6

811 118 66
                                    

Bir saniye de olsa dudaklarıma değen dudaklarını hiçbir şekilde unutamıyordum. Byun Baekhyun bu dudaklardan geçmişti ve ben bunu algılayamıyordum. Zamanı tam o saniye de tutmak için her şeyi yapmaya hazırdım. Fakat unutmak konusunda anlaşmıştık, unutmuş gibi yapmak zorundaydım. Beni neden öptüğünü dahi soramazdım şimdi, sürekli kafada kurup duracaktım.

Baekhyun'un beni aniden öptüğü günden sonra nerdeyse hiç topluluğa gelmemişti. Bu iyi miydi kötü müydü bilmiyordum. Onu uzaktan görmek ben iyi hissettirmiyordu fakat Junmyeon'la birlikte görmediğim için de huzurlu bir hafta geçirmiştim.

Junmyeon toplulukla plaja gitmek için planlar yapıyordu. Hiç hevesim yoktu, plajları sevmiyordum, ben kışçıydım. Yöneticilerden olduğum için ayarlamalara yardım ediyordum fakat gitmeyecektim. Otobüsleri ve çadırları ayarlamıştım, Junmyeon da gelecek kişileri not ediyordu. Jongin ise birlikte kalacak kişileri yazıyor, uyarıları yapıyordu. Son otobüsle konuşup telefonu kapattığımda, camın önünden aşağıya bakıyordum. Baekhyun yine o ağacın altında oturmuş garip kartlarıyla uğraşıyordu. Kendi kendine oturmayı gerçekten seviyor olmalıydı. Yüzünde ufak bir gülümseme vardı, bazen kendi kendine bir şeyler söylüyordu ve kıkırdıyordu. Çok güzeldi.

Gözlerimi Baekhyun'dan hiçbir şekilde çekemiyordum. "Chanyeol." dedi Jongin. Yanımda durduğunda zar zor gözlerimi aşağıdan çektim. "Listeleri ayarladım." Jongin'in gözleri aşağıdaki Baekhyun'a kaydığında garip garip gülümsedi, onu dürtüp bana dönmesini sağladım. "Bazıları arkadaşıyla bazıları da sevgilisiyle kalacak, bazılarını random kişilerle eşleştirdim."

"İyi." dedim. Jongin'in bana rapor vermesine gerek yoktu, o da yöneticiydi sonuçta. "Napabilirim?"

"Sen gelmemekte kararlı mısın?"

"Evet." dedim. Jongin usul usul başını salladı. Onda bir gariplik vardı. "Baekhyun da gelecek." dedi aşağıya bakarak. Biliyordum, onun olduğu her yerde olmak istiyordum fakat plaj bunun için uygun değildi. Baekhyun ve sevgilisini görmek istediğim son yer denizdi.

"Jongin.." dedim ona dönerek, belli ki bir derdi vardı. "Ne istiyorsun?"

Jongin derin bir nefes verdi. Elinin tekini omzuma attı, gözlerimi devirdim. "Eğer Kyungsoo'yu getirirsen, Junmyeon'un gelmemesini sağlarım." dedi.

Bir süre durakladım. Jongin'in bu işi kolayca halledebileceğini biliyordum fakat ben ve Baekhyun artık uzaktık -hiç yakın olduğumuz da söylenemezdi- bu benim işime gelmezdi, önümde durup da onunla konuşamamak felaket üzerdi beni. Zaten gitmek de istemiyordum ve Kyungsoo'yu da ikna edebileceğimi hiç sanmıyordum. "Hayır." dedim. "Ama kafanızı dinlemek için yine de Junmyeon'un gelmemesini sağla." Jongin'in yüzü üzgün bir hal aldı fakat ısrar falan etmedi. Onda garip haller vardı. Yakında kokusunu ya Kyungsoo'dan ya da kendisinden duyardım büyük ihtimalle.

Hafta sonu plaja gidecekleri için bu hafta toplulukta işim yoktu. Bir hafta Junmyeon'u görmemenin rahatlığıyla yaşayacaktım. Dersten çıkmıştım, Kyungsoo yanımda açıklanan sınavları için bir şeyler anlatıyordu. "Bu hafta sonu çalışmıyorum." dedim sözünü keserek. "Bizimkiler toplulukla plaja gideceklermiş. Biz de maça mı gitsek?"

"Olur." dedi Kyungsoo neşeyle. "Biletlere bakayım." derken kantine girmiştik. Kyungsoo oturduğu yere yayılıp telefonuna bakarken ben de çantamı bırakıp ikimize kahve almaya ilerledim. İşte günümün ışığını da orda gördüm. Baekhyun sırada tam önümde arkadaşlarıylaydı.

Günlerden salı olduğu için boncukları mordu. Gözlerinde pembe çiçekleri vardı, üzerinde gri bol bir tişörtü vardı, onu ilk defa gri giyerken görmüştüm. Altında bol dizden yırtık bir pantolonu vardı. Bu sıralar croplarını ve şortlarını giymiyordu. Büyük ihtimalle bunu o bile fark etmiyordu fakat ben onun her şeyinin farkında olduğum için bunun da farkındaydım. Gri giymesi içimi bulandırmıştı, renkli giyinmesini seviyordum.

sıcak şarap | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin