Yan(a) Yana

Plan

-Karan-

Aldığım haber hiç hoşuma gitmezken parmaklarımı masaya daha hızlı vurmaya başladım. Birazdan önemli bir toplantıya girecektim ama anlaşılan rahat duramayan birisi vardı.

"Bulamadınız mı hala?"

"Efendim?" Altay uykudan uyanmış gibi irkilirken gözümü diktiğim ekrandan kaldırdım kafamı. "Yakalayıp tepesine çöksünler demedim mi ben, gerekirse ümüğünü sıkın Altay. Onu da ben yapacaksam niye tonla para harcıyorum bu adamlara?"

"Haklısın abi ama köstebek gibi sürekli kayboluyor ortadan." Kapının çalmasıyla ona cevap vermeyi es geçip gelen asistanıma baktım. "Toplantı için planlanan saate 3 dakika var Karan Bey, yönetim kurulu eksiksiz katılmış durumda."

"Tamam geliyorum birazdan."

Bilgisayarımın açık olan ekranını kapatıp yerimden kalkarken askıda asılı olan ceketimi giyindim. Şirket geçtiğimiz hafta önemli bir ortaklık imzaladığı için bugün yönetim kuruluna bilgilendirme geçilecekti. Hazırlıklı olduğum için sıkıntı etmiyordum.

Sorun yaratabilecek potansiyelde biri de yoktu zaten. Şirketin iyiliğini düşünmeyenin orada yeri yoktu çünkü.

"Hadi gidip halledelim şunu."

"Bu arada Bade Hanım evindeymiş. Fotoğrafları göndermişler bakmak istersen." Kafamı iki yana sallarken "Gerekmedikçe onunla ilgili bilgi verme. Gözünüz üstünde olsun yeter." dedim.

O küçük cadı ihtiyacım olana dek kendine dikkat etse iyi ederdi.

Ceketimin kol kısmını düzeltirken ezberlediğim yolda yürümeye devam ettim. Altay hemen yanımda durup kapıya uzanırken onu durdurup kendim açtım. O ondan istediğim işleri halletsin ben kendi kapımı açabilirdim.

Yüksek cam panellerle çevrili toplantı odasına girdiğimde geniş ve uzunlamasına masanın çift tarafında yaklaşık 20 kişi gördüm. Hepsi oturmuş kendi aralarında sessizce sohbet ediyorlardı. Yeni iş birliğinin buradaki insanlar tarafından heyecanla karşılandığını olumlu bir hava yakalandığının farkındaydım. Bugün de bunu perçinlemeye gelmiştik.

Toplantı odasının duvarları camla kaplıydı ve dışarıdaki gün ışığı, odanın içine yayılarak her bir yüzü aydınlatıyordu. Masanın başındaki koltuğunda oturup, hepsine dikkatlice baktım. Sunum yapacak kişi bugün toplanmamızın nedenini açıklarken önceki hafta gerçekleşen imza törenini anlattı kısaca.

İşte bu andan itibaren odadaki herkesin keyifle avuçlarını ovuşturduğunu birbirlerini tebrik ettiklerini fark ettim. Hepsi iyi iş adamlarıydı iyilikten kastım karakterleri değildi. İşlerinde iyi olmaları şirkete bağlılıkları benim için yeterliydi de burada bahsettiğim şey hepsinin alanlarında sözü geçen insanlar olmasıydı. Elimi güçlendiren bir detaydı.

Bu vesileyle imzalanan anlaşmanın şirket için önemi bir kez daha gözle görülür olmuştu. Bilişim üzerine bir şirketim vardı her dakika yeni bir şeyin üretildiği bu piyasada ayakta kalmak zordu ancak ben akıllıydım. Adımlarımı ince eleyip sık dokuyarak atmış ilmek ilmek işleyerek bugünlere getirmiştim bu şirketi.

Projeksiyon ekranında, yeni iş birliğinin detayları belirgin bir şekilde görüntüleniyordu. Veriler, grafikler ve gelecek planları sırayla slaytlarda yer almıştı ki sunumu hazırlayanı bizzat tebrik etmek isterdim. Her bir ayrıntıyı tek tek inceledim, atılacak adımları kafamda planladım.

Toplantının devamında, her bir departmanın yöneticisi, ortaklığın kendi alanlarına etkilerini anlatmak için sırayla sunumlarını gerçekleştirdi. Meraktan ziyade ne yapacaklarını görmek istediğimi fark ettim. Yeni olmayan çok güçlü rakiplerimizin olduğu bir piyasaya adım atacaktık kim neyi feda ediyordu görmek istiyordum.