TW: !! Küfür içeriyor !!
————————————————
Baktım, öylece baktım. Yere vurmalarım durmuştu, sesim kesilmişti.
Bana bakarak sinsi sinsi gülüyordu.
Ardından adamlarına baktı ve adamlar hızla depodan çıkıp kapıyı sessizce kapattılar. Evet, o adamla baş başa kalmıştık. Ben ona, o bana bakıp durduk.. Yavaşça bana yaklaştı, ağzımdaki bağlanmış fuları sonrasında ise sertçe bantı çekmişti.Mavi :
-"Aşağılık şerefsiz piç-"
Küfürümü, cümlesiyle bastırdı ;
Altay ;
-"Ağzını sen mi bozacaksın yoksa ben mi bozayım?"
diyerek tehditkâr bir bakış attı. Bu ibne ile işim zordu ha..
Mavi :
-"Bana ahlak bekçiliği yapma. Benden ne istiyorsun?"
Benden istediği şey gerçekten neydi? Bu sorunun cevabını çok merak etmiştim. Ne olmuştu da medeniyetsizce buraya kitlenmiştim. Öldürecekse de neden başımın üstüne 10 adam yığıp sonra benle konuşuyordu ki? Sıksana direkt kafama, çeksene şarjörü.
Altay :
"Seni öldüreceğimi az çok tahmin ettin öyle değil mi?"
Zihnimden geçenlerin enerjisini hissedebiliyorsan, ne hoş. O zaman ne olacağını da anlarsın belki. Kurbanım.
Mavi :
"Yoo, niye öyle düşüneyim? Asıl ben seni öldüreceğim. O zaman kim neyi tahmin ediyor anlarsın."
3. Kişi anlatımı ;
Altay sessizce dudaklarını araladı, laf atacaktı Mavi'ye. Vazgeçti ama.. Dudaklarının içinde kıkırdadı, baktı gözlerine. Damarlı ellerinin birini Mavi'ye uzattı. Diğer elini ise ceketinin altından beline destek sağladı. Elini hafiften kaldırdığında silahını, Mavi'nin görebileceği kadar açtı.
Altay :
-"Tamam. O halde elimi tut ayağa kalk. Silahımı al, çek vur? Öldürsene? Haa.. Doğru baksana kendine, bu halde mi öldüreceksin beni?"
Altay, Mavi'ye bakarak gözleriyle kahkaha atıyorken; Mavi, zorluyordu kelepçelerle bağlı bileklerini. Kesilene yada kurtulana kadar. Altay sadece onu izliyordu, elini hâlâ uzatıyordu.
Altay :
-"Kelepçelerden kurtulup elimden silahı alacaksın yani? Vaay.. Azme bak sen.."
Daha da zorluyordu Mavi. Bilekleri kızarmıştı ama Mavi'deki inat, nefret ettiği annesinden kalmış bir özellik olduğundan, bir denileni ikiletmezdi. Bu duyguyu asla yaşamak istemiyordu, annesinden kalan hiçbir şeyi istemiyordu. Şimdi ise inadın en alasını yaşıyordu.
Altay pür dikkat Mavi'yi izliyordu. Mavi ise kan gelecek olan bileklerini serbest bırakmak için kelepçeleri zorluyordu. Kelepçenin demirlerine sürtünüyor olan elleri kesilmeye başlamıştı. Netice de, eski ve paslı bir kelepçeydi. Altay; Mavi'nin inat edeceğini ve kelepçelerini zorlayacağını tahmin ettiğinden özellikle, eski ve yıpranmış bir kelepçe seçmişti...
Bir kaç dakika içerisinde yerlere kan damlaları dökülmeye başlamıştı. Altay tam son vermesi için konuşacak iken, Mavi kelepçeleri kırmıştı. Altay'ın elini tutup kendisine çekmiş, diğer eli ile de silahı almıştı ki birden kendisini yerde bulan Mavi ne olduğunu anlayamamıştı. Oysaki, Altay hızlı davranıp Mavi'nin elinden silahı alıp kenara atmıştı, Mavi'yi de yere yatırıp ellerini tutmuş, üzerindeydi.
Mavi :
-"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya! İn üzerimden pislik"
Altay :
-"Hahhaha, sandığımdan da inat çıktın."
Mavi, Altay'ın dediği üzere duraksadı. İnat değildi, Mavi. Bir an hırsa kapıldı. Bir şeyi başarmak o kadar çok istedi ki, inat etti. Ama, o inat etmekten nefret ederdi. Annesine olan kini hiçbir zaman azalmayacaktı ancak hep yükselecekti.
Mavi :
"Kes sesini. Benden ne istiyorsun be! Babamın katilisin sen. Öldüreceğim seni, ne yapacağımı sandın? silahı alıp sonra da bırakıp kollarına koşacağımı falan mı?!"
Altay :
"Daha sonra konuşacağız. Yarın operasyon var ve seni kartvizitim olarak kullanacağım. Dediğimi ikiletmeyeceksin"
Mavi :
"Var ya seni de operasyonunu da sikerim. Başlatma operasyonuna da kartvizitine de. Ayrıca sen kimsin de senin dediğini ikiletmeyeceğim?"
Altay :
"Benimle doğru konuşacak mısın yoksa o ağzını düzelteyim mi?"
Mavi :
"Sana demedim mi bana ahlak bekçiliği yapma diye?"
Altay :
"Detayları adamlarım anlatacak. Yarına hazır ol."
Altay, Mavi'nin üzerinden kalkıp üzerini düzeltti. Kenara attığı silahını beline takarken, Mavi dikkatlice Altay'ı izliyordu. Altay ilerledi, paslı kapıya doğru. Mavi arkasından bağırdı;
Mavi :
"Koskoca mafyasın madem, insan bir deposuna özen gösterir. Ahır diye satsan burayı bir kul almaz be. O kadar adam dizayn etmişsin birine diyemedin mi?"
Altay, kapının önünde durup Mavi'ye baktı.
Altay :
"Mavi sesin çok çıkıyor, ben seni dizayn edeceğim. Depoyu değil."
diyerek, paslı kapıyı açtı. Gıcırtılı sesi deponun içerisinde yankılandı. Çıktığı anda depoya 2 adam girdi ve geri kapandı kapı. Adamlardan birisi elinde tepsi ile Mavi'ye yemek götürüyordu. Diğeri ise Mavi için yatak hazırlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü Maskem
Science FictionÜniversiteyi kazanan genç kız ve hayatını bitirecek adamın arasındaki hikaye.. Tamamen kurgu ve bana ait <3 Yazar : @lilaesuuu