Felix, Lulu dönüşüm geçirirken sadece onu izliyor gibi görünüyordu fakat baktığı yerde farklı şeyler görüyordu.
Bir bilgisayarın başında idi, oyun oynuyor gibi görünüyordu. Lulu... Ekranda Lulu vardı, onu hareket ettiriyormuş gibi görünüyordu. Daha sonra oyunun binasına ışınlandı. Bina yok olmadan önceki telaşı yaşayan insanları gördü. Karakterlerin datalarını kopyalamaya çalışıyorlardı. Ekstra olarak başka bir odada ayin gibi bir şeyler dönüyordu fakat oraya gidemeden bina yerle bir oldu. Felix şimdi binanın enkazlarinin tam karşısında idi. Etrafta polisler, ambulanslar, itfaiye ekipleri vardı. Koşarak onlara içerde insanların olduğunu haykırıyordu fakat kimse onu duymuyordu. Biraz daha dolandıktan sonra özel bir ekibin, enkazın başında konuştuklarını şahit oldu.
"Demek kimse yoktu... Nasıl olabilir bu?"
"Bilmiyorum fakat bu gizem daha fazla saklı kalamaz. Er ya da geç, bu kadar insanın nasıl kaybolduğunu bulacağız."
"Peki ya tanıklar?"
"Yeni rapor mu var? Bu sefer ne söylendi?"
"Evet! Çekirge ve kediye benzer iki kişinin enkazdan çıkarken savaştıklarını ve bir anda ortadan kaybolduklarini söylemiş."
Felix bir süre duraksadı. Kendi kendine söylendi;
"Çekige... Kedi.... Kha'Zix ve Rengar mı? Ne?"
Onları dinlemeye devam edecekken gözler bir anda kendi üzerine kitlendi. Herkesin kendisini görebildiğini düşündüğü anda yerdeki gölge dikkatini çekti. Kafasını kaldırdı ve büyük mavi bir kürenin, kendi tepesinde yani üzerinde olduğunu fark etti. Bu küre biraz tanıdık geliyordu. Küreyi görebileceği bir yere ilerleyip döndü. Kürenin altında "Kabul Et" butonunu görünce aydınlandı. Bu küre oyuncuların, League of Legends oyununda şampiyon seçimine girmeden önce kabul ettikleri küre idi. Felix ne yapması gerektiğini artık biliyordu. Koşar adım ilerledi. Butona yaklaşır yaklaşmaz zıpladı ve Kabul et butonuna tıkladı. Her şey durdu. Herkes durdu. Önüne şampiyonlarla dolu o ekran çıkınca heyecanla geriledi ve uzunca sıçrayarak Lulu'nun profiline dokundu. OTP bir Lulu olmak bunu gerektirirdi. Şampiyonu kilitledikten sonra hafifçe yere düştü ve eski pozisyonunu aldı.
Şimdi tekrar Lulu'nun önünde idi. Lulu dönüşümünü tamamlamış, Pix'i ile Felix'in karşısında duruyordu.
"GÜÇLERİME KAVUŞTUM! PASİFİM, SKILLERİM, SKINLERİM! HER ŞEYİMİ GERİ ALDIM!"
Lulu sağda solda sıçraya sıçraya gezerken, Felix doğruldu. Ayağa kalkar kalkmaz elini Luluya doğrulttu. İçinden 'Gücünü bana ver... Bana kapris yeteneğini yolla-' der demez Pix hızla Felix'in yanına ışınlandı. Felix biraz gerinip evin içinde koşturmaya başladı. Bir süre sonra Pix tekrar Lulu'ya döndü.
"Hadi canım-..."
Diğerleri hayretle izlerken Soraka yine öfke ile Felix'in karşısına dikildi. Öfkenin verdiği sabırsızlık ile sordu;
"Ne gördün?!"
Felix, Soraka'nin değişmeyen agresif tavrına ithafen sessiz kalmayı yeğledi. Soraka ise daha fazla köpürüp Felix'e bir tokat indirdi fakat tokat işlemedi. Felix'in ne canı acıyordu, ne de yüzünde kızarıklık vardı. Soraka vahşice bağırdı;
"LULU'YU KULLANMA!"
Lulu, Felix'in önüne geçip Soraka'ya doğru baktı. Yüzünde bir gram mimik oynamıyor, sevimliliğini hiç caktirmiyordu.
"Semavi bir varlık olabilirsin. Hayat ta kurtarabilirsin. Gücünün farkındayım. Fakat öfke, kibir ve saygısızlık, sürekli yapabileceğin şeyler değil, Soraka."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
League Of Legends Macerası
FanfictionYıllar önce gökyüzünden düşen yıldız parçasının, riot games binasına çarpması ile milyonların sevgilisi league of legends oyununun sonu gelmiştir. O kazada tüm çalışanlar yok olmuş, tüm serverlar bir anda hiçliğe gömülmüştür. Kazadan yıllar sonra, k...