Bölüm Şarkısı: Fujii Kaze - Shinunoga E-Wa
-Bade-
Kahvemden bir yudum alıp koltuklara kurulmuş olan Selim'in yanına oturdum. "Ne kadar burada kalacaksın şimdi ona göre bir plan yapayım."
"Çok fazla değil uçuş buraya direkt olduğu için birkaç gün kalır sonra geçerim diye düşündük. Aktif olamayacağım yani." gülüp arkaya yaslanırken üstündeki beyaz gömlek tamamıyla gerilmiş ve spor yapmaktan fazlasıyla belli olan hatları gözler önüne serilmişti. Bütün vaktini spor salonunda mı geçiriyordu bu çocuk?
"Kendini bana bırak güzellik istemediğin kadar aktif olacaksın." kafamı iki yana sallarken "Biraz dolaşıp alışveriş falan yaparım kimseye haber verme lütfen." dedim.
"Sana da iyi gelir diye düşünmüştüm hem uzun zamandır görüşmüyoruz diğerlerinin de haberi vardı senle konuştuğumdan." burada kalabalık bir arkadaş grubunun beni bekleyeceğini düşünmemiştim bile. Düşünmeyi geç aklımın ucundan geçmiş miydi acaba.
"Selim kendimi çok yorgun hissediyorum buraya gelişim biraz kaçış oldu açıkçası."
Kolumun üstüne bıraktığı eli tenimi hafifçe okşarken "Haktan'dan kurtulduğuna seviniyorum her ne kadar konuşmak istemesen de o çocuk sana layık değildi." dedi. Anlaşılan herkesin bir fikri vardı Haktan konusunda.
Kafamı koltuğa yaslayıp "Konuşmaya değecek konu değil cidden. Az hasarla kurtulduğuma seviniyorum sadece." dedim.
"Yarın golf oynamaya gidelim ya da tenis. Seçimi sana bırakıyorum strese birebir şeyler bunlar."
"Boks falan daha iyi bir stres atma yöntemi değil mi?" merakla sorunca gülüp "Minnacıksın elini kolunu kırma okul öncesi." diyerek bileklerimi gösterdi. Savunma dersleri aldığımı bilmiyordu tabi.
"Sabah müsait değilim öğleden sonra gidebiliriz." erken uyanmayı asla düşünmüyordum.
Televizyonda kanalları karıştırırken telefonuma gelen mesajla ayağa kalktım. "Ne oldu?"
"Kapıdakilere bakacağım." elindeki plakları koltuğun üstüne bırakırken "Bir şey mi oldu?" dedi hemen. Bu erkeklerdeki sorun olunca ciddileşme hızına asla alışamayacaktım. "Yok ya geliyorum şimdi."
Kapıyı açıp Ömer'le göz göze gelince gözlerimi kıstım hemen. "Neyi kontrol ediyorsun?"
"Bu gece kalıp kalmayacağını anlamaya çalışıyordum." bana gayet açık bir cevap verince omzumu kapıya yaslayıp "Oradan bakınca ilk günden eve erkek atacak birine mi benziyorum Ömer? Arkadaşız sadece annemlere bildirmen gereken bir durum yok. Siz yemek yediniz mi burada böyle beklemenize gerek yok dairenize geçin." dedim.
"Yedik efendim merak etmeyin. Selim Bey için aracını hazırlatıyorum o zaman." saat kaç olmuştu ki bayadır oturuyorduk farkındaydım ama kesinlikle karışmalarına gerek yoktu.
"Yarın da göreceksiniz şimdiden alışsanız iyi olur." Ömer ve yanındaki biraz daha geniş cüsseli adama bakıp içeri girdim. Mutfaktan kendime su alırken "Bir şey ister misin?" diye seslendim Selim'e.
"Gideyim artık ya geç oldu, sen de dinlen biraz yarın benimsin zaten." suyu birkaç yudumda içip bitirirken o da kenara bıraktığı ceketini aldı eline. "Diğerlerine de haber ver tenise gideriz."
Beni onaylayıp kollarını bedenime sararken gözlerimi devirip gülümsedim. "Bir şey olursa haber ver, aklım sende kalır yoksa."
"Gidip sabaha kadar deliksiz bir uyku çekeceğim Selim, bir şey olması için fırsatım kalmıyor." gülümseyerek sarılışına karşılık verirken "Her zaman için diyorum artık buradasın en yakınında da ben varım." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yan(a) Yana
Teen FictionKaçtığı şeye koşar mı insan? Korktuğu şeye körü körüne bağlanır mı? Bade istemediği şeylerin bütünü olan Karan'a karşı konulmaz derecede aşık olurken geçmişlerinin onlara oynayacağı oyunlara dayanabilecek miydi? Karan onu sevdiğini kabul edecek miy...