İki Ruh Bir Beden

88 34 19
                                    


Bu bölüm gecikti, farkındayım. Özür dilerim. Okul yüzünden yetiştiremedim.


Alexa'nın bakış açısında...

 Lamilia'nın zihnime girmesinin ilk gününden itibaren her gün daha çok benliğimi kaybetmeye başlamıştım. Bunun nedenlerinden biri de Lamilia'yı hemencecik kabul etmemdi. Çünkü ilk cinayetimi işlemiştim ve öldürdüğüm kişiler ailemdi. Cadı Petru beni yanına almıştı ancak bir gün onun başka birisine başka bir ruh veririken izlemiştim. Bir yoldaş, diye düşünmüştüm sessiz zihnimde.

 Cadı Petru o gün bana Lamilia'yi vermişti. İlk başlarda zihnim normaldi ancak zaman geçtikçe Lamilia'nın kişiliğinin benim kişiliğimi yok etmeye başladığını fark etmiştim. Biraz araştırdığımda her uyuduğum vakitin Lamilia için beni ele geçirme konusunda koz verdiğini fark ettim. Ancak çok geçti. Bazen bir karar veriyor, o karardan emin oluyor ancak sonra ''Ben bu kararı neden verdim, peki bu soruyu şimdi Lamilia mı bana sordurtuyor?'' Gibi şeyleri kendime soruyordum. Delirmek üzere olduğumu veya çoktan delirdiğimi düşünüyordum. Bunları  aklımdan olabildiğince hızlı bir şekilde geçiriyordum ki  Lamilia onları fark etmesin. 

Hafif bir iç çektim. Çok yorgun hissediyordum. Başımı zorla pencereye doğru çevirdim. Gece boyunca uyanıktım. Zaten hangi gün değildim ki? Güneş yavaşça doğmaya başlamıştı.

Yirmi dört saat geçmişti ve bir süre boyunca Lamilia ile uğraşacaktım. Kulaklarımın çınlayacağının farkındaydım ve bu yüzden hızlıca kulaklarımı kapattım. Ancak hiçbir şey olmadı. Ellerimi yavaşça kulaklarımdan indirdim. Lamilia neredeydi?

-Lamilia, orada mısın?   dedim içimden. Gitmiş miydi? Yoksa bugün beni rahat mı bırakacaktı?

Aniden kulaklarım çınlamaya, başım dönmeye başladı. Ellerim kulaklarıma gitti ve başımı eğdim. Gözümün önündeki görüntüler değişmeye, bulanıklaşmaya başladı.Gözlerimi daha net görebilmek için kıstım. Önümde mavi bir varlığın olduğunu fark ettim. Başımın ağrısına direnerek kafamı yukarıya çevirdim. Lamilia önümdeydi. Aslında değildi ancak, bedenimi ele geçirmişti. Bu yüzden o ne isterse onu görecektim. Hayır, diye düşündüm. Başka birisinin düşüncelerimin içine girmesine izin vermeyeceğim! En son önümde ne vardı benim? Dağlara bakan kocaman bir pencere, hafif atışan yağmur. Özellikle seçtiğim pencereyi hatırlamaya çalıştım. Gözlerimi kapattım ve bir koku almaya çalıştım. Evet, bir mum yaktığımı hatırlıyordum. Eğer bedenimin bulunduğu yere konsantre olabil-

-Hayır. Biliyor musun Alexa? Hep amatör kalcaksın. Bulunduğun yerin neresi olduğunu bilemezsin, şu anda yer değiştirmiş olabilirim. Ayrıca kontrolü illaki sana veririm. Bunu ikimiz de biliyoruz.Şimdilik anılarının içinde kaybol...

-HAYI-

-Görüşmek üzere Alexa.

LAMİLİA'NIN ANLATIMIYLA;

Kendi bedenimin içinde bulunmanın verdiği rahatlık hissi içerisindeydim. Alexa'yı dün seçtiğim bazı anılarının içine atmıştım. Dün bütün gün zihninde sıkışıp kalmıştım. Ancak Alexa'nın bilmediği şeylerden birisi de artık anılarını bozabildiğimdi. Her zaman anılarının içine giriyordum ancak onların zihnindeki şeklini bozamıyordum. Artık bunu da yapabiliyordum. Alexa birazcık bile gücünün farkında olmayan birisiydi. Ruh almak basit bir şey değildi ve o direkt bu fikri benimsemişti. Bedenin kontrolünü ele geçirdiğimden beden benim şeklimi almıştı. Alexa'nın kedisi bir anda kucağıma atladı ve miyavlamaya beni tırmalamaya çalışmaya başladı. Sanki miyavlarken Alexa nerede? der gibiydi. Kedi gerçekten tatlıydı. Onu biraz sevdim ve mayıştırdım. Ardından kapının dışına çıktım ve ejderha cesetlerini gördüm. Bir anda içimde karşı konulamaz bir biçimde ejderhaları parça pinçik etme isteği uyandı. Dayanamıyacaktım.

Acıtan YaşamaktıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin