𝟸

80 11 81
                                    

Yağmurun artan hızıyla birlikte Ranpo üşümeye başlamıştı. Yarın kesinlikle hasta olacaktı.

"Adın ne?"

"Dazai Osamu."

Ranpo bu adı kesinlikle duymuştu ama çıkaramıyordu.

"Ben de Ranpo."

Dazai adı hakkında herhangi bir yorum yapmadı. Siyah ceketini çıkarıp Ranpo'nun sırtına geçirdi. Ranpo sırıttı.

"Bir vampirden beklemezdim."

Dazai de sırıttı.

"Başkası için yapmazdım, kimliğimi bununla saklıyorum."

Dazai, ceketin kapüşonunu Ranpo'nun kafasına geçirdi. Ranpo ona baktı.

"Sen şu soylulardan birisin, değil mi?"

Kahverengi saçlı adam başını salladı.

"Ticaretle ilgileniyorum."

O zaman kesinlikle adını bir yerden duymuştu.

"Vampir olduğunu nasıl çözemediler?"

"Senin kadar zeki değillermiş demek ki."

Bu cevap hoşuna gitmişti ama mantıklı değildi.

"Bir kişi bile çözmedi mi?"

"Çözseler bile sır tutmayı öğrendiler."

Ranpo ürpermişti. Dazai ona zarar vermese bile kasabasında yaşayan insanları öldürüyordu. Ondan ses gelmeyince Dazai bakışlarını Ranpo'ya çevirdi.

"Bu doğanın dengesi gibi bir şey, siz nasıl hayvanları öldürüp yiyor-"

"Hayvan muamelesi görmek hoş değil."

Dazai, Ranpo'nun kaşlarının çatıldığını gördü. Sanırım bundan bahsetmek iyi değildi.

"Sen zeki bir çocuksun Ranpo, anlayacağını düşünmüştüm."

Ranpo gözlerini kaçırdı.

"Biz hayvanların etini yiyoruz, kanını değil."

Dazai bu cümleye güldü.

"Etlerini yememi mi tercih edersin?"

Ranpo karşı çıkmak için başını iki yana salladı.

"Hayır, seni anlıyorum ama garip geliyor."

Ranpo'nun hapşurmasıyla Dazai ayağa kalktı.

"Eve gitsen iyi olur."

Ranpo ona uzatılan eli tuttu.

"Hasta olacağımı biliyordum."

"O zaman neden geldin?"

Ranpo sadece gülümsedi ve evine doğru ilerlemeye başladı. Dazai'in ceketi onu fazla soğuktan korumuyordu ve ceketten önce zaten her yeri ıslanmıştı. Sokaklarda kimse yoktu, bu havada dışarıda olan tek kişi Ranpo'ydu. Evine girmesine çok az kalmıştı ki miyavlama sesleri duydu. Normalde kedileri umursamazdı ama bu fırtınada saklanmayan yavru kediyi görünce onu kucağına aldı. O bu kadar üşüyorsa kim bilir kedi nasıl hissetmişti? Yarın ikisi de hasta bir şekilde yataktan kalkamayacaktı. Eve girdiği an kediyi yere bıraktı ve kendi üstünü değiştirip kedi için sıcak havlu getirdi. Kediyi biraz kuruladıktan sonra mutfağa geçti. Kenji'nin patatesleri aklına geldi, onları fırında unutmuştu. Yarın yanına almayı aklına not etti ve kruvasan çıkardı. Birkaç gündür orada duruyordu ama o bunu takmadı. Kedi için süte biraz su katıp ona götürdü.

"Seni kurtardığım için minnet duymalısın."

Kedi miyavlayınca somurttu. Konuşabilse daha çok işine gelirdi.

Aklı tekrar Dazai'e gitti. Yarın yine denizin oraya gelir miydi? Ranpo yine karşılaşmayı istiyordu, bir vampirle görüşmek akıl alır bir şey değildi ama onu düşünmeden edemiyordu. Belki Dazai ile biraz vakit geçirirdi. Düşündüğü şeylerin onu gülümsettiğini fark edince yerden kalktı ve odasına ilerledi. Birine bu kadar bağlanmak iyi bir şey değildi.

...

Çok sıkıldım

Cingulomania (Souheki Bsd)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin