Yoluna devam ederken hala kendine bir sürü soru sormaya devam ediyordu; O notu yazan kimdi? Kimse eski hayatını biliyordu, onun bir gram hatırlamadığı hayatını... Bir süre sonra bir nehrin önünde durdu. Karşıya geçmesi gerekiyordu, nehre adım atarken suya girmediğini fark etti. Suyun üstünde süzülüyordu, "Karada da yapabilir miyim?" diye aklından geçirdi Bambi. Karşıya geçtikten sonra karada da süzülebildiğini fark etti, böylece hortlakların aynı hayaletlere benzediğini anladı. İstediği zamanda uçmayı bırakabiliyordu, yoluna devam ederken çalılıklardan bir ses geldi: Ne olduğuna bakmaya giden Bambi sadece bir kedi olduğunu anladı. Kedi bir yere doğru koşuyordu, kedinin koştuğu yöne baktığında da yanan bir köy... Bambi hemen köye doğru koştu, etrafı kontrol ettiğinde ise bir kadın vardı. Kadın anormal bir şekilde çok kısaydı, ya da o çok uzun. Bambi daha çalılıkların arasından kadının vücudunu göremeden kadın Bambiyi fark etti ve durduğu evin en üst katına doğru büyük bir sıçrayış yarattı, sıçrayışıyla beraber üst katın camı kırıldı ve içeri girdi. Bambi içeri girmek istiyordu fakat etrafla beraber evde yanıyordu, ayrıca etrafı kontrol ederken fark etti ki hiçbir insan yoktu. Çok geç buraya gelmiş olmalıydı, ateşin sıcaklığını kontrol etti, fakat zırhı yanmıyordu. Sonra tamamen elini sokmaya çalıştı, zırhında ateş tutuşmuyordu. Bu bilgiyle evin içine girdi, evin üstüne çıkmanın kadına korku salabileceğini düşündü. Kapıyı aralarken kül olan eve baktı; kısa bir koridorda portmanto, zeminde hristiyan diniyle ilgili deseni olan uzun bir halı vardı. Kim evde yaşıyorsa dinine bağlı biri olmalıydı, yerde yanan hacı görünce daha da emin oldu. Portmantonun önünde 8-9 parçalı kırık bir cam bulunuyordu. Kırık camdan kendine baktı, düz bir şövalyeye benziyordu. Zırhı çıkarmak istedi, çünkü eve güneş ışığı vurmuyordu. Fakat bunu yaparken eli kitlendi, bir şey onu bunu yapmasından tutuyor gibiydi, bir kaç kez denedikten sonra vazgeçti ve kısa koridorun sonundaki merdivene doğru yürüdü. Merdivene ulaştığında yavaşça daire şeklini oluşturan merdivenlerini çıkmaya başladı. Her basamağı attığında duvarlardan dolayı dikkati dağılıyordu; duvarlar bu yanıp kül olmaya devam eden evde donuyor gibi gözüküyordu, basamaklara baktığında ise basamaklar buzla kaplanmıştı. Her adım attığında buzul ortam yoğunlaşıyordu, tehlikede olduğunu hissediyor gibiydi. Sonra önüne bir rüzgar çarptı, rüzgarın şekli dikey bir çizgi gibiydi, yerinde durdu ve 2 saniye sonra büyük, beyaz bir çizgi merdivenlerle beraber duvarı da yararak geçti, Bambiye değmemişti, değseydi ne olacağını bilmiyordu. Biraz geriledikten sonra kırılıp aşağı düşen merdivenin üstünden atladı ve ikinci kata ulaştığında arkası dönük bir kadın vardı. Az önce gördüğü kadındı bu, soluk, mavi bir kurdeleyle bağlanmış olsa da beline kadar uzanan saçları vardı. İnceydi ve ayın evrelerini gösteren, siyah, soluk mavi ve kırmızının karışımı şık bir elbise giyiyordu. Bambi merdivende durmayı bırakıp ayağını katın zeminine basacakken kadın kılıcını çıkardı ve Bambiye dönerek ona doğru doğrulttu: Gözünde yarım ayı gösteren bir göz bandı vardı, ve "Bana karşı bir şansın yok, krallığına geri dönmelisin." dedi. Bambi: "Savaşmak için burada değilim, sadece bir soru soracaktım, müsaadenizle." diyerek ekledi. Kadın başını sallayınca kılıcı doğrultmayı bıraktı ve kılıcı elinden yok etti. Bambi zemine ayağını basıp yanına gitti: "Bu köy neden yanıyor? Sorumlusu siz misiniz?" Kadın:"Bırakın yansın, sandığınız gibi masum bir köy değil. Fakat sen krallıktan olduğuna göre rapor vermen gerekiyor, o yüzden şu dediklerimi tek-" Bambi sözünü kesti: "Ben krallıktan değilim, bu şövalye zırhı krallıktan değil." Dedi ve özetleyerek ne olduğunu anlattı. Kadın dikkatlice dinledi ve Bambiyi gördüğünden beri yaptığı duygusuz surat ifadesiyle konuştu: "Anlıyorum, yollarımız sadece kesişti demek," diye ekledi: "Ben bu koca dünyada varlığını bildiğim ve görüşmek istediğim birini arıyorum, bu köyü ben yakmadım fakat bu köy lanetli insanların olduğu bir yer. O yüzden yanması tamamen şans eseri, ben de dinlenirken karşıma siz çıka geldiniz, krallıktan beni arayan bir şövalye olduğunuzu düşünüp sürpriz bir saldırı yapmayı planladım. Fakat garip bir şekilde saldırıyı kaçırdım. Ah, hayır, siz bir anda durdunuz. Şans eseri bir olay olmalı, değil mi?" Bambi başını salladı. Kadın: "Benim adım Liuna, Liu diye seslenebilirsiniz." Bambi: "Söylemiştim zaten, memnun oldum." dedi. Liuna: "Size bir teklif sunsam ne dersiniz?" Bambi: "Söyleyeceğiniz şeye bağlı..." dedi. Liuna: "Bana aradığım kişiyi bulmamda yardım edin, sizi uygun bulmamın sebebi ise dediğiniz gibi gerçekten ne yapacağı bilmeyen biri olmanız." Dediği anda kadın kılıcını çekerek arkasını döndü ve Bambinin göğsüne doğru uzun yatay bir çizgi çarptı, Bambi hemen geri doğru atıldı ve Liuna tam rüzgarın vurduğu yöne doğru kılıcını savurup kılıcını yok etti, Liuna: "Bunun gibi..., yani merdiven olayı tesadüf değildi, değil mi? Bir insan gözünden aniden atılmanız imkansızdı, ilgimi çekti." Bambi sonradan Liunanın ne demeye çalıştığını anladı: Saldırıları öngörme yeteneğinin olabileceğini söylüyordu, Bambiye merdivendeki darbe, ve şimdi ki yatay darbe tam kadının savurduğu yerden gelmişti. Bambinin öngörme gücü bu olmalıydı: Ona yapılan herhangi bir darbenin yapacağı rüzgarın şekli ona 2 saniye önceden görünüyordu, bu sayede saldırılardan kaçma imkanı vardı. Bambi Liunanın teklifini düşündü, ve ona cevap verdi: "Ya amacınız kötüyse ve beni buna sürüklüyorsanız? Bunu nasıl bilebilirim?" Liuna güldü: "Eğer kabul etmeyi düşünüyorsan bana bir söz ver: Deliye döndüğümde tereddüt etmeden beni öldüreceksin." Liuna serçe parmağını kaldırdı ve kolunu yatay dirseğini ise dikey şekilde tutarak Bambiye baktı, Bambi düşündü: En sonunda Liunanın isteğini kabul etti ve serçe parmakla sıkıştılar, Liuna: "Anlaştığımıza göre gidelim, seni yolda biraz daha tanımak istiyorum." dedi ve ihtişamlı bir sıçrayışla evin üstünden köyün dışına doğru atladı, Bambi zıplayarak süzüldü ve yanına gelerek beraber ormanın derinliklerine doğru gittiler...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reenkarne Olalı 100 Yıl
FantasíaBir hortlak olarak reenkarne olan ve anılarının çoğunu hatırlamayan ana karakterin reenkarne olarak geçirdiği 100 yılın öyküsü. Büyük bir adalet ve koruma içgüdüsüyle dolup taşan ana karakterimiz, anılarını hatırlama şansı yakalayabilecek miydi? Yok...