BÖLÜM 15

8 2 9
                                    

İki gencin aşkı ortaya çıkalı 1 gün olmuştu. Belki de bir günden de fazlaydı ama bunun ikisi de farkında değildi. Garip bir şekilde izlemeyi sevdiği gökyüzünü tekrar ve tekrar izlemeye koyulmuştu yeşil gözleriyle insanlara ilham kaynağı olan çocuk. Saatin kaç olduğunu kendisi de bilmiyordu ve bu gece.. bu gece aydın değildi gökyüzü. Bu nedenle hayıflanıyordu, sürekli iç çekiyordu yeşilli. Bu geceyi diğer gecelerden ayıran bir olay vardı. Bu gece yeni ay vardı.

Düşündü Izuku.. İsmi acaba ne anlama geliyor diye dakikalarca düşünmeye koyuldu.
"Yeni"?
"Ay"?

Çözemedi bunun ne anlama geldiğini, belki her gece olduğu gibi gökyüzünü daha da iyi aydınlatmak için yenileniyordu? Belki de kendini yeni bir güne (?) hazırlıyordu. Veya kim bilir bu sadece yeşillinin düşündüğü aptalca bir eğlence haline gelmişti.

Gökyüzüne bakmayı sürdürdüm. Düşündüklerimin ardından güldüğüm oluyordu bazen ya.
Saat kaçtı acaba? Uyumasam ne olurdu ki? Sabahlasam mesela ne fark ederdi?

Bir kıpırtı duydu Izuku. Muhtemelen ses yaptığından uyanmıştı Bakugou.

"Oi.. Saat kaç ve sen neden uyanıksın"

Görmezden geldi. Belki de sadece susmak istedi.

"Dışarısı.. kapkaranlık. Yeni ay mı var bugün?"

Bu sözlerin üzerine bir itirazda bulunmak istedi;

"Hayır. Dışarı hiç de karanlık değil. Ayın olmaması, yıldızların ışıklarını söndürdüğü anlamına gelmiyor ya. Onlar hala gökyüzünü aydınlatmaya devam ediyor.."

"Sen gidip de edebiyatçı olsan ya"

"Hadi gün doğumunu izleyelim"

"Hey! Dediklerimi görmezden gelmesene"

O gün birlikte gün doğumunu izlemişlerdi iki genç. Birbirlerine içlerinden konuşmuş olsalar da sordular yine "Bu mutluluğumuz ne zaman bozulacak?" diye. Kim bilir en yakın zamanda. Kim bilir belki yıllar sonra. Belki de hiç bir zaman.


"HEY HEY HEY UYANIN UYANIN!"

Gün doğumunu izlerken birlikte uyuya kalmışlardı. Yeşilli sarışının omzuna yaslamıştı kendisini. Sarışın da yeşilliyi kendine çekmişti sanki;
"Tıpkı hala bozulmayan bir büyü" gibi birbirlerini sonsuza kadar saracakmış gibi sararlarken, aniden Nora'nın sesiyle her şey bozulmuştu yine.

(Tamam bunu yapmazsam olmazdı ne diyim AAAAAAAAA)


Izuku gözlerini ovduktan sonra karşısında karşısında duran Nora'ya bakıp;

"Ne tür bir yarını aramalıyız bu şehirde.." deyip iç çekti.

"IZUKU! YA YİNE Mİ EDEBİYAT! BAK TAMAM BEN DE SABAH AKŞAM ŞİİR YAZIYOR OLABİLİRİM AMA BU SENİN YAPMANA İZİN VERECEĞİM ANLAMINA GELMİYOR! KALKIN KALKIN!"

Nora anında Katsuki'nin üzerine atlayıp onu nefessiz bırakmıştı. Anında gözleri açılan sarışın Nora'ya bir lanet okuyup,

"LAN ŞİMDİ BEN ANANI-"

Nora ağzına geçirmişti çocuğun.

"SİZİN YAŞAYACAĞINIZ ANIN BEN- NEYSE. ANAMA MI KÜFÜR EDİYODUN APTAL. DÜN YAPTIĞIN ODUNLUĞU ASLA AMA ASLA UNUTMAYACAĞIZ!"

Artık şaşırmamaya başlayan Izuku söze atladı,

"Sen. nereden. dün. bizim. yaşadığımız. olayları. biliyorsun. PİS. SAPIK!"

"Bilmem nereden biliyorum acaba. Neyse eve ışınlayam falan şimdi sizi hadi yazarlık yeteneklerini kullanıyorummmmmmmmmm.."

İki genci anında bayıltıp eve ışınladım. çünkü neden olmasın? GHOJPIĞGJVHUOIJP
Tamam ciddi olucam.


BURDA BIRAKIYORUM VEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE  9 AY SONRA YENİ BÖLÜMÜ ATICAM ÇÜNKÜ OKULLAR AÇILIYO ÖFFFFFFFF

9 ay sonra görüşürüz..

𝙏𝙃𝙄𝙎 𝙄𝙎 𝙉𝙊𝙏 𝙈𝙔 𝙒𝘼𝙔 ||ʙᴀᴋᴜᴅᴇᴋᴜ||Where stories live. Discover now