10 bölüm |Mutlu mutsuzluk|

149 14 8
                                    

İyi okumalar~

-

Hayatım mahvolmuştu.

Ben öyle hissediyordum.

Önce babam, sonra annem ve kardeşim. Yalnız kalmıştım. Kimsem yokmuş gibi hissediyordum. Zaten de yoktu. Arkadaştan ana baba mı olurdu?

Emir'lerin yüzüne bakmadan çıkmıştık hastaneden. Bacaklarım titreyince Maran kucağın da taşımıştı beni arabaya kadar. Arabadan da evine, kendi odasına.

Evi mi, tamamen lükstü. Gerçi benim umrumda değildi onun evi. Burda da daha fazla yaşayamazdım. Ona yük olmak istemiyordum ve en önemlisi bana ne kadar yardım etse dahi onu tanımıyordum bile.

Beni eve soktuğun da gördüğüm insan kalabalığından rahatsız olmuştum.

Bu yüzden bakmamıştım onlara. Başımı Maran'ın boynuna gömmüş ve gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Gözlerin takip ettiği insan olmak çok rahatsız hissettirmişti.

Şimdi ise, üstümde Maran'ın verdiği pijamayla yatağın da sessizce uzanıyordum.

Gece yarısını geçmişti. Üçe geliyordu.

Odadaki sessizliği duvarda ki saatin sesi bozuyordu, ve yalan söylemeyeceğim bana küçüklüğümü hatırlatmıştı.

Soğuk olmasına rağmen kalın giyinip üst üste yığılmış yorganı kafama kadar çekip yerimin ısınmasını beklemişim gibi, beklerken de saatin tıkırtısıyla uykuya dalmışım gibi hissettirmişti.

Yabancı olduğum bu ev, ev gibi hissettirmişti.

Gözlerimi pencereye çevirdim. Dışarıda rüzgar esiyordu. Şiddetliydi. Uğultu sesi camlara vururken daha net işitiliyordu.

Yattığım yerden ayaklarımı sarkıttım aşağıya.

Maran nerdeydi bilmiyordum ama yanımda olmaması iyiydi. Şimdilerde sadece kendi başıma sessiz sakin durmak ve beynimin içindeki düşünceleri toparlamak istiyordum.

Ayağa kalkıp çıplak ayaklarımı yere vura vura pencereye yaklaştım.

Camın boyu benden uzundu. Ellerimi cama yasladım ve bir süre dışarıyı izledim.

İçimden bir şeylerin koptuğunu, zorla koparıldığını hissediyordum.

Yanağımı ıslatan incileri omzumla sildim.

Kendime nefret ediyordum, aileme sahip çıkamamıştım. Annem ölmüş, kardeşimse kayıptı.

Nerde olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu. Canım acıyordu ve bu acı yakın zamanlarda dinecek gibi değildi.

Alnımı cama yasladım.

Silemedim yaşları, parkeye damlamalarına izin verdim.

"Allah'ım içim acıyor. Çok ağır dayanamıyorum, yardım et" iç çektim.

Saatin tıkırtısı bile susmuştu kulaklarımda.

"Hissizleştir beni. Dayanamıyorum hissizleştir"

Alnımı camdan ayırdım ve gök yüzüne baktım. İç çektim.

Aşağıdan gelen tıkırtıyla irkildim ve arkamı döndüm. Kimse yoktu, kapıya ilerledim. Kapıyı açıp aralığından baktığım da koridorun ışıklarının yandığını gördüm.

Maran mı gelmişti acaba diye geçti aklımdan.

Kapıyı açıp odadan çıktım. Yanağımı pijamanın koluyla silip burnumu çektim.

İkiz | BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin