Tim: Ben Tim, ve... Umm...
Tim tekrar aynaya öylece bakakaldı, ne demesi gerektiğini bir türlü bulamamıştı.
Tim: Olmuyor işte!
Luke kanepede yatıp telefona bakarken cevap konuşuyor.
Luke: Boşversene.
Tim: Nasıl?
Luke: Boşver, sadece boşver.
Tim kafasını aynaya dayıyor.
Tim: Lanet olsun! Her yeni okula gittiğim zaman bu oluyor!
Luke: Bizimkiler de olacak.
Tim: Lanet üniversiteyi otele çevirmeseler olmaz değil mi?
Luke: Okul olmak oraya yakışmıyordu ama, iyi ol-
Luke bir anda ayağa kalktı.
Luke: Tim.
Tim: Efendim.
Luke: Ozzy'i hatırlıyor musun?
Tim de irkiliyor.
Tim: Anaokulunda ölen mi?
Luke: Ta kendisi!
Tim: İyi de o öldü.
Luke: Bana nasıl mesaj yazabiliyor o zaman?!
Tim: Bekle ne?!
Luke: Al kendin bak.
Luke Tim'e telefonunu gösteriyor.
Tim: Bekle, bu gerçek!
Luke: Bu yalan söyleyebileceğim bir konu mu?!
Tim: Bizi bir yere mi çağırıyor?
Ozzy onlara bir konum attı.
Tim: Ozzy hayatta ise o zaman hala bu telefon numarasını mı kullanıyor?
Luke: Görünüşe göre...
Kalın yazmak çok zor o yüzden bırakıyorum.
Tim: Çok mantıksız.
Luke: Bizimkilere mesaj atayım mı?
Tim: Şaka mı bu?! Tabii ki!
Luke: Nugget! Gel!
...
...
...
Luke: Nugget!
...
...
...
Luke: Yine Billy ve Lily'nin yanına gitmiş muhtemelen.
Tim: Hep yaptığı gibi.
Luke: O zaman...
Tim: Diğerlerine mesaj attın mı?
Luke: Hayır.
Tim: AT O ZAMAN!
Luke: Carla'ya sen söyle.
Tim: Onunla asla iyi anlaşmayacağım!
Luke: Sadece aranızı düzelmeye çalışıyorum.
Tim: Boş uğraşa çok güzel bir örnek senin yaptığın.
Luke: Bir şey soracağım, Cindy hala sana bulaşıyor mu?
Tim: Felix'ten ayrıldığından beri.
Luke: O olay nasıl işledi ben tam anlamadım da.