3.4

688 74 38
                                    


Nagi üstünde sadece iç çamaşırı kalana kadar soyunduktan sonra yatak başlığına sırtını dayamış oturan Reo'nun bacaklarının arasına girdi.

Aralarındaki mesafe kapanmıştı, vücutlar birbirine o kadar yakındı ki, Reo'nun giysilerinin altındaki teni okşayan sıcaklığı bile hissediyordu Nagi.

Üstündeki fazlalıklardan kurtulma sırası Reo'ya gelmişti. Bunu Nagi'nin yapmasını daha çok sevdiğini söylemişti ki bu Nagi'yi tahmin edebileceğinden daha çok heyecanlandırmıştı.

Reo, Nagi'nin onu bir an önce soymak için verdiği sevimli mücadeleyi umursamadan beyaz saçlıyı başka bir öpücüğün içine çekti.

"Seni istiyorum." öpücüklerinin arasında söyledi. "Daha önce hiç bu kadar istemedim."

"Evet, Reo." dedi Nagi geri çekilip çok sevdiği badem gözlere bakarken. "Ben de seni istiyorum aşkım."

Nagi karşısında ki güzelliğin tadını çıkarırken bir yandan da boş durmak yerine Reo'yu bacaklarından tutup biraz aşağı doğru çektikten sonra onu yatağa itti ve ipeksi mor saçlarının çarşafın üstünde yayılmasını hayranlıkla izledi.

Reo'nun dağılmış saçları çok yumuşak görünüyordu. Gözlerinde bir ışıltıyla Nagi'ye bakıyordu.

Nagi de gözlerinin içine bakmakla dudaklarına bakmak arasında gidip geliyordu. Reo'nun dudaklarının kendi dudaklarının üzerinde olmamasıyla bir saniye daha kaybetmek istemediği için eğilip onu şiddetle öptü.

Nefesleri birbirine karışarak geri çekildiler Reo'nun gözleri şaşkınlık ve arzu karışımıyla parladı. Dudaklarının kenarında küçük bir gülümseme belirdi. Bir şey söylemesine fırsat kalmadan Nagi onu tekrar kendine çekti, elleri Reo'nun belindeydi ve kendini altında ki bedene daha da bastırdı. Dudakları bir kez daha buluştu, öpücükleri öncekinden daha sıcak ve daha tutkuluydu. Dilleri dans ediyordu sanki, çaresizlik ve özlem karışımı bir tutkulu kucaklaşma gibiydi.

Artık etraflarında ki tek ses; ayrıldıklarında dudaklarının şapırtısı, Reo'nun öpücükler arasında aldığı kısa nefesler ve ağırlıklarını değiştirirken altlarındaki çarşafların hışırtısıydı. Reo hareket etmeye çalışıyor ama Nagi onları yalnızca yatağa daha sert bastırıyordu.

Nagi boynunu emdiğinde Reo'nun boğuk iniltisi onu ne kadar özlediğini hatırlattı.

Dudaklarını, sıcaklığını, yumuşak tenini her şeyini çok özlemişti. Ne kadar olmuştu? İki gün, bir hafta,bir ay? Nagi çok uzun zaman olduğuna emin olsa da son birlikte olmalarının ardından en fazla bir hafta geçmişti. Onun dışında neredeyse her gün görüşselerde hatta bir kaç defa öpüşmüş olsalar bile Reo'nun özlemiyle yanıp tutuştuğu bir gerçekti.

Reo içinde durum pek farklı sayılmazdı. O da Nagi'yi öpmeden duramıyordu. En ufak temas kesintisine katlanamıyordu. Kollarını geniş omuzlara dolamış Nagi'nin yumuşak ağzının her yerine öpücükler yağdırıyordu.

Bir eliyle üstündeki çocuğun yanağını kavrayıp, dudaklarını Nagi'nin yanaklarına, kaşlarına, şakaklarına, alnına, çenesine, ve tekrar dudaklarına bastırarak yüzünün her yerine öpücükler bıraktı. Her ne kadar kabullenmek istemese de onu bunaltan bir duyguyla Nagi'ye doyamıyordu ve artık bunu saklamak ve kendini geri tutmak istemiyordu.

Bu konuda öncesinde de pek başarılı olmadığının farkında değildi tabii.

Reo, Nagi'nin dudaklarına doğru, "Seni sen olduğun için öpmek istiyorum," diye mırıldandı. "Stres atmak için değil, eğlenmek için değil. Sadece sen olduğun için seni istiyorum Nagi."

Nagi şimdiden şaşkına dönmüş olsa bile Reo'nun söyleyecekleri bitmemişti.

Reo ona geniş, salak bir sırıtışla bakarken Nagi mor gözlerde ki gözlerindeki yaşları yeni fark ediyordu.

"Ağlıyorsun?" Nagi sanki bir yere gitmesinden korkuyormuş gibi kollarını Reo'ya daha sıkı dolarken söylüyor ya da söyleyemeye çalışıyor çünkü tüm beyin fonksiyonları durmuş durumdaydı ve Reo'yu ağlarken görmeyi beklemiyordu.

Nagi, Reo'nun kaküllerini yüzünden uzaklaştırdı ve geri itti, ıslak yanakları nazikçe öptü ve kollarının arasındaki aşkına telaşla baktı. "Ne oldu? Bir yerini mi acıttm?" diye fısıltıyla sordu.

Reo doğruldu, oturduğu yerden özlem dolu bir bakışla gümüş gözlere baktı. "Hayır, aksine beni o kadar mutlu ediyorsun ki..."

Reo'nun sesindeki çaresizlik karşısında Nagi'nin kalbi burkuldu. Reo'nun bunları söyleyerek nereye varmaya çalıştığını biliyordu.

"Reo, bebeğim ağlama bunun için lütfen. Ben ne demek istediğini biliyorum. Önemli değil gerçekten." Reo'yu çekip göğsünü yaslamadan önce gözlerindeki yaşları nazikçe sildi.

"Hayır!" Reo göz göze gelecek kadar geri çekildi. "Tabii ki de önemli. Şimdiye kadar bir çok kez kırdım seni, en azından bunu düzgünce yapmalıyım."

Nagi'nin tüm düşünceleri Reo'nun kırılganlığı karşısında silinip gitti. Nemli mor gözlere bakarken devam et dercesine başını salladı, herhangi bir ses çıkarırsa anın büyüsünü bozacağını düşünüyordu.

"Bunu söylemek için bu kadar geç kaldığım için özür dilerim. Senden çok hoşlanıyorum Nagi." Heyecandan nefesi titriyordu mor saçlının.

Parmağı ikisi arasında gidip gelirken " Bu aramızda ki tuhaf ilişkiyi ileri taşıyalım, gerçek bir ilişkiye dönüştürelim istiyorum." dedi. Bu sırada utandığı için gözleri Nagi dışında her yere bakıyordu.

"Yani sende istersen tabii? Sonuçta fikrin değişmiş olabilir, çok uzun zamandır bekletiyorum seni o yüzde istemezsen anları-"

"Hiç susmaz mısın sen?" Nagi, Reo'nun bir elini göğsünün üstüne yerleştirirken söyledi. "Bak, senin için nasıl atıyor. İki çift lafına kalp spazmı geçireceğim şurada, sence istemiyor gibi bir halim var mı?" Dudakları dağınık bir öpücükle Reo'nun dudaklarını bulmada önce söyledi.

Bedenleri duyguların yoğunluğuyla uyumlu bir şekilde hareket ederken etraflarındaki dünya arka planda kaybolmuştu.

Nagi gün ortasında sevişmek için odasına geldiklerinde Reo'dan bir itiraf duymayı kesinlikle beklemiyordu.

><><><

iyi gecelerrrrr ozlemisim burayı

smuttan reonun itirafına donduk aniden 🤨

i can see you // nagireoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin