13

790 97 60
                                    

Baekhyun'un yokluğu beni gerçekten deli gibi sarsmıştı. Bir şeyler yapma hevesim yoktu, yine de hayata devam edebiliyordum. Yataktan çıkmadığım bir hayat yaşamıyordum. Sadece kafam yerinde değildi, çevremin dediklerini pek anlayamıyordum.

Okula gitmeye devam ettim, Baekhyun çevrede yoktu, aynı bölüm değildik fakat okula gelmediğinin farkındaydım. Onu çok özlemiştim, gözlerim her yerde istemsizce onu arıyordu. Geçen 1 haftada özlemle yanıp tutuştum ve sonunda pazartesi günü Baekhyun ortaya çıktı.

Onu ilk görüşüm yemekhanedeydi. Kyungsoo ve Jongin'le oturuyorduk. Jongin bana ilişki tavsiyesi veriyordu ve ben gözlerimi devirip duruyordum. İkisi yan yana mutluydular, birbirlerini öpüyorlardı ve tabaklarında sevmediklerini birbirlerine aktarıyorlardı. Ben de üçüncü tekerlek olarak öylece oturuyordum. "Bu çocuk çok yüzsüz." dedi Jongin. Anlamayarak ona baktım, ardından gözleriyle çapraz masamızı işaret etti, onu 1 hafta sonra görüşüm de o saniye gerçekleşti.

Solgun yüzü, şişmiş göz altları vardı. Yüzünde çiçekleri yoktu ve nedensizce yoklukları canımı yaktı. Üstünde siyah tişörtü vardı, bu da ayrı bir sıkıntı çökertti bana. Boncuklu kolyeleri, bileklikleri de yoktu. Baekhyun mu diye bir anlığına şüphe duydum kendimden fakat ben onu nefes alışından bile tanırdım, ordaydı. Arkadaşları bir şeyler anlatıp gülerken başını duvara yaslamış bana bakıyordu.

Gözlerimi ondan çekmek çok zor oldu benim için. Onun ise çekmeye niyeti yoktu, öylece bakıyordu ve hiçbir mimik oynatmıyordu. Bir şeyler düşünüyor olmalıydı, ben de son zamanlarda bu şekil de dalıp gidiyordum.

Baekhyun'un dış görünüşünde olan değişiklikler beni sinirlendirmişti. Aklım mümkünmüş gibi onu görünce daha karışmıştı. Renklerini ondan ben mi almıştım? Bu çok can sıkıcıydı, Junmyeon'un ona yapmasından korktuğum şeyi ben mi yapmıştım?

Baekhyun oturduğu yerden kalktığında gözleri hala bende kilitliydi. Arkadaşlarından birisi onu bileğinden tutup durdurdu, bir şeyler konuştular. Ben de o sıra Baekhyun'un bana geldiğinin gayet farkında olduğum için hemen ayaklandım. "Gidiyorum, derste görüşürüz." dedim Kyungsoo'ya. Kyungsoo bir şeyler söyledi fakat kaçar adımlarla uzaklaştığım için anlamadım.

Dışarı kendimi attıktan hemen sonra arka tarafa dolanmak için ilerledim. Baekhyun bu kadar büyük bir alanda beni bulamaz diye düşünüyordum fakat bahçeye çıkar çıkmaz "Chanyeol." diyerek önüme dikildi. Solgun yüzü şimdi daha yakınımdaydı. "Biraz konuşalım." dedi gözlerini benden kaçırarak.

Onu es geçip ilerlediğimde birkaç saniye orda donup kaldığını biliyordum. Ardından koşar adımlarla tekrar önüme durdu. "Lütfen." diye rica ettiğinde, sinirden kıkırdadım "Dalga mı geçiyorsun?" dedim. Onunla göz göze gelmek artık benim için dünyanın en zor şeyiydi. Ona dayanamıyordum, yüzüne baktığımda sadece öpmek istiyordum. Bu yüzden göz göze gelmeden konuşmaya özen göstermek zorundaydım.

"Benimle konuşmadığın sürece sürekli seni rahatsız edeceğim." dedi. Tek eliyle diğer elini tutuyordu, benden çekiniyordu, ses tonu kısıktı.

"Kolay gelsin o zaman." dedim onu tekrar es geçerek. Baekhyun bu sefer arkamdan gelmedi, göz ucuyla dönüp ona baktığımda ters yöne doğru hızlı hızlı yürüyordu. Peşinden koşup onu sarmalama isteğimi bastırdım. Beni hala kendine deli ediyor oluşu inanılmazdı.

Birkaç dakika sonra derse geçtim. En arkada, camdan dışarıya bakıyordum, yorgun bir ruh halim vardı, bu işin sonunu merak ediyordum. Baekhyun'u tekrar hayatımda istiyordum ama bu yaptığına tamam diyecek bir kişiliğim de yoktu. Benimle barışmak istiyorsa işi biraz zordu açıkcası veya uzun bir göz temasıyla kolaylıkla halledebilirdi.

sıcak şarap | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin