Miray

15 1 0
                                    

"Sevgiye,ilgiye aç çocuklar yetiştirdik,bu açlık onların sonu oldu,bazende asla sevilmeyi/sevmeyi bilmeyen insanlara dönüştüler.Bu sevgi ve ilgiye aç çocuklar birleşip topluluk halini aldı,canavar lakaplarını üstlendiler.
 
  Canavar nesil yetiştiren biziz,bundan sorumlu olan onları yetiştiren ebeveynleriyiz,her işini yadırgayan komşularıyız,her düşüğünü yüzüne vurup yükseğini unutan öğretmenleriyiz,yolda yürüyüşünden tutup giyimine hatta kararlarına karışan yaşlı amcalarıyız,yaptığımız eserin sanatçısıyız.

Çizilen tablo kötü olunca tabloyu mu suçlarız,yoksa çizeri mi?
Veya tabloyu kötü gören seyirciyimi?
Kime göre kötü,neye göre kötü!
Çizilen tablo kişiye mahsustur"

Soğuk ama güneşli bir güne gözlerini açtı Poyraz,kartonun üstünde,kucağında küçücük top halini almış Mıncırla.
   Yavaşça yattığı yerden doğrulup oturur pozisyon aldı,bi süre etrafını izledi.Burnuna yemek kokuları geliyordu,kulaklarını çatal tabak sesleri dolduruyordu,4 duvar içinde olan samimi ailenin yaydığı neşe tenine çarpıyor kalbini hızlandırıyordu.
   Asla sahip olamayacağı bu kahvaltı sofrası,yeterince canını yakıyordu.Toparlanıp caddeleri gezmeye devam etti.Uykusundan kaldırılan sersem Mıncırın sinirli olduğu geriye yatan kulaklarından anlaşılıyordu.
"Evdekiler beni merak etmiştir,geri dönüyoruz!" Dedi Poyraz
Mıncır olduğu yerde durdu ve sinirle kükredi.Poyraz Mıncıra döndü
"Dışarısının hiç hayal ettiğim gibi olmadığını gördüm Mıncır,ben bu caddelerde özgür değilim,ben bu caddelerde dövülen,ezilen birisiyim...Gerçekler acıtır Mıncır ben bunu hesaba katmadım"

"Poyraz neyden bahsediyordu?
Poyraz yüzüne vuran gerçeklerden bahsediyordu.Asla sahip olamayacağı sıcak aile ortamından bahsediyordu,insan doğacağı aileyi seçemez derler...
İnsan doğacağı aileyi seçemediği gibi hayata gelip gelmemeyide seçemez,dünyaya yeni birey getirecek ebeveynler dahada bilinçli olmalı

Leyla ve Ferhat,bu dünyaya 3 tane çocuk getirirken sorumluluklarını bilmeliydi"

Evinin tam önünde durdu Poyraz,ömrünü geçirdiği ev ona dışarıdan yabancı gibi geliyordu.Bi süre içeri girmektense evi gözlemlemeye karar verdi,Annesinin dışarıya çıktığını gördü.Her zamanki bol iş kıyafetleri,yüzündeki suratsız ifade ile servis bekliyordu.Gerçekten Poyrazı merak etmemiş miydi?Yoksa Poyrazın evde olmadığından haberi mi yoktu
Kısa süre sonra Çiçek ablası çıktı evden.Gene güzel siyah kabanını giymiş,bakımlı saçları ve lüks görüntüsüyle işe gidiyordu.Elindeki telefonu kulağına tutuyordu,anlaşılan biriyle konuşuyordu.Kapının önüne geldiğinde Poyraz onu net olarak duymaya başladı

"Bi yarım saate orda olacağımı söylersin Patrona...Alakası yok ne Poyraz'ı,duş almam gerekiyordu ondan servisi kaçırdım...Bilmiyorum çıkmış gitmiş biryere,babannem evde tutuyordu onu,babannem gidince fırsat buldu tabi kaçtı....Amaan gelirse gelir,ölmez o sokakta merak etme,hadi aşkım servis geliyor kapatmak zorundayım"
Ardından Servise bindi ve gitti,telefonda konuştuğu kişi sevgilisiydi

Anlaşılan Poyrazın gerçektende bu evde varlığı ve yokluğu birdi...

Gözleri dolmuş etraf bulanıklaşmıştı,hızlı adımlarla uzaklaştı Poyraz mahalleden.Bir süre sonra adımlarını yavaşlattı,bir yandan başı boş yürüyor,diğer yandan etrafını izliyordu.Gözleri bir aileye takıldı,3 tane çocuk anne ve babasıyla geziyordu,hatta anneleri 4. Ye hamileydi.

Poyraz bu kareleri daha çok inceleyip aklına kazımak istemiyordu bakışlarını uzaklaştırmaya çalışırken en büyük kızın ve annenin birbirlerine sarıldığını gördü,o kadar sıkı sarılıyorlardı ki,izleyenin içi ısınıyordu.

Küçük Kar TanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin