geçen gece ki atışmalarından sonra nagi reo ile konuşmuyordu.
annesinin yanında çok aşıkmış gibi davranmaya devam etse de ki nagi'nin bu kadar iyi numara yapması reo için epey şaşırtıcıydı ama kadın gözden kaybolduğu anda aralarına mümkün olduğunca mesafe koyup uzaklaşıyordu.
başta nagi'nin gereğinden fazla alınganlık yaptığını düşünse de onu tatilde buraya sürükleyip oyununa alet eden kendisiydi sonuçta. bu kadar üstüne gitmemeliydi belkide.
söylediklerinden dolayı pişmandı ve arkadaşını özlemişti, her anlamda.
bu yüzden annesinin dışarda olmasını fırsat bilip banyoda ki nagi'ye eşlik etme kararı aldı.
nagi'nin kapıyı kilitlememiş olmasını umarak sessizce banyo kapısını araladı eh şansına kilitlememişti.
"nagi."
reo'nun sesi ve duş kabininin kapısının hızla açılması nagi'yi ürküttü.
"ne işin var burada reo, çık dışarı."
"hep duşta sevişmek istemiyor muydun, isteğini yerine getirelim hadi."
"annen duyacak, çıkar mısın."
"evde değil akşama kadar da gelmeyecek."
su hala nagi'nin başından aşağı akarken şaşkınlıkla üstündekileri çıkaran reo'yu izliyordu.
"havamda değilim reo ayrıca niye sevişelim ki durduk yere? tatildeyiz, stres yapacağın bir durum da yok." reo karşısında yavaş yavaş soyunurken tavrını korumak nagi için zordu ama yine de direnmeye çalışıyordu.
"sevişmek için her fırsatı değerlendiren sen mi söylüyorsun bunu."
"evet, bu defa istemiyorum."
"emin misin, o istiyor gibi görünüyor." nagi'nin uçuşa geçen uzunluğunu işaret etti.
"karşımda soyunurken ne bekliyordun reo, gerçekten baş belasısın, şimdi bir de bununla uğraşmam gerekecek."
"bırak o zaman gıcıklık yapmayı." nagi'nin tepki verecek vakti kalmadan reo yumuşak bir sesle "kenara çekil biraz" dedi ve bir adım öne çıkıp tek kişilik küçük kabine girdi.
"nagii~ bırak artık surat asmayı."
o güzel melodik ses. nagi gözlerini reo'ya çevirdi her zaman ki gibi inanılmaz derecede güzel görünüyordu. bir erkeğin hatta bir insanın bu kadar güzel olması hayret vericiydi.
reo'nun alnına yapışan kahkülleri gözlerini rahatsız ediyordu kendisi düzeltecekti ama nagi ondan önce davranıp mor telleri nazikçe geriye doğru taradı.
"reo..." nagi gülümsedi. reo o kadar yakındı ki nefesleri birbirine karışıyordu.
"özledim seni, tembel herif."
reo, nagi'yi ıslak fayanslara doğru itip dudaklarına uzandı. sırtını duvara çarpan nagi merakla reo'yu takip ediyordu, reo parmaklarını omuzlarında, kollarında ve karın kaslarında gezdiriyordu.
nagi üstüne kapanan dudakları yavaş yavaş tadını çıkararak öpüyordu, o da reo'yu özlemişti.
reo bugün her zamankinden daha aktif hissediyordu, genelde kendini nagi'ye bırakıp istediğini yapmasına izin verirdi ama bugün nagi ile ilgilenip onu mutlu etmek istiyordu.
bu ilgi nagi'nin de çok hoşuna gitti. kolları tanıdık, rahatlatıcı bir kucaklamayla reo'yu sarmaladı.
nagi öpücüğü bölüp "çok mu özledin?" diye reo'nun kulağına doğru mırıldandı.
reo'nun nasıl da nefesi kesiliyor ve bacakları titriyordu.
nagi'nin kucaklamasının verdiği gevşemeyle bir anlığına dikkati dağıldı ve nagi yerlerini değiştirdi. şimdi duvara yaslanan reo'ydu.
mor saçlı çocuğu köşeye sıkıştıran nagi sakinliği bir kenara bırakıp açlıkla reo'nun dudaklarını sömürmeye başladı.
elleri reo'nun vücudunda gezerken kalçalarına ulaştığında ileri gidemeden reo öpücüğü bölüp tedirgin gözlerle nagi'ye baktı.
"ne oldu? eğer hazırlamadan yapmamı söylemeyi düşünüyorsan olmaz reo, kaç gün oldu yapmayalı, canın çok yanar."
"bunu düşündüğün için çok tatlısın ama hayır o değil, ondan önce başka bir şey yapmak istiyorum." bir çok kez birlikte oldular ama daha önce yapmadıkları bir şey vardı.
"ciddi misin?"
dizlerinin üstüne çöküp nagi'ye yarı kapalı gözlerle baktı ve tepkisine sırıttı. nagi'nin üzerinde böyle bir kontrole sahip olduğunu bilmek reo'ya ayrı bir zevk veriyordu.
"hiç sırıtma reo, deli ediyorsun beni." parmaklarını reo'nun ıslak saçlarına doladı.
reo yukarıya baktığında nagi'nin zorlukla nefes aldığını ve kendini güçlükle toparlayabildiğini görünce keyfi daha yerine geldi. aynı keyfi nagi'ye de vermek için işe koyuldu.
><><><
kısacık minnacık bos bi bolumcuk ✌🏻😔