19

642 74 23
                                    

Kendimi ömürlük bir uykuya atmak istiyordum. Özellikle Baekhyun yanımdayken uzun uzun onun kokusuyla, teniyle uyumak istiyordum. Fakat Baekhyun çok düşünen ve düşünceleriyle uykusunu engelleyen birisiydi. Onun aksine ben ise az düşünüp, işleri olacağına bırakmayı seviyordum.

Sabahın 4'ü gibiydi, uykumdan uyandırılmıştım, aslında uyandırılmak sayılmıyordu, Baekhyun yataktan kalkarken onu yakalamıştım. Şimdi günün en erken saatinde karşılıklı bağdaş kurmuş, yatağın üzerinde oturuyorduk. Ellerini ellerimin arasına almıştım, odayı ay ışığı aydınlatıyordu fakat benim bu odada gördüğüm tek ışık Baekhyun'un parıldayan güzel gözleriydi.

"Konuşmayacak mısın?" dedim sessizce. Hala deli gibi uykuluydum, zaten 2 saat önce yatmıştık.

"Su içmeye kalkmıştım." dedi. "Sen uyu, o kadar yol geldin."

"Bir şey var."

"Yok bir şey." dedi kollarını belime dolayıp, başını göğsüme yaslayarak. Saçlarını öpüp "Sen gece uyanıyorsan ya beni biriyle yanlışıkla hayal ettiğin için uyanmışsındır ya da bir şeyi yanlış yaptığını düşündüğün için." dedim.

Başını kaldırıp bana baktı, ardından gülümseyip "Bu kadar iyi tanıyamazsın beni." dedi.

"Hangisi?"

"İkinci."

"Neymiş?" dedim onu biraz uzaklaştırıp göz temasına geçerek. Hala bir şeyleri susarak halletme yolundaydı, bu onun hiçbir sorununu dile getirecek bir ortamda olmamasıyla ilgiliydi. Onu buraya geldiğimde daha iyi anlamaya başlamıştım. Burda kendi sorunundan bahsetmeyi geçtim, kendisi gibi bile değildi. Önceki ilişkilerinde de sorunlarıyla pek ilgilenilmemişti ve Baekhyun her şey içine atmaya alışarak bu yaşa kadar insanlarla iletişim sürdürmüştü. "Benimle aklındaki her şeyi paylaşabilirsin." dedim ona.

"Biliyorum." dedi mırıldanarak. "Sadece nasıl cümleye girilir onu hesaplayamıyorum."

"Kelimeleri toparlamanı bekleyebilirim. Sorun değil."

"Chanyeol." dedi bana hayran hayran bakarak. "Acaba ben sana az mı geliyorum?"

"O da ne demek?"

"Ne bileyim, buraya geldin benim için ben sana kötü davrandım. Saçma sapan şeylerden sürekli tartışma çıkarıyorum, sana yalanlar söyledim, biraz da içe kapanığım."

"Aşkım." dedim tekrar ellerini tutarak. "Sinirlerini tutamıyor olabilirsin ya da sorunlarını paylaşmakta zorlanıyor olabilirsin ama ben senin elinde olsa bana dünyaları verebileceğini hissediyorum, önemli olan hisler değil mi?"

"Öyle, yemin ederim ki sana dünyaları vermeyi çok isterdim ama sığmıyor ellerime dünya, ben yaşamı biraz elime yüzüme bulaştırıyorum." dedi üzgünce.

Tuttuğum elinin avuç içini dudaklarıma bastırdım. "Benim dünya anlayışım senin ellerin, ben zaten tutuyorum dünyayı." Baekhyun bana ufak bir gülümseme verdiğinde eğilip dudağının kenarını öptüm. "Ayrıca hiçbir şeyi eline yüzüne bulaştırdığın yok. Bunu daha önce de konuştuk, geçmişi bırakalım artık."

"Bulaştırıyorum." dedi inatla.

"Baekhyun şu an herhangi bir sorun yok ilişkimizde. Düşüne düşüne uykunu bölmene değmez ki balım."

"Elimde değil." dedi mırıldanarak. "Düşünüp duruyorum sürekli."

"Benimle gel." dedim. Onun burda durması artık içime sinmiyordu. "Sabaha toparlan, burdan gidelim. Sana daha önce de söyledim, bu çok düşünme işini birlikte atlatamıyorsak yardım alabiliriz. Hemen sabah yola çıkarız, akşamına evimizde oluruz, yarın da psikoloğa gideriz. Hatta akşamına bile ayarlayabilirim, evimize uğramadan-"

sıcak şarap | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin