9. Bölüm/ Dünya'dan Hiçliğe

4 0 0
                                    

"... Çünkü seni kızım sandım! Onun da mor saçları vardı. Zarifti, sihirliydi, atikti ve böyle giyinirdi. Gerçi onu sadece uzaktan izleyebildim... Hiç yakından görmediğim için..."

Felix karşısında aniden duygusala bağlayan bu "baba"nın kimin babası olduğunu çok merak ediyordu. Gard için kaldırıp sıktığı yumruklarını yavaşça indirdi. Rahatlamanın etkisiyle bir adım ilerleyecekti ki ani baş dönmesi ile tökezleyerek yüzüstü düştü. Acı ile sızlandığında bir süre öylece yerde kaldı. Havaya kaldırıldığını hissettiğinde yavaş yavaş gözlerini açtı ve kollarına sarılmış dokunaçları fark etti. Kafasını korku ile yavaş yavaş dokunaçların sahibine çevirdi. Tek gözlü uçan yaratığı görünce irkildi.

"Hassiktir!"

Uçan dokunaçlı yaratıkla 2v1 göz göze geldikten sonra başka bir ses daha duydu.

"Sana kimse terbiye vermedi mi?"

Felix sesin sahibine doğru kafasını çevirir çevirmez nutku tutuldu. Sertçe yutkunduktan sonra sesin sahibine, havada uçan diğer insanımsı yaratığa seslendi.

"Bir-... bir rüyada olma olasılığım var mı? Çünkü bu hiç g-... gerçekçi değil yani-... ben-... b-b-ben-..."

Felix daha fazla dayanamayarak oracıkta bayıldı.

Vel'koz, dokunaçları ile tuttuğu baygın kızı yatağa yatırdı.

"Eyvah... Kötü mü davrandık? Neden öyle dedi?"

Kassadin kızın yanına gelerek üzerini hafif bir battaniye ile örttü.

"Kötü bir şey demedik, merak etme."

Malzahar iç çekti;

"Ama o küfür etti. Cidden, ben de kendimden farklı bir canlı gördüm. Ben küfür etmedim, o niye etti?"

Kassadin;

"Çok üzerine gitme konunun. Şuan her şey yeterince garip."

Vel'koz;

"Doğru... Peki bunu diğerleriyle paylaşacak mıyız?"

Kapı aniden açıldı. İçeri Shaco ve Rek'sai girdi. Shaco yatakta uzanan kızı görünce şaşkınlıkla Kassadin'e baktı.

"Ne? Bu ne? Patron bu ne?"

Rek'sai yatağın yanına geçip doğruldu. Kıza uzun uzun baktıktan sonra tekrar kapıya yöneldi ve odayı terketti.

Shaco;

"Başladı dedikodu yapmaya. Ben hâlâ Rek'sai'nin kadin olduğuna inanamıyorum!"

Kassadin boğazını temizledi;

"Konuyu dağıtma Shaco-..."

Odanın kapısı çalınmadan tak diye ardına kadar açıldı. İçeri Neeko ve Zoe girdi.

"Yok artık! Bu cidden insana benziyor!"

Neeko kızın yanına gelip koluna parmağı ile dokundu.

"Üstelik yumuşacık!"

Zoe iskifini bozmadan ağır adımlarla yatağın diğer tarafina geçti.

"Kassadin, bu da mı çatlaktan düştü?"

Kassadin doğruldu.

"Hayır. Bir anda yatakta dik bir şekilde belirdi. Bilinci kapalı olduğu için de ayakta kalamayarak yatağa devrildi."

Shaco kıs kıs güldü. Kendi kendine fısıldayarak;

"Yahu bu kadın cidden dedikodu işini iyi yapıyor -..."

Vel'koz, dokunaçları ile Zoe, Neeko ve Shaco'yu tek hamlede tutup kapı önüne koydu. Hemen ardlarından Malzahar ve Vel'koz da çıktı.

"Kassadin'i meşgul etmeyin de düşünsün."

Vel'koz'un bu tavrına ithafen başını yavaşça eğen Kassadin, kapının kapanma sesini duyduktan sonra doğruldu. Kızın yattığı yatağın yanına varıp yavaşça oturdu. Elini kızın saçlarına doğru uzatıp yüzüne gelen saç tellerini kenara ittirdi.

"Gerçekten ona benziyor... kai'sa... kızım..."

Felix uyanmıştı fakat gözlerini açmıyordu. İçindeki ürperti bir türlü dinmiyordu, korkudan da gözlerini açamıyordu. Kassadin ise onu uyuyor bildiği için içini ona döküyordu.

"Kim olduğunu bilmiyorum ama kızımı bana hatırlattığın için teşekkür ederim yabancı. Artık asıl amacımı biliyorum. Onu bulacak ve ailemizi tekrar toplayacağım..."

Kassadin ayağa kalktı. Odadan çıktı ve kapıyı ardından kapattı. Felix ise başının tekrar ağrıması ile uykuya daldı.

Kassadin odadan çıkar çıkmaz yanında Shaco belirdi.

"Şimdi ne yapacağız? Plan ne?"

Kassadin ilerlemeye devam etti. Kale gibi bir yerde yaşıyorlardı. Merdivenlerden teker teker indiğinde önünde ki kalabalığa şöyle bir göz attı. Merdivenin bitmesine 6 basamak kala duraksadı. Kalabalık, Kassadin'i görünce suspus olup ona döndüler. Kassadin boğazını temizledi.

"Sevgili halkım. Bir kaç saat önce, o çatlağın nedeni yatağımda uyandı. Çatlak her açıldığında içinden düşen tek farklı şey ve tek canlı şey olduğu için, çatlağın nedeni olarak onu uygun gördüm. Çok yakında bu daracık yerden kurtulacağız."

Konuşmaya ara verildiğinde herkes alkışlamaya başladı. Alkış sesleri yankılandığında Kassadin etrafına bakındı. Küçük bir yeryüzünün üzerinde 400 odalı bir kalenin içinde yaşıyorlardı. Kara parçasının etrafinda ne bir göl, ne de başka bir kara parçası vardı. Hepsi hiçlikti. Orayı sadece etraftaki mor ambiyans aydınlatıyordu. Ne güneş açıyordu tepede, ne de gece gündüzü biliyordu bu millet. Kassadin kafasını yavaşça kalabalığa çevirdi. Neeko, Shaco, Malzahar, Vel'koz, Bard, Zoe, Cho'gath, Jax, Sion, Nasus, Ziggs, Diana, Ivern, Nidalee, Jayce, Ornn, Anivia ve Zilean, umut dolu gözlerle Kassadin'e bakıyorlardı. Yarısı bu hiçliğe ait değillerdi, bu nedenle sıkılıyorlar ve bunalıyorlardı. Bazen gerginlikte oluyordu fakat bu esnada aralarina Kassadin giriyor ve olayı en korkunç şekilde hallediyordu. Suç oranı son zamanlar azalmasına rağmen insanlar hâlâ tedirgindi ve bu bir avuç kalabalık, buradan kurtulmak için her türlü fırsatı denemiş kahramanlardı.

Kassadin iç çekti. Elinin tekini kaldırıp alkışları durdurdu.

"Esirimiz insana benziyor. Bu nedenle 'insan'a benzeyen kahramanları, yarın saat 12'de ofisime bekliyorum. Hiçlik yaratıkları ve meymenetsizler gelmesin. Sadece insana benzeyenler."

Shaco heyecanla elini kaldırdı.

"Sen gelme."

Elini hayalkırıklığı ile geri indirdi. Herkes onayladıktan sonra dağıldılar ve odalarına geçip alarmlerini kurdular. Yarın büyük gündü. Tüm sırları çözecek ve bu zorla tıkıldıkları hiçlikten çıkacaklardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

League Of Legends MacerasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin