Ondan hoşlandıklarını sandıkları kişi aslında senden hoşlanıyor! (Fangirl sanıyorlar.)
Karakterler; Oikawa, Atsumu, Suna, Sugawara ve Iwaizumi
5 part şeklinde yayınlamak istiyorum. Çünkü biraz yavaş çeviri yapıyorum 🫠
-
ఌOikawa Tooru
"Yemin ederim, eğer 60 saniye içerisinde gitmezlerse onlara doğru servis atacağım."
Kollarını kavuşturup, otobüse yaslanarak erkek arkadaşının etrafını ciyaklayarak çevreleyen kız sürüsüne baktın. Iwaizumi tam senin yanında, en yakın arkadaşının sevgi ve ikramlarla yıkandığını görünce manzaraya dik dik bakıyor.
Alay etti. "Evet? 15 saniye bekliyorum."
Kafanı otobüsün içine soktun. "Mattsun! Bana bir top at! Bunun için bir uyarı gerekiyor."
Hanamaki koltuğundan öne doğru eğildi, "Kızlara voleybol topuyla vurmanın biraz fazla olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.
Matsukawa'nın attığı topu yakaladın. "Kızları vuracağımı kim söyledi?"
Hanamaki güldü, "İşte bizim menajerimiz." dedi, koltuğuna geri yaslanmadan önce.
"Iwa, 15 saniye daha dolmadı değil mi?" topu elinden eline hareket ettirerek sordun.
"Kesinlikle."
"Sırtından vurursam 2 etli çörek." duruşunu ayarlayarak söyledin.
"5, eğer kafasını vurursan. Bu onun büyük kıçlı egosunu küçültmeye yardım edecektir." Iwaizumi teklif etti.
Kıkırdadın, "Kabul."
Sonra, göz açıp kapayıncaya kadar top Oikawa'ya gitti. Yüksel bir gümbürtü! Başının arkasına geldiğinde kalabalık nefes nefese kaldı ve bir adım geri attı.
"Ne halt ediyorsun, Iwa-chan?" Oikawa seslendi, arkasını dönerken acılı noktayı ovuşturdu.
"Bendim, boktankawa."
Oikawa omurgasından aşağı bir ürpertinin geçtiğini hissetti. Başarısızlıktan daha çok korktuğu bir şey varsa, o da sensin.
Spesifik olarak, sinirli bir sen.
Gergin bir şekilde kıkırdamadan önce yutkundu. "Haha... i-iyi atış y/n-chan... Pratik yapıyor muydun?"
"...otobüse bin."
"Evet y/n-chan."
Utanarak hayran kızlarına veda etti, "Bunu kısa kestiğim için özür dilerim, bayanlar. Oyunumuzda bize şans dileyin."
Oikawa başını alçaltarak otobüse doğru ilerlerken yüksek sesli protesto sızlanmaları patlamaya başladı.
Sana yaklaştığında yukarı baktı, sadece cehennem bakışlarınla karşılandı. Hızla geri çekildi, tek kelime etmeden yanından geçmeyi seçti.
Iwaizumi hemen ardından takip etti, otobüse binerken pasörün kıçını tekmeledi ve onun bir sızlanma ile sendelemesine sebep oldu.
"B-bekle!"
Üçünüz arkanızı döndünüz ve bir kız gördünüz -büyük olasılıkla ilk yıl- saçları at kuyruğu şeklinde toplanmış ve bordo bir kurdele ile. İnanılmaz derecede ürkek görünüyordu, bacakları yerinde sallanırken, elleri eteğinin ucuyla oynuyordu.
"Üzgünüm, ama şimdi gitmeliyiz." dedi Iwaizumi, Oikawa'yı zorla otobüsün içine doğru iterek.
Oikawa kıza el salladı, "Üzgünüm, daha fazla kalamam-"
"Y/n-senpai!"
Hepiniz dondunuz ve kocaman gözlerle ona baktınız. Orada durdunuz, neden sizinle konuşmak istediği konusunda kafanız karıştı.
"Uhh... evet?" sen sordun.
"B-b-ben... seni seviyorum!"
İtirafını tam olarak sindirmeden önce, kollarının bir kucaklamayla etrafınıza sarıldığını hissettiniz. Yüzünün yan tarafını göğsünüze gömdü, tutuşu sıkılaştı.
"Hey! Y/n benim!!" Oikawa ilk yıla doğru gitmeye çalıştı, ama Iwaizumi onu geride tuttu; sahibi tarafından tutulan can sıkıcı bir chihuahua gibi.
"Y/n-senpai, eğer istersen, lütfen benimle ol! Oikawa-san seni hak etmiyor!" Kız sana karşı tekrarladı. (seni yerim cocuk kiz)
"Seni küçük velet! Y/n-chan beni seviyor! Y/n, söyle ona!" Karşılık verdi, dudaklarında derin bir surat asıldı.
"Umm... Özür dilerim, ama şu anlık berbatkawa ile çıkıyorum." dedin.
"Şu anlık?!" Oikawa çığlık attı.
"Yani y/n'in sana 'berbatkawa' demesiyle ilgili bir sorunun yok mu, kaybedenkawa?" Hanamaki kıkırdayarak söyledi. Oikawa öfkeyle kızardı ve şişti.
"A-ama..." kızın gözleri doldu. Burnunu çekti ve silmek için kolunu kaldırdı.
"Adın ne?"
Kız endişeli bir nida çıkararak sana baktı. Sonunda sözlerini geri kazandı ve konuştu.
"Hashimoto... S-Sakura..." diye mırıldandı, sessizce.
"Sana 'Sakura-chan' diyebilir miyim?"
"Eh?!"
Giydiği yıldırımlı ifade, yalnızca Oikawa'nın yüzünü süsleyen şaşkınlıkla rekabet edebilir.
"Onu tanımıyorsun bile!" Oikawa nefes nefese kaldı.
Oikawa'nın ağzından çıkan pıtırtı saçmalığını görmezden geldin ve ellerini Sakura'nın titreyen yumruklarının üzerine koydun.
"Seninle çıkamam, ama sana ne diyeceğim. Eğer aptalkawa beni kızdırırsa, onun kafasına voleybol topuyla servis atmana izin vereceğim."
Hanamaki ve Matsukawa'nın kükreyen kahkahalarını duydun. Gözünün köşesiyle somurtkan bir Oikawa gördün.
"Çok şiddetli..." diye mırıldandı, yerinde titreyerek.
"B-bana nasıl servis atacağımı öğretecek misin?" Sakura tekrarladı, ağzı huşu içinde ayrıldı.
Başını salladın, "Ama şu anda değil; yetişmemiz gereken bir oyunumuz var. Bu yüzden bize izin verirsen..."
Başının üstünü okşadın ve otobüse girmek için ağzı açık olan Oikawa'nın etrafından dolaştın.
"Kıçını hareket ettir, zamanımız yok." Iwaizumi, biraz daha yumuşak bir tavırla Sakura'ya dönmeden önce ileri yürümek için onu agresif bir şekilde dizinin arkasını tekmeledi.
"Sonra görüşürüz, geleceğin bayan l/n'i."
"Iwa-chan!!!" (ĞAÖFQĞÖFŞWDLW sana iyi oldu piç oikawa)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haikyuu:Sfw, Nsfw, Hc, One Shot Çevirileri
FanfictionÇeviriler ve benim yazılarım vardır. Çevirileri de değiştirebiliyorum. Saçma gelen yerleri ya da hoşuma gitmeyen şeyleri değiştiriyorum.