minnak yıldızı niye koyduğumu söylememe gerek var mı 😦😦
bir kaç kişi düz yazı olsun diye ısrar edince kırmayım dedim ama çok da bi beklentiniz olmasın✌🏻
>< >< ><
"hadi biraz stres atalım şeker çocuk."
"bir dakika, önce şuna bir bak o gözlüklü bu muyd- yavaş mph-"
nagi koridorda telefonuyla dikilen çocuğu yakasından yakalayıp içeri çeker çekmez kapıyı kapattı. konuşmasına devam etmesine izin vermeden dudaklarına yapıştı.
öpücüğü kesmeden reo'yu kapıya doğru itip bileklerini başının üstüne sabitledi. diğer elini de beline koyup olabildiğince yakınlaştırdı bedenlerini.
reo olacakları bilerek buraya gelmişti ama olayın bu kadar hızlı gelişeceğini tahmin etmiyordu.
düşünüp kafa yormak yerine o da kendini anın akışına bırakmaya karar verince hala elinde olan telefon ağır çekimde yere düştü. ellerini kendinden uzun olanın vücudun da gezintiye çıkardı. beline, omuzlarına, sırtına...
reo öpücüğü bölüp nagi'den uzaklaştı, iri gözlerle karşısındakine baktı.
"vay canına, giydiğin o koca kapşonluların altında böyle bir vücut olduğunu hiç düşünmemiştim."
"bende pijamalarının bu kadar sevimli olduğunu düşünmemiştim." bordo bir şort ve üstünde powerpuff girls baskısı olan beyaz bir tişört vardı üstünde.
nagi, reo'yu baştan aşağı süzdükten sonra tekrar dudaklarını birleştirdi.
ikinci kez baştan çıkarıcı bir sıcaklık dilinde dans ederken reo dengesini kaybetmemek için nagi'nin omuzlarına daha sıkı tutundu.
ikisi öpücükte üstünlük sağlamak için mücadele ederken reo kaybedeceğini anlayınca kontrolü tamamen nagi'ye bıraktı.
nagi de bunun verdiği zevkle daha yakın olmaları mümkünmüş gibi kendini reo'ya yasladı. belini morartacak bir tutuşla, sahiplenici bir şekilde öpüyorken reo'nun başı dönüyordu.
nefes nefese öpüşmelerine inlemeler, hırıltılar karışıyordu.
nagi'nin elleri reo'nun kalçalarına kayıp alt bedenlerini daha da yaklaştırıp tutuşunu reo'nun bacaklarının üst kısmına doğru hareket ettirerek sıkıca kavrayıp reo'yu kaldırıp kucağına aldı.
reo bacaklarını nagi'nin beline dolayınca ayakta daha fazla oyalanmak istemeyip kucağındaki çocukla yatağa geçti.
çarşafların üzerine düştüklerinde öpüşmeyi yarıda kestiler ama hevesli eller her taraftaydı.
nagi bir saniyeliğine geri çekilip yatağın hemen yatağın yanında duran çekmeceden bir şeyler çıkarıp tekrar reo'ya döndü.
az sonra yapacaklarını düşünürken gözlerindeki bakış reo'yu germiş olsa gerek.
"beni canlı canlı yiyeceksin değil mi?"
"evet, kesinlikle."
nagi yüzünü altında ki çocuğun boynuna gömüp öperken elleri tişörtünün eteklerine uzanıp onu yukarı kaldırdı.
çıkardığı tişörtü odanın ücra bir köşesine fırlattıktan sonrasında reo'nun iğrenç derecede kısa olan şortunun altına kayan eller çıplak uyluklarda gezinirken, uzun süt beyazı bacaklara bırakacağı izlerin çok güzel görünceğinden emindi.
reo daha fazlasına aç bir şekilde dokunuşlarının altında kıvranıyordu, bir yandan da nagi'nin üstündekileri çıkarmak için mücadele ediyordu.