𝟷𝟶

60 3 67
                                    

Ranpo bugün işe gitmek istemedi, üstünde huzursuz bir his vardı. Fukuzawa'ya söyleme ihtiyacı bile duymamış, kedisiyle birlikte oturuyordu.  Yavru kedi, bacağına sürtünerek şirinlikler yapıyordu. Ranpo ise düşüncelere dalmış şekilde hiçbir şeyi umursamıyordu. Kapısına sert bir şekilde vurulmasıyla birlikte yerinden sıçradı. Kedi de korkudan masanın altına girmişti. Ranpo göz devirerek kapıya ilerledi. Açtığı an karşısında duran kraliyetin şövalyelerinden biriyle göz göze geldi.

"Bu saatte birinin kapısına alacaklı gibi vurmak, etik kurallarına uygun mu?"

Adam ondan fazlasıyla uzun ve güçlü gözüküyordu.

"Benimle saraya gelmelisiniz."

"Kimsenin tanımadığı, basit bir köylünün sarayda ne işi var?"

Şövalye elini Ranpo'ya uzattı.

"Sarayın gözde öğretmenlerinden biri sizi getirmemizi buyurdu."

Ranpo kaşlarını çattı.

"Kim o?"

Başka bir adam arkadan atlayıp Ranpo'nun bileğini tuttu ve çekiştirdi.

"Senin keyfini beklemek zorunda değiliz, yürü."

Ranpo bir şey diyemeden onu at arabasına attılar.

...

"Saray bu kadar uzak mı?"

Yaklaşık iki saattir mızmızlanan Ranpo'ya karşı, içinde bir gram bile sabır kalmamış olan adam sesli bir şekilde iç çekti. Ranpo kıkırdadı.

"Hem beni zorla arabaya atıyorsun hem de bıkıyorsun."

"Ben sadece emirlere uyuyorum, sana meraklı değilim."

Arabanın durmasıyla birlikte şövalye arabadan atladı. Ranpo onu sinir etmenin verdiği mutlulukla indi. Kocaman sarayda kim olduğunu bile bilmediği bir öğretmen için sürünüyordu. Bunun siniri kesinlikle çıkarılmalıydı, en sonunda bir odaya geldiklerinde şövalye dönüp kapıyı açtı. Ranpo rahat bir şekilde içeri daldı.

"Selam, gizli öğretmen!"

Daha önce gördüğü mor gözlerle karşılaşınca biraz şaşırsa da bunu karşısındakine belli etmeden sandalyeye kendini attı.

"Gerçekten ahlak kuralları konusunda zayıfsın."

Ranpo omuz silkti.

"Sonuçta sadece bir köylüyüm."

"Zeki olandan, hatta Dazai ve benden bile zekisin."

Ranpo egoist tavırlarla başını salladı. Siyah saçlı adam buna bir şey dememişti. Asıl konuya gelmek istercesine Ranpo'ya baktı.

"Sana ihtiyacım olacağını söylediğimi hatırlıyorum."

"Evet ama yardım etmeyeceğim."

Fyodor yerinden kalktı ve Ranpo'ya yaklaştı.

"Bu tavırlarını bırakacağına eminim çünkü başka şansın yok."

Ranpo kafasının üstünde ona iğrenç bir gülümsemeyle bakan adama sinirli bakışlar atıyordu.

"Kim demiş?"

"Öldürdüğün adamı hatırlıyor musun? O adam düşündüğünden bile değerliydi. Bunu anlayamıyor olabilirsin ama şu anda krallık iç savaş içinde."

"Ben herhangi bir iç savaş görmüyorum."

"Vampirler ve soylular arasında bir savaş. Köylülerin haberi yok çünkü soylulardan uzakta yaşıyorsunuz. Neyse önemli olan bu değil, sana ihtiyacım var."

"Benden ne istiyorsun?"

Fyodor geri çekildi ve eline bir dosya aldı.

"Bazı suçları çözmeni, bundan Dazai'in haberi olmamalı."

"Niye?"

"Sadece bana güven. Eğer başarılı olursan, sana para ve barınak yer sağlarım. Dövüş öğrenmen için bir öğretmen ayarlayacağım, her ihtimale karşı da yanına bir koruma koyacağız."

Ranpo güldü.

"Dazai böyle anlamayacak?"

"Her şeyini planlayacağız. Eğer sana yaptığım plana uyarsan başarılı olursun, uymazsan da seni şikayet ederim ve idam ederler. Seçim senin dememe gerek yok herhalde."

...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cingulomania (Souheki Bsd)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin