Buraya eğlence için gelmemişlerdi.. Asla böyle bir sebep olamazdı da. Gidilecek evrenin ismi gözüktüğünde anlamıştı daha 4 genç.. Burası iyi bir yer olamazdı! Olamazdı işte!
Deku'nun Gözünden
Görevimi gerine getirdim.. Korumam gereken 3 kişi.. O kadar da zor olamaz!
Gözlerini açtıklarında masmavi bir gökyüzü ile karşılanmışlardı. Hatta o kadar parlıyordu ki gökyüzü, 4 genç bir an yanıldıklarını sanmışlardı "kötü bir yer" meselesinde. Birbirlerinin gözlerinin içine baktılar ve etrafa.. Bir parktaydılar anlaşılan..
Deku: "Ne kadar da sıradan" dedi soğuk bir tavırla
Tanjiro: "Burası neresi? Sanki.. teknoji- nasıl deniyordu ya.. Her neyse işte ondan var gibi"
Bakugou: "Ne demek neresi gözünde sorun mu var! Her zamanki Japonya işte!"
Deku: "Sizinle uğraşamam şuan hangi evrene veya pararel evrendeyiz ve buranın olayı ne ve benimki gibi kaderleri yazılmış insanlar var mı veya-"
Bakugou bir sinirle atıldı söze;
"SENİN NEYİN VAR?!"
Bu söz aslında garipti. Neyi vardı ki Deku'nun? Koruma içgüdüsü? Kesinlikle değildi..
Duraksadı Deku, aslında bu kendi elinde olsaydı bunu asla yapmazdı çünkü aylardan aralıktı ve itiraf etmek istemese bile donuyordu.
"B-bende.. bilmiyorum" dedi çok ama çok kısık bir sesle. Ama Bakugou duymuştu her durumda
Bakugou: "Deku!"
"Duymadın mı beni?! İşim var diyorum! Buralarda duramayız en fazla 5 gün falan kalırız buralarda!"
Şimdi konuşmaya karşılık veren kimse olmadığı için etrafta rahatsız edici bir sessizlik olmuştu. Ve o an fark etmişlerdi ki etraflarındaki ağaçlar bir güzel yapraklarını dökmüş, üzerlerine küçük küçük kar atıyordu. Kar nedensizce iki gence çok güzel gelmişti. Yılın ilk karı ha..
Bakugou narince Deku'ya yaklaşıp dudağına eğilmişti. Nazikçe "İlk kışımız ve kar'ım(ız)" diye fısıldadıktan sonra daha da kendini tutamayarak Deku'yu öpmeye başlamıştı. Uzun bir öpüşmeden sonra Deku Bakugou'dan daha nefessiz kaldığı için onu iteklediği an Bakugou onu tekrardan kendine çekip öpmüştü. Bununla yetinemeyeceğini anlayan Bakugou narince sağ baş parmağıyla Deku'nun ağzını araladığı anda dilini onun diliyle kavuşturmuş daha narin ama daha derin öpmeye başlamıştı. Hayatında ilk defa dilini kullanan Deku, yüzü bir dometes gibi kızarmış ve neden bunu PARKIN ORTASINDA yaptıklarını sorguluyord- ÖHÖ (işte işleri bittikten sonraa)
Tanjiro: "Kız kardeşim.. Allah'a (c.c.) şükür bunları görmüyorsun.."
Deku: "Sen de benim gibi Müslüman'sın değil mi :)"
Tanjiro: "Sende mi?! Yani o kadar 18 yaşının altındayken öpüşüp daha sonra en önemlisi evlenmeden temas etmen ve EN ÖNEMLİSİ ONUN ERKEK OLMASI- sen Müslüman olduğuna emin misin bacıme"
(AYH HİKAYENİN İÇİNE EDİOMMMHH ÇOK MUTLUYUM tek bölüm atma sebebim benim burda ilk kez kar yağdığını kendi gözlerimle görmem .d- O değilde tatlı bölüm de yapamıyorum yaaa ne oluyor banağ yazamıyorum öf)
Bir korkuyla başlamış olabilirlerdi günlerine ama bilinen tek gerçek şuydu ki; Tek bir kar tanesi hayatlarını elmas kadar kısa süreliğine kadar da sonsuza kadar da olsa parlatmıştı.
"We're beautiful like diamonds in the sky.."
Deku tek başına ilerlemenin saçmalığını tekrardan fark etmişti. Yanında ne de olsa grubu vardı. Onlardan ayrılamazdı. Ve her bir kar tanesiyle yeniden gözleri aydınlanıyordu yeşillinin..
Etrafta tıpkı bir çocuk gibi koşturuyordu, sanki her bir kar tanesine/-her bir elmasa- hepsine birden ulaşmak istiyordu sanki. Sanki tüm kar tanelerinin onun olmasını istiyordu.. Sanki zaten değilmiş gibi..Bakugou kıkırdamıştı en nihayetinde, Deku'nun mutlu hallerini görmeye dayanamıyordu baktıkça bakası geliyordu sarışının. Ve böylelikle kalacakları otele varmışlardı sonunda..
ESTÁS LEYENDO
𝙏𝙃𝙄𝙎 𝙄𝙎 𝙉𝙊𝙏 𝙈𝙔 𝙒𝘼𝙔 ||ʙᴀᴋᴜᴅᴇᴋᴜ||
RomanceBakugou ile Deku arasındaki çekilmezlik ile imkansız görünen hoşlantıyı ortaya çıkaracak bir hikaye olacağını umuyorum.