine siyahlıklar olan, beyaz saçlı birisin. Ve yüzünde garip siyah şekiller var, Bu kadarını diyebilirim. Vücudunda herhangi bir değişiklik yok, kısacası çekici bir adamsın." Bambi: "Anlıyorum, yani insana benziyor muyum?" Liuna: "Yüzün daha çok komodo ejderlerine benziyor, aslında kötü değil." Bambi: "Pekala, Neden beni buraya getirdin?" Liuna: "Hep bir kaplıcaya girip denemek istemiştim, ve seni orada bırakamazdım. Ne kadar karma yaptığımız için utanç verici olsa da, gerçi sen anlamıyorsun, pek sıkıntı olmuyor." bir süre sonra, ikiside çıkmaya karar verdi. Bu sefer Liuna Bambiyi tamamen unutup onun önünde giyindi, bakıyor muydu bilmiyordu. Aslında Bambiyle zaman geçirdikçe artık umursamamaya başlıyordu, çünkü Bambi gerçekten de cinsellik gibi şeylerde bir şey hissetmiyor ya da anlamıyordu. Bambi de kurulanıp zırhını giydikten sonra güvenli bir yerde kamp kurup uyudular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reenkarne Olalı 100 Yıl
FantasyBir hortlak olarak reenkarne olan ve anılarının çoğunu hatırlamayan ana karakterin reenkarne olarak geçirdiği 100 yılın öyküsü. Büyük bir adalet ve koruma içgüdüsüyle dolup taşan ana karakterimiz, anılarını hatırlama şansı yakalayabilecek miydi? Yok...